Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Başbakan'ın Görmesi Gereken Bir Film: 'Kadının Fendi'

28 Haziran 2011 Salı
\n

Bu filmin Ankarada gösterime girmemesi ne kadar manidar!diye yazmış bir okur, bir gazetenin internet nüshasındaki değerlendirmelerin altına.

\n

Sembolik anlamda yapılmış, vurucu bir yorum.

\n

İçim burkuldu

\n

Filmi seyrettiğinizde bu saptama, eminim sizin de içinizi burkacaktır.

\n

Cinsiyet eşitsizliğindedünyanın malum en azılı kadın düşmanı rejimleriyleaşık atan bir ülkeyiz.

\n

Cinsiyet eşitsizliği endekslerinde; 134 ülkelik listenin altında 126. sırada yer aldığımızı bilmeyen kalmadı.

\n

Bu, İran gibi ülkelerin dahi arkasına düşmek anlamına geliyor.

\n

Kadınların ekonomik hayata katılımıyla fırsat eşitliğinde, daha da beter durumdayız.

\n

Ekonomik hayata katılımsöz konusu olduğunda, yerimiz daha aşağılarda Listenin dibinin dibindeki 131. sıraya falan iniyor.

\n

Kadının Fendinin Ankaradaki gösterimini(!) konu eden okur; geri planda şüphesiz bu yürek daraltan gerçeğe işaret ediyor.

\n

Orijinal adı Made in Dagenham-We Want Sexolan filmi halbuki tam da Ankarada, Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum ki!diyen Başbakanla birlikte ekonomimiz iyi olduğuna göre kadınların çalışması gerekmiyordiyen bakanların izlemesi gerekiyor. Ama hükümet üyelerini bizde genelde sinemafikriyle yan yana getirmek dahi zor. Kendilerini sanırım en son bir Kurtlar Vadisigalasında sinemalarda görmüştük

\n

Gerçek hayattan alınan hikâye

\n

Bu iç karartıcı girizgâhtan sonra Kadının Fendine dönecek olursak; film baştan sona toplumsal cinsiyet eşitsizliğiüzerine verilen kadınların mücadelesini konu ediyor.

\n

Londranın banliyölerinden Dagenhamda Fordfabrikasında çalışan 187 kadın; 1968 yılında tarih yazanbir grevle eşit işe, eşit ücrettalep etmek için ilk defa meydanlara iniyor

\n

55 bin erkek işçiye karşın, Dagenhamdaki fabrikalarında yalnız 187 kadın istihdam eden Fordyönetimi, bu beklenmedik tarihi hamle karşısında cin çarpmışa dönüyor

\n

Fordun İngiltere/Avrupa temsilcisi, apar topar bunun üzerine Harold Wilson liderliğindeki İşçi Partisi hükümetinin çetin ceviz çalışma bakanıBarbara Castleı görmek için Londraya geliyor.

\n

Filmin en kilit sahnelerinden biri olan bu görüşmede, Amerikalı temsilci; kadınların eşit işe eşit ücret talebinin; (tüm üretim zincirini etkileyecek tehlikeli bir teamül oluşturması hasebiyle) asla kabul edilmemesi gerektiğini söylüyor.

\n

Ford; Britanya hükümetinin çalışma bakanına kısacası Okyanusun öte yanından kritik bir konuda siyasi çizgidikte etmeye kalkıyor.

\n

Bununla da yetinmiyor; istediği çizginin benimsenmemesi halinde, İngilterede üretimin durdurulacağını açıklıyor. Kısacası Bakanı, Ford fabrikalarının kapatılacağını söyleyerek tehdit ediyor!

\n

Sokakta birbiri ardına gösteriler yapan hemcinslerini destekleyen bakanın buna yanıtı; Halep oradaysa, arşın burada!şeklinde oluyor. Ve Dagenhamfabrikasında erkeklerin yarı ücretineçalışan kadınlar; yalnız mücadelelerini kazanmakla kalmıyorlar, İngilterede kanunlaşan eşit ücret yasasınında böylece temelini atıyorlar.

\n

Jimmy Cliffin insanın kanını kaynatan cıvıl cıvıl, neşeli; neşeli olduğu denli de devrimci olan şarkısı You can get it if you really want it/Eğer gerçekten istersen sahip olabilirsin!notaları eşliğinde yol alan hikâye, beyazperdeye gerçek hayattan taşınan bir senaryoya dayanıyor.

\n

‘Haklar güce karşı savunulabilir!’

\n

Yalnız hikâye değil, filmde rol alan kadınların bir kısmı da doğrudan, yakın dönemde kapanan Hooverfabrikasının işçileriymiş.

\n

Film üzerinde çalışırken; ’68’deki tarihi Ford eylemindeyer alan kadın işçilerin öykülerine kulak veren ve dönemin çalışma bakanı Barbara Castleın anılarından yararlanan yönetmen Nigel Cole; günümüzde itibar edilmeyen kadın-emekkonularında bir film yapmak ihtiyacını 40 yıl önceki bu mücadeleyi hatırlatma zamanı gelmişti!diyerek açıklıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:

\n

Hükümetler ve güçlüler karşısında hakların savunulabileceğini anımsatmak istedim. Margaret Thatcher yerine Barbara Castle başbakan olsaydı, çok şey farklı olabilirdi!

\n

Yönetmenin gönderme yaptığı Thatcher-Reagan ikilisi yerine Castle-Reagan ikilisi, yerkürede farklı bir siyasi iklim oluşturabilir miydi bilemiyorum ama filmdeki Castlekarakteri gerçekten çok etkileyici...

\n

Sırf bunun ve ’68’in anıları için görmeye değer Nigel Coleun filmi

\n

Modası, müziği, farklı siyaset yapma anlayışıyla; muhteşem bir nostalji fırsatı sunuyorKadının Fendi.

\n

Kaçırmayın.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları