Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Süper Mario'nun Devraldığı Enkaz

17 Kasım 2011 Perşembe
\n

İtalyada krizin görünenden çok derin olduğunu, bundan iki-üç yıl önce La Stampagazetesinde yayımlanan bir röportajı okurken kavramıştım.

\n

Röportaj sözleşmeli/vekil öğretmenlerhakkındaydı

\n

İki saatlik tren yolculuğuyla Romaya varabilmek için her sabah şafak vakti 5 sularında evden çıktığını anlatan bir kadın vekil öğretmen”; saat 7.30da Romanın ünlü tren istasyonu Terminiye vardığını; cep telefonuyla bir kahvede oturup daha sonra, yüreği ağzında, başkent okullarından gelecek bir çağrıyı beklediğini anlatıyordu. Öğlen saatlerine dek telefon gelirse, etekleri zil çalarak ders vereceği kurumun yolunu tuttuğunu; ses seda çıkmazsa, kös kös trene binip tekrar evine döndüğünü söylüyordu.

\n

Taşralı vekil öğretmenin öyküsü İtalyada artık bir istisna değildi

\n

Esnek sıfatıyla tanımlanan iş piyasasının şartları her geçen gün sertleşiyor, gitgide nerdeyse sanayi devrimi dünyasının şartlarını andırıyordu.

\n

Gazeteleri açtığınızda -misal!- düzenli olarak beyaz ölümleradı verilen işçi ölümleriyle karşılaşıyordunuz... Bizde Tuzla tersanesi ölümlerini andıran bu kayıplara; İtalyanlar, beyaz ölümadını veriyordu. Beyaz renk gibi, ölenlerin çoğu çünkügörünmeyengaribanlardı.

\n

Esnek piyasalarıncangıl kurallarıyla çalışan işçiler, güvenlik önlemlerinden uzak şartlarda istihdam edildiklerinden; sapır sapır dökülüyor, istatistikler günde ortalama 3 isimsiz/görünmeyen işçinin”, “beyaz ölümle sonuçlanan kazalara kurban gittiğini söylüyordu.

\n

‘Ay sonunu getiremeyen’ aileler…

\n

Diplomalı gençler de gelecek güvencesinden tümüyle yoksundular. Bir süre önce Türkiyede de gösterilen ve TürkçeyeÖnümde Bütün Bir Hayatadıyla çevrilen Tutta la vita davantiisimli filminde İtalyan yönetmen Paolo Virzi, bu dramı can alıcı bir senaryoyla ortaya koymuştu

\n

Virzinin öyküsündeki başkarakter Marta, üniversitede felsefeöğrenimi gören ve akademik kariyer yapmak isteyen genç bir kızdı.

\n

Ancak yüksek yerlerde hiçbir tanıdığı olmadığı için uygun bir iş bulamayan genç kız; sonunda işsiz kalmamakiçin, elektrikli ev eşyaları satan alakasız bir çağrı merkezinde çalışmaya razı geliyor ve orada kendisiyle birlikte iş güvencesi olmadan, sözleşmeli çalışan herkes gibi; rehberden saptadığıisimlere rastgele eşya satmaya çalışıyor; istenen sayıda eşya satamayanlar da işyerinden atılıyordu. Sadece insanüstü şartlara dayanabilenleray sonuna ulaşabiliyordu.

\n

Günümüz İtalyası’nıkara mizahhavasında abartısız beyazperdeye aktaran Virzinin bu karabasan öyküsü, İtalyan ekonomisinin rakamlarıyla bugün örtüşüyor.

\n

Gençlerin yüzde 30u İtalyada bundan böyle ne okula gidiyor, ne işe girebiliyorlar. Diplomalı gençler, iş piyasasındaki tüm bu sorunlar nedeniyle ülkeyi yavaş yavaş terk ediyor. Normalde az gelişmiş ülkelerde yaşanan beyin göçü”, İtalyanın bu nedenle en ciddi sorunlarından birine dönüşmüş durumda.

\n

Bitmedi!

\n

60 milyonluk ülkede, 8 milyon İtalyan -yani nüfusun yüzde 14ü- artık fakirkategorisine giriyor. Fakiri bırakın, memur”, “öğretmen”.. gibi orta sınıfkabul edilen sıradan insanlar bile artık ay sonunu getirmekte zorlanıyor.

\n

Akşam haberlerinde bu yüzden ay sonu nasıl getirilir?kabilinden birbirinden yaratıcı yöntemlerle karşılaşmak oldukça olağan sayılıyor.

\n

Yapılan röportajlarda mesela şu türden yöntemler sergileniyor: Bir büyük apartman blokunda aileler birim maliyetlerini düşürmek için bir araya geliyorlar. Dönüşümlü olarak her ay, birer daire reisi, tüm apartman/blok için haldentoplualışveriş yapıyor. Sonra bunu komşuları arasında bölüştürüyor

\n

İtalyanlar arasında büyüyen uçurum

\n

Bunlar insanların aklındakiAlfa Romeolar, Ferrariler, Armaniler, Versaceler İtalyasına kuşkusuz hiç uymuyor.

\n

İtalya dendiğinde bizde hâlâ sadece Avro Bölgesi’nin üçüncü büyük ekonomisi düşünülüyor.

\n

Ancak Almanya ve Fransanın hemen ardından gelen, Avronun bu en güçlü 3. ekonomisi, yaklaşık on yıldır büyümüyor. İtalyan mucizesini yaratan küçük-orta boy işletmeler; küreselleşmeşartlarına direnç gösteremiyor, bu şartlarda rekabet edemiyorlar. İtalya bu nedenle.. giderek yalnız geçmişten yiyor ve gelir dağılımıilesosyal adaletsizliklerinher geçen gün büyüdüğü bir ülkeye dönüşüyor

\n

Dün yeni hükümeti kuran Süper Marionun, Pompeinin son günlerigibi yaşayan Berlusconiden devraldığı ülke işte böyle bir ülke.

\n

Ciddi, güven veren; akademisyen kökenli yeni Başbakan; bu olağanüstü şartlar nedeniyle kabinesinde bakan sayısını yarıya indirmiş durumda...

\n

Süper Mario; başbakanlığının yanı sıra ekonomi ve maliye bakanlığını elinde tutacak.

\n

İçişleri”, “Adalet ve aynı çatı altında birleştirdiği Refah, Çalışma, Kadın Bakanlığını da üç yetkin kadına emanet edecek.

\n

On yedi ay sonra sona ermesi beklenen mevcut seçim dönemi içinde de umulan o ki... Brükselden önüne konan reformları sebatla gerçekleştirecek

\n

Berlusconi tabii rahat verirse!

\n

NOT: Cumartesi günü kitap fuarında, saat 14.45-15.45 arasında, yeni çıkan Şimdi Doğu Zamanı başlıklı kitabımı imzalayacağım. Fuara yolu düşen okurları beklerim.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları