Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Petraeus-gate' Menzilinde Obama Var
Washington’a hükmeden FBI Başkanı Edgar Hoover hakkında geçen kış bir film görmüştüm.
\nHoover’ı Leonardo DiCaprio oynuyordu. Clint Eastwood’un perdeye aktardığı film, “kaset yöntemiyle” düzeni avcunun içinde tutan ve McCarthy döneminden Nixon yıllarına dek liberallere göz açtırmayan Hoover’ın yaşamöyküsünü anlatıyordu.
\nII. Dünya Savaşı sonrasında CIA’nın kurulmasına karşı çıkan, bu rakip haber alma kurumuyla baştan beri kanlı bıçaklı olan Hoover; başkalarının sırları üzerinden kendisine güç sağlarken, 48 yıl süresince yönettiği FBI’da özel sırlarını kapı gibi koruyabilmişti.
\nYaşam boyu erkek arkadaşıyla bir karıkoca hayatı sürdüren Edgar Hoover, inkâr götürmeyen bir eşcinseldi. Hoover’ın Washington’a hâkim olduğu yıllarda eşcinsellik haliyle bugünkü gibi kabul gören bir olgu değildi. Eşcinsel olduğu saptanan bir insanın, hele de önemli bir mevkideyse dışlanması kaçınılmazdı…
\nBuna karşın Hoover, FBI gibi bir istihbarat örgütü içinde onun bunun cinselliği üzerine dosya hazırlarken… çevresince bilinen tercihlerine rağmen onlarca yıl bulunduğu yerde kalabilmişti.
\nNiçin?
\nÇünkü “güç”, Washington’ın bu derin “kara kutusu” etrafında bir dokunulmazlık zırhı örmüştü.
\nBir Pandora kutusu gibi
\nGeneral Petraeus’un maceralarını duyduğumda, aklıma ilk gelen örnek Edgar Hoover oldu.
\nDavid Petraeus da herhalde “kara efsane” FBI Başkanı gibi, dokunulmaz olduğunu hesap etmiş olmalı dedim…
\nHoover’ın vaktiyle yaptığı gibi, “Nasıl olsa bana ilişmeye cesaret edemezler!” varsayımıyla hareket etmiştir diye düşündüm.
\nBunca sersemlik başka nasıl açıklanabilir ki?
\nSersemlik derken…
\nGeneralin evlilik dışı ilişkisini kastetmiyorum.
\n2012 yılında, püriten Amerikalılar dahi bu çapkınlık öykülerine artık kulak asmıyorlar…
\nİnsanları şaşkınlığa sürükleyen şey; Petraeus gibi strateji dehası olduğu varsayılan “süper madalyalı” bir generalin, Paula Broadwell gibi her yanından oportünizm akan şöhret avcısı bir kadının ağına ayran budalası gibi düşmesi…
\nAfganistan savaşının ortasında yapacak başka işi yokmuş gibi; kendisine “şeftali” lakabıyla hitap eden bir kadınla uzun uzadıya “e-mail” leşmesi…
\nBu kritik “e-posta” yazışmalarını üstelik, sıradan faniler gibi, kontrole açık “gmail” üzerinden göndermesi…
\nBunları yaparken, her tür siyasi duyarlılık ve basiretten uzak olması…
\nBeraber çalıştığı insanlar taraından “illallah” denecek raddede itici bulunması..
\nParaşütle kondurulduğu Washington’ın göbeğindeki CIA’yı, Afganistan kışlalarının disiplini ve emir komuta zinciriyle yönetmeye kalkması…
\nBunlar yetmezmiş gibi Beyaz Saray’la son ayların en yakıcı konusu Libya üzerinde takışması…
\nPetraeus’u istifaya sürükleyen olay yaygın kanaate göre bizatihi yaşadığı evlilik dışı ilişki değil; Dışişleri Bakanlığı, Pentagon ve Beyaz Saray’a Libya baskını konusunda kafa tutması oldu.
\nABD Büyükelçisi Chris Stevens ve üç Amerikalının ölümüyle sonuçlanan Bingazi saldırısı için Obama yönetimi vaktiyle biliyorsunuz “Peygamber filmine karşı tepki” açıklaması yapmıştı…
\nBunun zamanla gerçek olmadığı anlaşılınca, bu kez CIA, krizi yönetememek, saldırıyı önleyememek, büyükelçi ve adamlarının hayatını koruyamamakla suçlandı.
\nİşte bu noktada ABD yönetiminin arzusu hilafına, olayların içyüzünü ifşa etmek üzere harekete geçen “çuvalcı general”, Hoover döneminden beri CIA ile derin rekabet içinde olan FBI tarafından kıstırıldı ve ilişkisi kamuya açıklandı...
\nSonrasını biliyorsunuz…
\nİlişkinin afişe edilmesini fırsat bilen ulusal istihbarat şefi James Clapper; Obama’nın seçimi kazanmasından iki gün sonra, lafı dolandırmadan neo-con’ların idolü olan Petraeus’un istifasını istedi.
\nObama’yı üzebilirler...
\nBuradan olayların nereye gideceği,Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi’ne ifade veren generalin anlattıklarına bağlı...
\nBu yazıyı yazdığım saatlerde Petraeus kapalı oturumda ifade veriyordu…
\nGeneralin açıklamaları sonunda, Obama yönetiminin halktan bilgi sakladığı ortaya çıkarsa, Başkan Obama’nın başına II. bir Watergate’e dek varabilen çapta büyük belalar açılabilecek.
\nBingazi’deki saldırı konusunda Obama yönetiminin yalan söylediği ya da halkı bilerek yanılttığı anlaşılırsa, Cumhuriyetçiler Monica Lewinski skandalıyla Bill Clinton’a yapamadıklarını Obama’ya yapmaya kalkacaklar.
\nHırsı boyunu aşan çapsız bir generalin fırsatçı bir kadınla yaşadığı sıradan bir gönül macerası bu durumda, dünyaya yön veren süper gücün yazgısını etkileyebilecek.
\nBu skandal, bir Pandora kutusu gibi.
\nİçinden her gün yeni bir akıl almaz ilişki, yeni bir tuhaf karakter ve akıllara durgunluk veren yeni bir gerçek fışkırıyor.
\nObama’nın on gün önceki zaferi, şimdiden eskimiş görünüyor!
\nTÜYAP için not:
\nBugün saat 14.00-15.00 arasında Kırmızı Kedi Yayınları’nda Tuna Kiremitçi ile 2 No’lu salon, stand No. 408 B’de, ardından 15.30-17.00 arasında Ataol Behramoğlu ile beraber Cumhuriyet Kitapları’nın imza etkinliğinde olacağız.
\nBizlerle olmayı arzulayan tüm sevgili okurları bekleriz.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!