Pikachu’nun anlattıkları...
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

Pikachu’nun anlattıkları...

30.03.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Erdoğan’ın rakibini tutuklamasıyla başlayan gösterilerde Pikachu polisten kaçıyor, BBC gazetecisi sınır dışı ediliyor...”

“Pikachu da nereden çıktı?” derken karşıma konuyu bu başlık altında haberleştiren Hint CNN’i News 18 çıktı.

Pikachu her yerde...

İtalya’nın popüler internet gazetesi Fanpage- misal-Pikachu’nun neden İmamoğlu gösterilerinin simgesi haline geldiğini, “kamu düzenine tehdit gerekçesiyle sınır dışı edilen BBC gazetecisi Mark Lowen’le beraber Türkiye de nasıl süratle ‘devlet düşmanı’ imgesine evrildiğini” anlatıyor.

Şaka gibi...

Beş yıl öncesine dek Türkiye de BBC temsilciliği yapan Mark Lowen’in sınırdışı olayı ile, Pikachu’nun biber gazından kaçışı “eş düzlem” ve “ağırlıkta” baskı dinamikleri olarak aktarılmakta.

Sınırdışı edilmeden önce saatlerce emniyette bekletilen Mark Lowen’in Midnight Express’i çağrıştıran serüveni, bugünün dünyasında göz açıp kapayana dek büyük olasılıkla unutulacak. Ama Pikachu görselleri hala viral oluyor...

Günümüz iletişimi böyle şekilleniyor.

Pikachu’nun Che Guevara temsillerini mi istersiniz, yapay zeka tarafından çoğaltılmış pozlarını mı...

Özetle sevimli bir çocuk çizgi film kahramanının polis tarafından kovalanması, bir BBC gazetecisinin sınır dışı olayından daha derin izler bırakıyor: “İşler Pikachu’yu böyle kovalamaya dek varmışsa, kim bilir orada daha neler oluyor?” diye düşünüyor insanlar.

Yandaşlar tam da bu nedenle işte civ civ renkli çizgi roman fareyi “ajan” ilan ettiler.

Pikachu üzerinden algı operasyonuyla bazı şeytani–dış?-mihrakların “göstericileri sempatik göstermek amacıyla psikolojik harp yürüttüklerini” ileri sürdüler...

“Ajan”lar, “ajans”lar, “algı operasyonları” üzerinden köpürtülen iddialar arasında kimse durup, “Ama bunu şimdi kim, niye istesin? Neden yapsın?” diye sormadı.

TRUMP’IN “ROL MODELİ”

Günlerdir ABD’nin ve Avrupa’nın suskunluğu; “Ekrem İmamoğlu operasyonu da nereden çıktı?” şaşkınlığı içinde debelenmesi konuşuluyor. Avrupa’nın çok açık bir kontrpiyede kalma... durumu var. Bir Pokemon karakteriyle mi oyalanacaklar?

Böylesi konularda artık gerçi akıl, mantık yürütmenin faydası yok ama gene de verileri alt alta sıralayalım...

Ünlü İngiliz gazeteci Emily Maitlis’e göre Donald Trump -bırakın eleştirmeyi- Erdoğan’ı kendisi için birebir rol modeli görüyor.

Trump’ın baş stratejisti Steve Bannon’la görüşen Maitlis Bannon’a “Donald Trump’ın rol modeli kim?” sorusunu yönelttiğinde, damardan “Erdoğan” yanıtını aldığını söylüyor.

Ankara’ya tümüyle reel politik pencereden bakan Avrupa’ya gelince- o da Türkiye’yi yalnız bir göçmen deposu ve Ukrayna barış gücüne asker verecek rakipsiz kaynak gözüyle değerlendiriyor.

Bu durumda Avrupalı ortakların hiçbiri değil Pokemonculuk oynamak... Erdoğan’ı asla karşılarına almak ve onun damarına basmak istemiyorlar.

Ancak burada göz ardı edilemeyecek bazı önemli nüanslar var...

AVRUPA’NIN AÇMAZI

DW televizyonunda ilgiyle izlediğim “Berlin Briefing” programına konuşan AB’nin eski Türkiye Büyükelçisi Marc Pierini Ankara’nın “İmamoğlu operasyonunun Avrupa için ahlaki ve stratejik bir açmaz olduğunu” açıklıyor.

“Avrupa’nın gönüllüler koalisyonunu biz şimdi kaba güce karşı bir hukuk devleti cephesi olarak inşa etmek istiyoruz” diyen Pierini mealen şöyle devam ediyor:

“Diğer deyişle bu, ‘kaba güç cephesine’ geçen Trump ve de Putin’e karşı oluşturulan, oluşturulmak istenen bir cephe. Türkiye bunun neresinde olacak? ‘Hukuk devleti ülkeleriyle’ nasıl yan yana gelecek ve nasıl yol alabilecek? Türkiye de güçlenen otokrasiye destek vermek Avrupa açısından ahlaki bir hezimet olur. Böyle bir hamle, Avrupa’nın tüm Victor Orban’larını güçlendirir. Stratejik bağlamda beri yandan Türkiye nin desteğine ihtiyacımız var. Tek seçenek Erdoğan’la zirve toplantılarında ortak görüntü vermeksizin, olabildiğince teknik düzeyde, kol mesafesinde bir ilişkiye girmek ve işbirliği gerçekleştirmek.”

“İmamoğlu operasyonu” uzun lafın kısası Avrupalı liderleri mevcut koşullarda istenmeyen reel politik tercihlerle baş başa bırakmış.

Bu yüzden Scholz’dur, Ursula von der Leyen’dir, Macron’dur... ağızlarından kerpetenle laf çıkıyor.

İngiltere de CHP nin sözde kardeş partisi olan “İşçi Partisi/Labour”ın lideri Başbakan Keir Starmer’ın ağzını bıçak dahi açmıyor....

İmamoğlu’nun Silivri’den NYT’a yazdığı gibi tam “sağır edici bir sessizliğe bürünmüş” durumdalar. Simon ve Garfunkel’ın “Merhaba karanlık, benim eski dostum” sözleriyle başlayan ünlü “The Sound of Silence/Sessizliğin Sesi” şarkısında dediği gibi tam; “Kimse cesaret edemiyor/Sessizliğin sesini rahatsız etmeye!”

Çocukluğumuzun Şeker Bayramı, çok acı ve buruk bir bayrama dönüştü.

Karanlıktan çıkacağımız günlerin umuduyla sevgili okurlarıma iyi bayramlar dilerim.