Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir Entelektüel Olarak Atatürk (II)
Atatürk bir entelektüel miydi?
\nAtatürk üzerinde uzmanlaşan yerli ve yabancı akademisyenler, Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen bir sempozyumda hafta içinde bu soruya yanıt aradı.
\nSempozyum öncesinde; hemen aynı isimlerle -Erik-Jan Zürcher, Nermin Abadan Unat, Talat Halman, Andrew Mango, Halil İnalcık, François Georgeon, Fabio Grassi, Klaus Kreiser, Oktay Yenal, Zafer Toprak- hazırlanan bir de kısa film gördük.
\nBirbirinden değerli uzmanlarla hazırlanan ilginç programı kâh hüzünlenerek, kâh zenginleştiğimizi hissederek izledik.
\nSempozyumda söz alan konuşmacıların hemen tümü; Atatürk’ün entelektüel birikiminden söz ederken, yaşamı boyunca okuduğu 4000 kitaptan söz etti. Anıtkabir’de muhafaza edilen kitapların, önderin kütüphanesinde birer dekorasyon unsuru olarak bulunmadığını, hepsinin satır satır üzerlerine notlar alınarak okunduğunu; böyle “düşünerek” okuyan birinin haliyle doğal bir entelektüel olduğunu belirttiler…
\n‘Entelektüelliği yalnız ‘teori’ ile sınırlı değildi’
\nAtatürk’ün “entelektüel” boyutu üzerindeki en çarpıcı saptama, “Modernleşen Türkiye’nin Tarihi” kitabıyla tanıdığımız Eric-Jan Zürcher’den geldi.
\nZürcher; öncelikle Atatürk’ün düşünce sisteminin “salt kitaplarda aranmaması gerektiğini” ifade etti…
\nBizdeki yaygın kanının aksine.. yalnız çok kitap okumakla entelektüel olunmayacağını da söylemiş oldu böylelikle...
\nAtatürk’ün gerçek bir entelektüele dönüşmesinin arkasındaki en önemli dinamik Zürcher’in bakışına göre, onun Balkan kökenli olmasındaydı.
\nRumeli doğumlu olması hasebiyle Mustafa Kemal Atatürk; “modernleşme ve çağdaşlaşma merakını”, bu çağdaşlaşmanın en önce ulaştığı Selanik’te edinmişti.
\nAtatürk’ün zihin haritasını biçimlendiren baş etmenin -Batılılaşma bağlamında!- “Selanik” olduğu fikrine, sempozyum öncesinde gösterilen filmde Andrew Mango da değindi.
\nElektrik, tramvay, modern binalar, limanlar… imparatorluğun en önce bu köşesine gelmişti. Atatürk bunları doğrudan orada, kendi çevresinde görmüştü.
\n“Atatürk’ün çağdaşlığında/modernliğinde” dedi böylece Eric-Jan Zürcher; “yaşanmış bir gerçeklik vardı. Onun birikimi sadece kitaplardan öğrenilen ‘teorik’ bir şey değildi…”
\nAtatürk’ün okuduğu ciltlerle kitaptan hayata taşınabilir bir “sentez” çıkarabilmesini, birikiminin salt teoriyle sınırlı olmamasına bağladı Zürcher…
\nBuna paralel olarak Zürcher’in işaret ettiği diğer önemli nokta, Atatürk’ün entelektüelliğinin sırf “bilgi toplama hazzı/akademik zevkten” ibaret olmadığı; entelektüel uğraşının odağında “günün problemlerine çözüm arama/üretme” çabası olmasıydı.
\nKonuşmacılardan Prof. François Georgeon’un da altını çizdiği gibi; “Atatürk’ün Jön Türk kuşağının tipik bir temsilcisi” olduğunu kabul etmekle birlikte Zürcher; liderin ayırt edici nitelikleri üzerinde durdu. Ve Mustafa Kemal’in “kendi kuşağından” farklı kılan niteliklerini, “kişilik, zihniyet” itibarıyla; a) daha radikal, b) daha cesur, c) işbitirici, d) gerçekçi olmasıyla açıkladı.
\n‘Dünya ölçüsünde devrim kahramanı’
\n“Atatürk olmasaydı neler farklı olurdu” sorusunun da izini süren Zürcher, bunları;
\na) Cumhuriyetin kuruluşu,
\nb)Şeriatın kaldırılması,
\nc) Ankara’nın başkent olması olarak sıraladı.
\nHollandalı tarihçi; Cumhuriyetin o dönem için radikal bir fikir olduğunu; Atatürk olmasa Cumhuriyetin hiç doğmayabileceğini belirtti. Şeriatın kaldırılmasının da Atatürk olmaksızın kolayca hayal olacağına değindi. Nihayet “geçmişten kopuş ve bir yeniden doğuş sembolü” olan Ankara’nın başkent yapılmasının gene Atatürk’süz düşünülemeyeceğini söyledi.
\nAtatürk’ü “biricik” yapan ekseni en özlü biçimde dile getiren Halil İnalcık -sempozyum öncesinde gösterilen belgeselde!- “Atatürk dünya ölçüsünde bir devrimin kahramanıdır” diye konuştu: “Avrupa’da ekonomik ve siyasi emperyalizmi yıkan Atatürk oldu. Çin kapitülasyonları bizden sonra, bizden aldığı ilhamla kaldırmıştır!”
\n‘Tarihin manipülasyonu yapılıyor!’
\nÇeşitli konuşmacılar, Atatürk düşüncesinin diğer belirleyici unsurunu “rasyonel düşünce/laisizm” ve “kadının statüsündeki kazanımlar” olarak sıraladı.
\nDeğerli akademisyen Nermin Abadan Unat için örneğin; Atatürk devrimlerinin en başlıca iki ayağı bunlardı. Unat bu büyük kazanımların yanında, bugün içinde bulunduğumuz tarihi revizyonizme de dikkat çekti.
\nAtatürk’ün sürekli saldırı altında olmasına işaret eden Nermin Hoca; “Tarihin manipülasyonu, tek partiye giden tüm ülkelerde uygulanan bir metottur. Bunu biz çok iyi biliriz. Düne dek iyi olan şey, ertesi gün birden kötü olur… Atatürk gibi 20. yüzyıla damga vurmuş, antiemperyalizm savaşını yürütmüş, Avrupa için örnek olmuş bir insanı daha ne kadar parçalayacağız? Ben artık görmesem de ümit ederim bir yerde bunun sonu gelir” dedi.
\nTürkiye’de bir “karşıdevrim” yaşandığına, yerli konuşmacıların hemen hepsi değindi. “Atatürk düşüncesinin” geleceğine ilişkin saptamalarda derinlerde paylaşılan kuşkunun gölgesi yazık ki hep hissedildi.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!