Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Süper Mario'nun Devraldığı Enkaz
İtalya’da krizin görünenden çok derin olduğunu, bundan iki-üç yıl önce “La Stampa” gazetesinde yayımlanan bir röportajı okurken kavramıştım.
\nRöportaj “sözleşmeli/vekil öğretmenler” hakkındaydı…
\nİki saatlik tren yolculuğuyla Roma’ya varabilmek için her sabah şafak vakti 5 sularında evden çıktığını anlatan bir “kadın vekil öğretmen”; saat 7.30’da Roma’nın ünlü tren istasyonu “Termini”ye vardığını; cep telefonuyla bir kahvede oturup daha sonra, yüreği ağzında, başkent okullarından gelecek bir çağrıyı beklediğini anlatıyordu. Öğlen saatlerine dek telefon gelirse, etekleri zil çalarak ders vereceği kurumun yolunu tuttuğunu; ses seda çıkmazsa, kös kös trene binip tekrar evine döndüğünü söylüyordu.
\n“Taşralı vekil öğretmenin” öyküsü İtalya’da artık bir istisna değildi…
\n“Esnek” sıfatıyla tanımlanan iş piyasasının şartları her geçen gün sertleşiyor, gitgide nerdeyse sanayi devrimi dünyasının şartlarını andırıyordu.
\nGazeteleri açtığınızda -misal!- düzenli olarak “beyaz ölümler” adı verilen işçi ölümleriyle karşılaşıyordunuz... Bizde Tuzla tersanesi ölümlerini andıran bu kayıplara; İtalyanlar, “beyaz ölüm” adını veriyordu. Beyaz renk gibi, ölenlerin çoğu çünkü “görünmeyen” garibanlardı.
\n“Esnek piyasaların” cangıl kurallarıyla çalışan işçiler, güvenlik önlemlerinden uzak şartlarda istihdam edildiklerinden; sapır sapır dökülüyor, istatistikler günde ortalama “3 isimsiz/görünmeyen işçinin”, “beyaz ölüm”le sonuçlanan kazalara kurban gittiğini söylüyordu.
\n‘Ay sonunu getiremeyen’ aileler…
\nDiplomalı gençler de gelecek güvencesinden tümüyle yoksundular. Bir süre önce Türkiye’de de gösterilen ve Türkçeye “Önümde Bütün Bir Hayat” adıyla çevrilen “Tutta la vita davanti” isimli filminde İtalyan yönetmen Paolo Virzi, bu dramı can alıcı bir senaryoyla ortaya koymuştu…
\nVirzi’nin öyküsündeki başkarakter Marta, üniversitede “felsefe” öğrenimi gören ve akademik kariyer yapmak isteyen genç bir kızdı.
\nAncak yüksek yerlerde hiçbir tanıdığı olmadığı için uygun bir iş bulamayan genç kız; sonunda “işsiz kalmamak” için, elektrikli ev eşyaları satan alakasız bir çağrı merkezinde çalışmaya razı geliyor ve orada kendisiyle birlikte “iş güvencesi olmadan, sözleşmeli çalışan” herkes gibi; “rehberden saptadığı” isimlere rastgele eşya satmaya çalışıyor; istenen sayıda eşya satamayanlar da işyerinden atılıyordu. Sadece insanüstü şartlara “dayanabilenler” ay sonuna ulaşabiliyordu.
\nGünümüz İtalyası’nı “kara mizah” havasında abartısız beyazperdeye aktaran Virzi’nin bu karabasan öyküsü, İtalyan ekonomisinin rakamlarıyla bugün örtüşüyor.
\nGençlerin yüzde 30’u İtalya’da bundan böyle ne okula gidiyor, ne işe girebiliyorlar. Diplomalı gençler, iş piyasasındaki tüm bu sorunlar nedeniyle ülkeyi yavaş yavaş terk ediyor. Normalde az gelişmiş ülkelerde yaşanan “beyin göçü”, İtalya’nın bu nedenle en ciddi sorunlarından birine dönüşmüş durumda.
\nBitmedi!
\n60 milyonluk ülkede, 8 milyon İtalyan -yani nüfusun yüzde 14’ü- artık “fakir” kategorisine giriyor. Fakiri bırakın, “memur”, “öğretmen”.. gibi “orta sınıf” kabul edilen sıradan insanlar bile artık ay sonunu getirmekte zorlanıyor.
\nAkşam haberlerinde bu yüzden “ay sonu nasıl getirilir?” kabilinden birbirinden yaratıcı yöntemlerle karşılaşmak oldukça olağan sayılıyor.
\nYapılan röportajlarda mesela şu türden yöntemler sergileniyor: Bir büyük apartman blokunda aileler birim maliyetlerini düşürmek için bir araya geliyorlar. Dönüşümlü olarak her ay, birer daire reisi, tüm apartman/blok için “hal”den “toplu” alışveriş yapıyor. Sonra bunu komşuları arasında bölüştürüyor…
\nİtalyanlar arasında büyüyen uçurum
\nBunlar insanların aklındaki “Alfa Romeo”lar, “Ferrari” ler, “Armani” ler, “Versace”ler İtalya’sına kuşkusuz hiç uymuyor.
\nİtalya dendiğinde bizde hâlâ sadece Avro Bölgesi’nin üçüncü büyük ekonomisi düşünülüyor.
\nAncak Almanya ve Fransa’nın hemen ardından gelen, “Avro”nun bu en güçlü 3. ekonomisi, yaklaşık on yıldır büyümüyor. İtalyan mucizesini yaratan küçük-orta boy işletmeler; “küreselleşme” şartlarına direnç gösteremiyor, bu şartlarda rekabet edemiyorlar. İtalya bu nedenle.. giderek yalnız geçmişten yiyor ve “gelir dağılımı” ile “sosyal adaletsizliklerin” her geçen gün büyüdüğü bir ülkeye dönüşüyor…
\nDün yeni hükümeti kuran “Süper Mario”nun, “Pompei’nin son günleri” gibi yaşayan Berlusconi’den devraldığı ülke işte böyle bir ülke.
\nCiddi, güven veren; akademisyen kökenli yeni Başbakan; bu olağanüstü şartlar nedeniyle kabinesinde bakan sayısını yarıya indirmiş durumda...
\nSüper Mario; başbakanlığının yanı sıra ekonomi ve maliye bakanlığını elinde tutacak.
\n“İçişleri”, “Adalet” ve aynı çatı altında birleştirdiği “Refah, Çalışma, Kadın Bakanlığı”nı da üç yetkin kadına emanet edecek.
\nOn yedi ay sonra sona ermesi beklenen mevcut seçim dönemi içinde de umulan o ki... Brüksel’den önüne konan reformları sebatla gerçekleştirecek…
\nBerlusconi tabii rahat verirse!
\nNOT: Cumartesi günü kitap fuarında, saat 14.45-15.45 arasında, yeni çıkan “Şimdi Doğu Zamanı” başlıklı kitabımı imzalayacağım. Fuara yolu düşen okurları beklerim.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti