Sarkozy'ye Rest

18 Aralık 2011 Pazar
\n

İstanbulda henüz yeni tanıştığım bir Fransız kadın, Paristen ülkemize gelirken Fransız polisinin kendisini durdurup; Türkiyeye ne yapmaya gidiyorsunuz? Orada ne işiniz varsorusunu yönelttiğini söyledi.

\n

Sarı saçlı, mavi gözlü, akça pakça,beyaz tenliFransız kadın; haliyle neye uğradığını şaşırmış: Sana ne?diye terslenmiş polise; Keyfim nereye isterse oraya giderim. Sana mı soracağım?

\n

Giyimli kuşamlı bir Fransız kadını bu. İstanbulda eşini, dostunu görmeye geliyor ve ülkesinin pasaport kontrolünden çıkarken böyle bir soruyla karşılaşıyor:Ne işin var Türkün ülkesinde?

\n

AB vatandaşlarının pasaport kuyruklarından en küçük sorgu sualle karşılaşmaksızın ellerini kollarını sallayarak geçtiği ve en egzotik seyahatlerin kanıksandığı küreselleşme çağında, Fransız polisi yurttaşına; Ne işin var Allahın Türkiyesinde?tarzında bir uyarıda bulunuyor

\n

Sarkozy Fransasında örülenTürkiye duvarı”, böyle bir ırkçılık damarından besleniyor.

\n

‘Kovmayalım da besleyelim mi?’

\n

Bu damarın nasıl şahlandığını, yeni döndüğüm Fransada bizzat gördüm.

\n

Orada bulunduğum sırada Fransız TVlerinde Fransa kültür diplomasisini devam ettirmeli mi?şeklinde ilginç tartışmalar yapılıyordu. Tartışmacılar -özetle- Fransanın oldum olası çok önemsediği Fransız kültürünü dünyaya yaymakiddiasını masaya yatırıyordu.Günümüz şartlarında artık hâlâ Fransız kültürüyle beslenen yabancıya yatırım yapmamıza gerek var mısorusuna cevap arıyorlardı.

\n

Fransızlarınyayılmacıbirkültürpolitikasına sahip olduklarını bildiğimden; yabancıya kültür yatırımını sürdürelim mi/sürdürmeyelim misorusunun gündeme getirilmesini manidar buldum. Bu ani makas değişikliğini acaba neye yormalıydı?

\n

Fransada görüştüğüm kişiler arkadan, yabancı karşıtı eğilimlerin artık yalnız yabancı işçilerle sınırlı olmadığını söyledi. Fransada eğitim gören yabancı öğrenciler ve yüksek eğitimli yabancılarada bundan böyle güçlü direniş sergilendiğini belirtti. Tartışma öyle ki neredeyse;Yabancı öğrencileri kovmayalım da besleyelim mi?noktasına gelmiş. Benim TVde izlediğimKültür diplomasisine ihtiyacımız var mı?” tartışmaları alttan alta sürdürülen bu ırkçı çıkışlara verilen yanıt mahiyetindeymiş.

\n

Erdoğan tribünlere oynuyor

\n

Dün gazetelerin birinci sayfasında Erdoğan-Sarkozy restleşmesi ve Fransanın yenisoykırım yasasınıiçeren haberleri gördüğümde bunları hatırladım.

\n

Son restleşme ötekileştirmeve ırkçılığınböyle artık hiç görülmemiş düzeylerde tavan yaptığı bir ortama denk düşüyor.

\n

Ama yalnız bu da değil

\n

Bu son meydan okuma; Libya ve Suriye gibi Arap Baharı coğrafyalarında; Türkiye ile Fransanın sık sık siyasi-ekonomik etki alanlarıbağlamında karşı karşıya geldiği bir konjonktürde cereyan ediyor.

\n

Avrokriziyle her gün başka bir yerinden dikişi atanİngilteresiz yeni Avrupa Birliğinin rakipsiz siyasi liderihavalarına giren Sarkozy; hem bir yandan cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde Ermeni oylarına göz kırpmayı sürdürüyor hem de öte yandan Ankaranın yeni Osmanlıcıçizgisine karşı aba altından sopa gösteriyor

\n

Bir taşla birkaç kuş!

\n

Dedikten sonra işlerin bu noktaya gelmesinde Ankaranın da vebali büyük.

\n

Ermeni iddialarının inkârını suç sayan yasa teklifinin Fransız parlamentosunda görüşülmesine karşı, Başbakan şimdi esip gürlüyor. Girişimi protesto amacıyla Sarkozyye gönderdiği mektupta -özetle- Ya engellersin, ya engellersin! Yoksa sonuçları çok vahim olur. Türkiye-Fransa arasındaki siyasi, ekonomik, kültürel tüm ilişkiler mayınlanıruyarısı yapıyor!

\n

Sarkozy de çok korktu!

\n

Sarkozy işbaşına geldiği ilk günden bu yana Türkiye-AB ilişkilerinde elinden geleni ardına koymadı. Hatta bu ilişkide fiilen bir darbe yaptı. Brüksellehedefi üyelikolan müzakerelerin perspektifini budadı ve bu perspektife radikal bir paradigma değişikliğigetirdi.

\n

Ankara Fransaya o zaman tavır koydu mu?

\n

Hayır.

\n

Tam tersine...

\n

Gül, iki yıl önce, Pariste ağzında sakızla kendisini karşılayan Sarkozynin ayağına gitti. Elyseede oturup birlikte yemek yedi. Ekonomik, ticari ilişkileri geliştirmek konusunda güvenceler verdi.

\n

Yetmedi!

\n

Sarkozy 5 saat kaldığıve ağzında gene sakızıyla vardığıAnkarada alayıvalayla ağırlandı. Sözüm ona sert çıkan Başbakan tarafından bizzat kabul edildi

\n

Türkiyenin AB sürecine en büyük taşı koyan Sarkozy Fransasının burnu biraz sürtüleceğine, Parisle ilişkiler taltif edildi. Fransız yatırımcılar için kriz döneminde hayati önem taşıyan yatırımlar, tam gaz sürdürüldü

\n

Şimdi çıkıp; Cızz! Sakın ha bak yanarsın!demişsiniz; kıymeti var mı?

\n

Erdoğanın gazetelerde çarşaf çarşaf yayımlanan Sarkozy restleri”; tribünlere oynamak ve iç kamuoyunu yatıştırmak amaçlıdır.

\n

Bu durumda artık Sakın ha!denmez. Alınacak tedbir neyse alınır.

\n

Ama nerede bizde o tutarlılık?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları