CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13. cumhurbaşkanı adayı sıfatıyla HDP ile Meclis’te yaptığı görüşme yeniden HDP merkezli tartışmaları gündeme getirdi

21 Ekim 1999’da alçakça bir saldırı sonucu aramızdan koparılan, Atatürkçü, siyasetçi, akademisyen kimliğinin yanı sıra en kapsamlı siyaset bilimi kitaplarından birini yazan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı şu değerlendirmeyi yapardı:

Bir ülkenin gerçekten birlik ve beraberlik içinde olabilmesi için siyasetin merkezindeki anlayışa en uzak kesimler bile o ülke parlamentosundan beklenti içinde olabilmeli.

Sonra şu notu da düşerdi:

Ülke bütünlüğü sadece toprak bütünlüğünden ibaret değildir! İnsanlar farklı düşünebilmeli, bu düşüncelerini ifade edebilmeli, bunu sağlayacak ortak paydalar da olmalı!

***

Kılıçdaroğlu, HDP Eş Başkanları Buldan ve Sancar’la görüştükten sonra şöyle dedi:

“Kürt sorunu dahil bütün sorunların çözüm yeri Meclis’tir. 13. cumhurbaşkanı adayı olarak milletime söz veriyorum, kavgayı bitireceğim...”

Sorunun temeli de bu zaten. Meclis ne yazık ki sadece yasa yapma değil, denetleme, ülke sorunlarına çözüm arama zeminini de büyük ölçüde yitirdi. Düşünün, seçime bir kişinin kamuoyu önünde attığı imza ile gidiyoruz!

Cumhur İttifakı’nın iki ayağı da uzun süre Millet İttifakı’na saldırı zemini olarak HDP’yi gördü. Masanın gizli ortağı dediler, masanın altında teröristler var dediler. Bunları derken başörtüsü için anayasa değişikliği arayışında HDP’nin kapısını çalmayı ihmal etmediler.

Kılıçdaroğlu gelecek saldırıları göğüsleyecek bir söylemle ziyareti gerçekleştirdi:

Adres Meclis’tir!

Kurtuluş Savaşı’nı yönetmiş, emperyalizmin maşaları Polatlı önlerindeyken bile ülke sorunlarını görüşüp yasa çıkarmış Meclis, hukuk temelinde, Cumhuriyetin kuruluş ilkeleri temelinde bütün sorunları konuşup çözüme bağlayacak güce ve iradeye sahiptir. Sahip olmalıdır.

HDP’ye yönelik kapatma davasının da tamamen iktidarın ayakta kalma hesaplarına dayalı açıldığını ve yürütüldüğünü anımsatmakta fayda var.

Dava MHP kongresinden bir gün önce 17 Mart 2021’de açıldı. Seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılacağına dair söylemler gündemdeyken Anayasa Mahkemesi (AYM), 5 Ocak 2023’te 7’ye karşı 8 oyla HDP’nin hesaplarına bloke koydu.

Bu karardan 2 ay sonra 9 Mart 2023’te her nasılsa yine 7’ye karşı 8 oyla blokenin kaldırılmasına hükmetti.

Elbette hiç ihtimal vermiyoruz, elbette böyle şey olmaz, mantığı da yok ama insanın şu Ankara söylentisine inanası geliyor:

AYM’de 8 üye tam uyum içinde karar verir!

***

CHP-HDP görüşmesinin geçen hafta yapılması gündeme gelmişti. Ancak pazartesi günü gerçekleşti. Pazar günü İzmir Kitap Fuarı’nda Ağrılı bir okur standa geldi. Kapkara, beklenti dolu bakışlarıyla hesap sorar gibi seslendi:

-Ne çıkacak o görüşmeden? Bizi tatmin edecek bir şey söyleyin.

Şöyle dedim:

“İki şey söyleyeceğim... Birincisi, eğer Meclis herkesin çözüm yeri olarak gördüğü bir merkez kabul edilirse, çözüm başlamış demektir. İkincisi Türkiye’de 20 milyon aile var. Bunların 1.5 milyonunda eşler farklı etnik kökenlerden. Düğünleri yapanlar, düğümleri çözerler...”