Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

AKP-Cemaat ve ABD Üçgeni

28 Nisan 2012 Cumartesi
\n

\n

\n

\n

\n

Ertelenmiş bir eleştiri ile başlayayım. AKP-Gülen Cemaati geriliminin su yüzüne çıktığı şubat ortalarında, politik İslamı iyi bilen isimlerden dostum Ruşen Çakırın, gazetesi Vatanda 5 gün süren bir yazı dizisi yayımlanmıştı. Diziyi ilk günden itibaren ilgiyle izlemeye başladım ve analize ne zaman ABDnin alınacağını sabırla bekledim. Godotyu beklemiş gibi oldum. Ruşen, 5 gün boyunca tek bir defa olsun ABDnin ismini yazı dizisinde geçirmedi. Hayal kırıklığıydı. Ruşen gibi tarihsel maddecilikten beslenmiş birinin bu ülkeyi 10 yıldır yöneten bir koalisyonda ABD faktörünü tamamen analiz dışı bırakmasını hiç anlayamadım. O günden bu yana karşılaşmadığımız için de soramadım. \n

\n

ABDsiz AKP-Cemaat analizi, yumurtasız omlet gibi bir şey. Bunun öbür ucu da her şeyde ABDnin mutlak kudretini aramak, adeta her şeye kadir ABDnin bütün tarihsel olaylarda parmağını aramak. Bu komplocu zihniyetin de örnekleri az değildir medya ve siyaset dünyamızda. Son günlerin popüler konularından biri yine bu. ABDnin Cemaati gözden çıkardığı iddiasına karşılık ABDnin Gülen Cemaatini peydahlayan ve koruyan güç olduğu savı çatışıyor muhtelif köşe yazılarında ve siyasi kulislerde…\n

\n

***\n

\n

ABDnin Gülen Cemaati için, Arapın işi bitti, Arap gidebilir dediği ve gözden çıkardığı iddiasının sahipleri, bu sonuca kanıt olarak birtakım gazete yazılarını, Gülen Cemaati okulları ile ilgili ABDdeki bazı eyaletlerdeki kapatma kararlarını kanıt gösteriyorlar. Internationale Herald Tribune ve New York Times gazetelerinde yayımlanan ve basın üstündeki baskıları, tutuklu gazetecileri konu alan yazılar, Cemaatin suyu ısıtılıyortezinin kanıtları gibi sunuluyor. International Herald Tribune gazetesinde 18 Nisanda Gölge Güç Türkiyede Büyüyor başlığı ile ve Dan Bilefsky-Şebnem Arsu imzalarıyla yayımlanan haberde Fethullah Gülen ve Türkiyenin yakın tarihi, bildiğiniz, yargıya, polise sızma iddiaları yer alıyordu. \n

\n

Yazıya Gülen Cemaatinin avukatlarından Austin Harrington verdiği cevapta şöyle diyordu: Bilhassa sıkça tekrarlanan ama hiçbir zaman ispatlanamamış olan Gülen destekçilerinin hain maksatlarla polise sızdığıgibi iddialarla Fethullah Gülen hareketine yapılan saldırılar samimiyetsizdir. Elbette ki Amerikan polis gücü içerisinde Katolikler olduğu gibi Türk polisinde de Güleni takip edenler vardır. Fakat delilsiz gizli gündem isnadı bir kıymet taşımaz. (26 Nisan, Todays Zaman) \n

\n

Dan Bilefski, Kanada doğumlu, Pariste yaşayan ve ABDnin iki önemli gazetesi International Herald Tribune ve New York Times gazetelerine iş yapan bir gazeteci. Türkiyeyi iyi kötü biliyor. Onun yazdıklarını, ABDnin Güleni gözden çıkarma operasyonunun bir parçası olarak görmek, çok zorlama...\n

\n

***\n

\n

Gülenin ABD tarafından gözden çıkarılmayacağını savunan görüş ise Cemaat ile ABD arasında araçsal bir bağ olduğunu, FBInın denetiminde Cemaatin tüm coğrafyalarda yayıldığını savunuyor ve Gülenin, Türkiyenin İran ile değil, İsrail ile yakınlaşmasını istediği için AKP ile didiştiğini öne sürüyor. Bu görüşe göre, bu durumda, ABDnin Gülenin bu tavrından dolayı, bırakın onu tasfiye etmesini, ancak onun başını okşamasını beklemek gerekir.\n

\n

Bu cenah AKP ile Cemaat arasının şeker renk olduğunu kabul etmekle beraber, bunu tamamen dış politikadaki duruş farklılıklarına bağlıyor. RTE ve çevresinin İsrail ile aralarına daha çok mesafe koyup İran ile yakınlaşmaları, AB ile ilişkilerin soğutulması, Cemaatin başlıca eleştiri konuları olarak sıralanıyor. Bu yorum da dış çerçeveyi doğru tanımlayamazken içerdeki taht kavgasını es geçme gibi bir yanlışa düşüyor. AKPnin İsraile karşı İrana yakın durduğu tezini tekzip edecek en önemli realite, Kürecikteki radar üssü değil midir? Pentagonun idaresindeki o üs, İrana karşı kurulmadı mı? \n

\n

AKP ile koalisyon ortağı arasındaki kapışma, dış politikadaki yaklaşımlarından çok içerideki post kavgası ile ilgilidir. Dış politikanın çerçevesini zaten ABD belirliyor. Koalisyon ortaklarının farklı iradeleri ve duruşları olabilir mi? Ne kadar? Hem, olursa, mesela ABD politikalarına uymayan boyutta olursa, ABD, onu ne kadar süre daha müttefiki olarak tutar sizce? \n

\n

ABD, koalisyonun iki kanadını da hizmetinde istiyor. Onlardan işbirliği ve güçlerini parçalamamalarını istiyor. İkisinin de etinden, sütünden faydalanıyor çünkü. Ama Cemaat kanadı, bu koalisyondan payına düşenden mutsuz. RTE ve çevresinin hep kendine yonttuğundan şikâyetçi ve hakkını talep etmeye devam edecek. Şu sıralar bozulan façasını tamirle meşgul. Hizmet imajıyla vitrin tazeliyor ve RTE ile hesaplaşmasını bitirmiş değil. Bu hesaplaşma sonunda istediklerini elde edemez ise, günün birinde ortaklığı bozup ayrı bir partileşmeye - Allahın ve ABDnin izniyle- gider mi, gider...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları