Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Park, Kışla ve Bir İspanya Dersi

22 Haziran 2013 Cumartesi

Madrid dünyanın en zengin yeşil cennetlerinden biridir...
Kentin doğu cephesi boydan boya İspanya krallarının eski av alanı olan
“Retiro” parkıyla kaplıdır. İçinde heykeller ve tarihi av köşkleri olan görkemli parkta sandalların gezdiği bir gölet bile bulunur.
Sierra de Guadarrama Dağları’na bakan günbatımlarıyla ünlü kentin batı yakası ise
“Parque del Oeste” (Batı Parkı) ile çevrilidir.
5 küsur kilometrelik uzun koşu alanı ile sporseverleri çeken
“Batı Parkı’nda” da; şahane çeşmeler, havuzlar, mis gibi kokan gül ve botanik bahçeleri vardır.
İki büyük tarihi meydan;
“Plaza de Espana/İspanya Meydanı” ve “Kraliyet Sarayı”nın bulunduğu “Oriente Meydanı”na yürüyüş mesafesiyle hemen on beş-yirmi dakika olan bu güzel parkta bir de hiç akla gelmeyecek bir Mısır mabedi dikkat çeker.
“Debod” adıyla bilinen bu eski Mısır mabedi; Madrid’e adım atan tüm yabancıların merak vesilesidir: İspanya başkentinin göbeğinde firavunlardan kalma bu kel alaka yapı ne aramaktadır?
Asvan Barajı’nın inşa edildiği 60’lı yıllarda Mısır hükümeti tarafından İspanya’nın mutlak hâkimi olan
Franco’ya bu mabet meğerse hediye edilmiş.
Sular altında kalmaya mahkûm olan eski mabedi kurtaracak ülkelere Kahire o yıllarda, bu tarihi yapıyı hibe etmeyi kabul etmiş.
Uluslararası alanda yalnızlık çeken Franco İspanyası, Asvan’ın inşasında Kahire’ye büyük destek vermişmiş. Bu yardımları karşılığında, Mısır’da yerinden sökülen
“Debod Mabedi” gemiyle taş taş taşınarak Akdeniz’den Valensiya’ya getirilmiş. Valensiya’dan da Madrid’e nakledilip “Batı Parkı”ndaki gül ve botanik bahçeleri arasına monte edilmiş.

\n

Bu da Madrid’in ‘Topçu Kışlası’

\n

Bahçesinde şimdi küçük çocukların oynadığı parktaki bu “Debod Mabedi”nin hikâyesini İspanya’da yaşadığım yıllarda uzun uzun dinlemiştim. Ancak “Debod Mabedi”nin arkasındaki asıl büyük hikâyeyi -Madrid’in “Topçu Kışlası” hikâyesini- hiç bilmiyordum. Büyükelçi Mehmet Nuri Yıldırım’ın bana gönderdiği bir iletiyle bu egzotik mabedin arkasında aslında İspanya İç Savaşı’nın başlangıcının yattığını da öğrenmiş oldum. Yedi yıl yaşadığım İspanya başkentinde vaktiyle kışladan bana kimsenin bahsetmemiş olmasına şaştım. Üzerinden on yıllar geçmiş olsa da Madrid’de bulunduğum yıllarda kimse çünkü bana iç savaş yıllarından söz etmek istemiyordu. İspanyol toplumunu sağ ve sol arasında cepheleştiren geçmişin acılarını bilhassa kaşımak şöyle dursun; toplumsal barışı zedeleyebilecek her ima, anı ve söylemden özellikle uzak duruluyordu.
Bu sebeple Franco’nun ölümü üzerinden yıllar geçse de kimse Franco’nun
“Cuartel de la Montana/Montana Kışlası” (İspanyolların Topçu Kışlası) öyküsünü anlatmamıştı.
Kahire’den taşları teker teker taşınmak suretiyle, 20. yüzyılın son çeyreğinde g
etirilen Mısırlıların Debod Mabedi yerinde; İspanyol İç Savaşı’nı fitilleyen “Cuartel de la Montana/Montana Kışlası”nın bulunduğunu bu sebeple neden sonra sevgili okurum Mehmet Nuri Yıldırım sayesinde öğrendim.
Madrid’in en merkezi parkında bugün tek taşı bile kalmayan askeri Montana Kışlası’nda iç savaş meğerse bundan tam 77 yıl önce çıkmış.
İç savaşa çanak tutan isyanı başlatanlar; Franco’cu aşırı sağ generallerle Falanjistler oluyor.
Solcu Cumhuriyetçi Halk Cephesi hükümetine karşı bu tarihi kışlanın duvarları arasından bir muhtıra veriyorlar ve güç dengesini lehlerine değiştirmeyi planlıyorlar.
Ancak
“Cumhuriyetçilere” karşı başlatılan kalkışma; Halk Cephesi tarafından hızla bastırılıyor; kışla iki gün süren mücadeleden sonra dönemin meşru (Halk Cephesi) hükümeti tarafından ele geçiriliyor. Kalkışmaya katılan yüzlerce sağcı asker ya vuruşmada ölüyor ya isyanın bastırılması ardından infaz ediliyor.
“Montana Kışlası” sol ve sağ arasında sonra iki yıl sürecek olan “iç savaşın” ilk büyük kanlı cephesi oluyor. Kışla böylece sağın zaferiyle sonuçlanan iç savaş İspanyası’nın en büyük simgelerinden birine dönüşüyor!

\n

Franco bile yeniden yapmamış

\n

İşin ilginci tartışmasız zafer kazanan Franco sağcılarının daha sonraki yıllarda bu kışlayı yeniden yerine dikip kardeş kavgasının anısını ilelebet burada yaşatacak olan bir anıta dönüştürmemiş olmaları.
İspanya’da Franco dahil kimse tarihin içine belli ki elini kolunu sallaya sallaya, porselen dükkânına dalan bir fil gibi girmemiş...
İç savaş ardından Franco da ülkeyi hızla normalleştirmenin
“cepheleştirmekten” daha yararlı ve akılcı bir siyaset olduğunu kavramış.
Acımasız bir diktatör olan Franco; İspanyolların
“Topçu Kışlası”nı şehrin en merkezi parklarından birinin içine yeniden oturtup halkı birbirine karşı kışkırtmak yerine, Nil kıyılarından getirttiği zararsız bir “mabedi” buraya dikmeyi yeğlemiş.
Vaktiyle doğrudan
“Montana” adıyla anılan “Batı Parkı’nda”; bundan böyle kışlayı anımsatan küçük bir plaket var yalnızca. Plaketin üzerinde de kışlada “düşenlerin anısını” hatırlatan sade bir rölyef bulunuyor.
“Debod Mabedi’nin” parka yerleştirildiği gün rölyef de buraya adet yerini bulsun diye konmuş ve kışla tartışması o gün bugün kapanmış.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları