Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Güneş Kral' ve Sultanlık...
“Yarı başkanlık sistemine ne dersiniz?” başlıklı yazısında (10 Mayıs), Cengiz Çandar anlatıyor… \n
\nErdoğan’ın gönlündeki arslan damardan “Fransız usulü yarı başkanlık” sistemiymiş.. \n
\nABD tipi başkanlık, Kongre’nin başkanı denetleyen “gücü” yüzünden -“güçler ayrılığının” aşırı derecede vurgulanmış olması hasebiyle- makbul bulunmuyormuş… \n
\n“Erdoğan’ın 2014’te cumhurbaşkanı seçileceğini varsayarsak 2019’a kadar cumhurbaşkanı diyelim, 2019’da bir daha seçilirse 2024’e kadar (başta!)” diyor Cengiz ve ekliyor:\n
\n“Cumhuriyetin 100. yıldönümü, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığının ikinci dönemine isabet edecek... Yeni anayasada cumhurbaşkanının mevcut yetkilerine bir-iki küçük ilave, örneğin, Fransa’da olduğu gibi cumhurbaşkanının ülkeyi yeni seçimlere götürme yetkisi söz konusu olursa, çok radikal anayasal değişiklik bile yapmadan, Türkiye, Erdoğan’ın ‘damak tadına’ uyacak bir yarı başkanlık sistemine geçebilir.”\n
\nKarar kısacası verilmiş. Erdoğan ne derse eli mahkûm zaten o olacak-mış... \n
\nHal böyle olduğuna göre biz de artık alın yazımız olan şu Fransız sistemini biraz daha yakından inceleyelim. \n
\nYazgımıza dönüşecek olan yarı başkanlık sisteminin içinde bakalım neler var?\n
\nFransa’nın ‘devlet benim!’ geleneği\n
\nYarı başkanlık dendiğinde, başkanın güçleri, kulağa sanki nispeten daha azmış gibi geliyor değil mi?\n
\nNe gezer… \n
\nTersine… \n
\nYakından incelendiğinde, başka hiçbir demokratik liderin, Fransa cumhurbaşkanının sahip olduğu güçlere sahip olmadığı görülüyor. \n
\nFransa’daki sisteme bu nedenle “devlet benim!” diyen XIV. Louis’e yapılan göndermeyle seçilmiş bir “Güneş Kral/Roi Soleil sistemi” dendiği de oluyor. \n
\nMitterrand, Chirac sık sık “Roi Soleil” lakabıyla anılagelen güçlü başkanlar olarak tarihe geçtiler. Hırsı boyunu aşan cüce Sarkozy de genelde “Roi Soleil/Güneş Kral” karikatürleriyle bilinirdi. Elysee Sarayı’na yerleşen tüm başkanlara özetle -güçlü Cumhuriyetçi geleneğe rağmen- birer “seçilmiş kral” gözüyle bakıldı. \n
\nBizde bunun karşılığı tam manasıyla “Sultanlık” oluyor… \n
\n“Seçilmiş kral/sultan”; ağırlığı fazla olmayan başbakanla hükümet ve yönetimin önde gelen tüm kadrolarını atıyor. \n
\nSilahlı kuvvetlerin başı o oluyor; nükleer güce başvurup başvurmamak kararını bizzat o alıyor. \n
\n“Ulusun sıra dışı tehdit/tehlikeyle karşılaşması halinde”, tepeden tırnağa olağanüstü güçlerle donatılıyor…\n
\nUluslararası antlaşmaları o görüşüyor ve o imzalıyor. Uluslararası zirvelerde, ülkeyi yalnız o temsil ediyor…\n
\nDış politika ve milli savunma kararlarını o alıyor… \n
\nMeclisi ve bakanlar kurulunu feshedebiliyor. Anayasayı değiştirmek gerektiğinde, halkoylaması düzenlemek suretiyle dilediği değişikliği hayata geçiriyor… \n
\nAynı şekilde… \n
\nYasa geçirmek için, gene “referandum” aracını kullanabiliyor… \n
\nAnayasa mahkemesinin de parçası sayılıyor ve 9 mahkeme üyesinden 3’ünü bizzat o seçiyor… \n
\nGörev süresince kendisi ayrıca hiçbir biçimde cezai kovuşturmaya uğratılamıyor…\n
\nAydınlanma - ‘cemaat kültürü’ farkı\n
\nFransa’da “yarı başkanlık sistemi” böyle. \n
\nBöyle bir sistemde nasıl oluyor da seçilmiş “Güneş Kral”, astığı astık kestiği kestik klasik bir despota dönüşmüyor?\n
\nBiat geleneğinden gelen sultanın tebaasından farklı olarak, “Güneş Kral”ın ülkesindeki halk “yurttaş” mertebisine çıkabilmiş çünkü….\n
\nHoşgörüyü Voltaire’den… \n
\nGüçler ayrılığını Montesquieu’den… \n
\nToplumsal sözleşmeyi Jean Jacques Rousseau’dan küçük yaşta öğrenmiş…. \n
\nAydınlanmanın… \n
\nFransız devriminin “özgürlük, kardeşlik, eşitlik” değerlerinin rahlesinden geçmiş… \n
\nBilgiyi baştacı eden ansiklopediciler; Diderot’yu, D’Alembert’i düstur edinmiş… \n
\nDüzeni, dogmayı, otoriteyi sorgulayan; din, dünya işlerini ayırmayı ilke edinen; eleştirel aklı tüm değerlerin üstünde tutan bir eğitim sisteminin içinden süzülmüş olan…\n
\nYurttaşlardan söz ediyoruz… \n
\nDünyanın en ileri düzey “yurttaşlık donanımını” alan bir halk bu. \n
\n“Yurttaşlık haklarının” ayırdına varmış olan bu halk, en son Sarkozy örneğinde gördüğümüz gibi, gözünün kesmediği “Güneş Kral”ı alaşağı ediveriyor… \n
\nSistemin “emniyet supabını” bu bağlamda doğrudan doğruya Fransız yurttaşlarının bilinç düzeyi oluşturuyor. \n
\nGüce had bildirmekte Fransız İhtilali günlerinden bu yana hiçbir engel tanımadıkları için; sistemin “fren ve dengesini”, bizatihi yurttaşlar kurabiliyor… \n
\nBizdeki durum ne? \n
\nBizde “dinci nesil” yetiştirmeyi şiar edinen bir sistem, böyle bir denge kurabilir mi? \n
\nFransa’nın aydınlanma kültürüne taban tabana zıt “cemaat” ve “biat” kültürünün “yarı başkanlık” sistemiyle varacağı yer yalnız “sultanlık” değil, “halifelik” olacaktır.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama