Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Siyaseti Değiştiren Kitap 500 Yaşında
Floransa’da “Uffizi” müzesinin yanı başında, heykellerin karşılıklı dizildiği bir yol bulunur: Giotto, Donatello, Leonardo, Michelangelo, Dante, Petrarca, Boccaccio gibi Rönesans’ı yapan tüm dehaların heykeli bu yolda tespih gibi dizilidir.
Bu heykeller arasında bana en canlı geleni, Machiavelli’ninkidir.
Bir elinde kalın bir kitapla bir sütuna yaslanan, diğer eliyle bilgece sakalını sıvazlayan Niccolo Machiavelli; taştan bir çırpıda fırlayıp konuşacak, yazıldığından beri olay olan “Prens”ini anlatacak gibidir. Önünden her geçişimde “Ah!” derim: “Bir tarihi şahsiyetle söyleşi yapmak fırsatı olsaydı, en çok konuşmak istediğim şahıs Machiavelli olurdu!”
“Prens”in yazılışının 500. yıldönümü vesilesiyle Roma’daki sergiye bu yüzden koşa koşa gittim. Sergide geçirdiğim saatler sonunda Machiavelli ile uzun bir sohbet yapmış kadar oldum.
İ
lk Türkçe çeviri 20. yüzyılda
“Prens” niye, nasıl yazılmış... Neden bunca değişik biçimlerde yorumlanmış ve neden bu kadar etkili olmuş sorularının yanıtlarını vermeyi amaçlayan sergi salonlarını gezerken “Keşke” dedim içimden “Nazan Ölçer; ‘Prens ve Zamanı: 1513-2013’ isimli serginin hafifletilmiş ve interaktifleştirilmiş versiyonunu, Sabancı Müzesi için İstanbul’a getirse! Eminim gelmiş geçmiş en ilgi çeken tarihi sergilerden biri olur!”
Serginin son bölümündeki “Prens”in dünya dillerindeki çevirileri duvarları kaplıyor. Türkiye’ den “Hükümdar”dan başlayarak dört farklı çeviri örneği koymuşlar. İngilizceye 1640, Almancaya 1714, Rusçaya 1869’da çevrilen eserin Osmanlı Türkçesine de ilk kez bu arada 1900’lerin başında çevrildiği not ediliyor.
Pinokyo kadar tanınmış
Rönesans hakkında hızlandırılmış bir kurs etkisi yaratan serginin sırf bu bölümü bile, “Pinokyo” ile beraber dünyada “en çok tanınan ve çevrilen İtalyanca kitap” olma özelliğine sahip “Prens”in etkisini göstermeye yetiyor.
Bitişik bölmede “Prens” ve “Machiavelli”nin günümüz “pop-kültür”ündeki yeri vurgulanmış: Machiavelli logosuyla pazarlanan şaraplar, kartpostallar, pullar, saatler, tişörtler, çizgi romanlar, video oyunları, filmler, reklamlar, her çeşit hediyelik eşyalar... Ne ararsanız burada var...
Kültürel içeriği, etkisi, tirajı, çok zengin ticari pazarlaması... Kısaca her yönüyle fenomen bir kitap Prens.
Tek kitap için, 500 yıl sonra bir sergi düzenlenmesinin mantığı bundan kaynaklanıyor. Prens, 2013 yılında... 1513’teki güncelliğini koruyor. Serginin adına bu nedenle “Prens ve Zamanı: 1513-2013” denmiş.
Machiavelli; 1513’te Floransalı diplomat dostu Francesco Vettori’ye “Prens”i kaleme alış şeklini şöyle anlatıyor:
“Akşamın gelişiyle evime döner çalışma odama girerim; kapıda çamura ve toza bulanmış günlük kıyafetlerimi çıkarır soylu ve salonlara yakışır esvaplarımı üstüme alırım. Düzgün kıyafetlerimle kadim adamların, beni şefkatle karşıladığı huzurlarına çıkar... Utanç duymadan konuşurum. Onlara eylemlerinin sebebini sorduğumda, beni nezaketleri ile cevaplarlar; dört saat boyunca yüreğimde hiç sıkıntı duymam. Her derdi tasayı unuturum, ölümden korkmam. Kendimi tamamıyla onlara veririm. Machiavelli “Prens”i böyle, günde dört saat, dünyayı unutarak yazmış...
Eseri kaleme almasına yol açan dürtü; şehir devleti Floransa Cumhuriyeti’nde kâtip olarak çalıştıktan sonra devlet yönetiminde gözlemlediklerini aktarmak ve bu değerlendirmeleriyle yöneticilere yol göstermek olmuş. Bölünmüş ve yozlaşmış Floransa Cumhuriyeti’ni kurtarmak; cumhuriyetin çöküşünü durdurmak temel kaygılarıymış.
L
aikliğin başlangıcı
İlk baskısı 1532 yılında yazarın ölümünün arkasından yapılan “Prens”, başlangıçta Papa’nın onayını almış. Yeni icat edilmiş olan matbaa ve Papalık vizesi sayesinde; ilk baskılar Avrupa’nın entelektüel çevrelerine ve saraylarına hızla yayılmış. Ama heyhat, Protestan reformun kök salmasıyla; kilisenin “Machiavelli” ve kitabı hakkındaki tavrı dönmüş. Vatikan önce kitabı, ardından yazarın kendisini “yasaklılar” listesine almış.
16. yüzyılın ikinci yarısında Machiavelli’yi sansürleyen kilise, sansürü o gün bugün, aleni olarak kaldırmamış.
Kiliseyi çileden çıkaran şey, “Prens”in “siyaset”in “özerk önemi” ve “değerini” ortaya çıkarmış olması. Siyaseti, “din” ve “ahlak”tan ayırması; siyasetin... din-ahlaktan ayrı dinamiğini, içeriğini ve değerlerini irdelemesi. Başka deyişle.... laik düşüncenin başlangıç noktası Prens.
“Laikliğin” yanı sıra ilk “ulus devlet” düşüncesinin de sıfır kilometresi sayılan Machiavelli’nin neden sadece olumsuz çağrışımlarla hatırlandığı ise hâlâ bir muamma. Sergi bu muammaya yanıt olarak kısaca “Machiavellicilik” ile düşünür “Machiavelli”nin nesnelliği arasında ayrım yapmayı öneriyor.
“Machiavellicilik”, “Sonuca giden her yol mubahtır” müstehziliğine indirgenebilirken “Machiavelli”nin kendisi; derin, çok yönlü bir Rönesans aydını olarak sunuluyor.
“Her musibet, başların zaafından gelir!” diyen Machiavelli’yi çeşitli boyutlarıyla tanıtan bu müthiş sergi keşke Türkiye’ye de gelse...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması