Trump’ın raf ömrü bitti mi?(2)

20 Kasım 2022 Pazar

Türkiye’de de defalarca sahnelenmiş olan Kral Lear, Shakespeare’in en bilinen trajedilerindendir. Yazar ölümsüz başyapıtında, gözbebeği saydığı kızlarının ihanetine uğrayan bir kralın tacını tahtını yitirişini ve yok oluşunu anlatır.

Trump’ın Mar-a-Lago’daki malikânesinden duyurduğu “adaylık ilanını” izleyen Guardian yazarlarından biri, 2024’te bir kez daha sahaya inmeye hazırlanan eski başkanı, çarpıcı bir teşbihle evlatlarınca ortada bırakılan “Kral Lear”e benzetiyor.

Nedeni “first evlat” Ivanka’nın babasını bundan sonraki siyasi serüveninde yalnız bırakacağını söylemesi.  

Beyaz Saray yıllarında babasının yanından ayrılmayan, tüm resmi gezilerde bulunan ve Donald’ın en yakın danışmanlığını yapan Ivanka Trump açıkça “Ben yokum!” diyor. Bundan böyle zamanını çekirdek ailesine ayıracağını duyuruyor. 

En yakınları tarafından bile “toksik” görülen bir adaya kim bel bağlar?

Amerikan siyasetinin şimdi bir numaralı sorusu bu. 

Konu Trump olunca ne var ki kimse fazla iddialı konuşamıyor: “Bu bagajla Beyaz Saray’ın önünden bile geçemez!” diyemiyor.

2016 seçimlerinde Hillary Clinton’ın olası zaferine malum mutlak gözüyle bakılmış, Trump’ın son anda başkanlığa çıkışı çok büyük sürpriz olarak algılanmıştı.

Sütten ağzı yanan yorumcular yoğurdu bu yüzden üfleyerek yiyor. 

Ama bu kez durum farklı. 

Bir defa Trump’ın başının üzerinde Democles’in kılıcı gibi sallanan çok ciddi soruşturmalar, potansiyel davalar var. 

SORUŞTURMALARIN GÖLGESİ

 Bunlardan en tehlikelileri 6 Ocak 2021’deki Kongre baskınında eski başkanın oynadığı rol... 

Diğeri, adaylığını ilan ettiği Florida’daki malikânesinde tam da FBI tarafından ele geçirilen ve usulsüz biçimde özel mülkte tutulan gizli devlet belgelerini içeren soruşturma. 

Nükleer konular dahil olmak üzere ulusal güvenliği ilgilendiren belgelerin eski başkanın evinde ne aradığı ve “milli arşivlere” teslim edilmesi gerekirken hangi maksatla oraya götürüldüğü hâlâ açıklığa kavuşmamış bir muamma.                  

Adalet Bakanlığı bu soruya halen yanıt arıyor ve casusluk yasasını ihlalden, gizli devlet belgelerine el koymaya dek uzanan ağır suçlamalar içeren davaların hazırlığını yapıyor. 

Trump’ın kolaylıkla “mağdur edebiyatı” ve siyasi malzemeye dönüştürülebileceği bu büyük soruşturmaların, adaylığı nasıl etkileyeceği öngörülemiyor. 

Normal zamanlarda, normal bir ülkede bu profildeki bir siyasetçinin gerçekte aklanmadan “aday” dahi olamaması gerekir. Ama normal zamanlarda yaşamıyoruz. 

Bunlar Trump’ı eskimiş, yıpranmış, en yakınlarınca bile saklanamaz biçimde artık “toksik” görülen bir aday haline getiriyor.

Ivanka’nın bile babasından mesafe almasının nedeni bu. 

Yalnız Ivanka değil ezcümle Murdoch basını ve muhafazakâr basının bir kısmı da Trump’a sırt çeviriyor. 

Muhafazakâr sitelerden “The National Review”un hemen Trump’ın adaylığı ardından attığı manşet bu bağlamda çok çarpıcı ve net: “Hayır”

GENÇLEŞME ARAYIŞI

Bitmedi. 

Stephen Schwarzman’ın da aralarında bulunduğu finans dünyasının ağır topları da geri çekiliyor ve kampanyada Trump’a destek sağlamayacaklarını açıklıyorlar. 

Parti beri yandan Trump karşıtları ve yandaşları arasında bölünmüş durumda. 

Karşıtlar Trump’ı “geçmişin adamı” olmakla damgalıyor; 2018, 2020, 2022 gibi çeşitli sandık sınavlarında yenilgi üzerine yenilgi aldığını, genç ve dinamik bir adaya ihtiyaç duyduklarını belirtiyorlar. 

Henüz resmileşmese de böyle bir alternatif aday var: Rakibine kasım başında 20 puan fark atan 44 yaşındaki Florida Valisi Ron DeSantis

Eski Trumpçı olmakla birlikte o da Trump’la aynı fotoğrafta görünmekten kaçınıyor ve “Trump olmayan Trumpçı” arayışındaki Cumhuriyetçilerin yükselen idolünü temsil ediyor. 

 Özetle Trump’ın yolu bu kez yokuş. 

Ne ki arkasından hâlâ körü körüne giden “MAGA/Amerika’yı yeniden büyük yapalım” takımı ve seçmenleri var. 

Bugün ön seçim yapılması halinde bu seçmenler Trump’a her şeye rağman yüzde 47 oranında oy vereceklerini açıklıyorlar. 

Trump’a en yakın muhtemel aday olan DeSantis sadece yüzde 33’te kalıyor. 

Yarış sadece Trump-DeSantis arasında cereyan etmeyecek. Listede adaylıklarını koymak için sıra bekleyen eski Başkan Yardımcısı Mike Pence, eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, eski BM büyükelçisi Nikki Halley gibi isimler de var... 

Trump çantasından daha çok tavşan çıkarabilir. Her dönemeçte ayağı da kayabilir. 

Başkanlık seçimlerine iki yıl var. Bu çok uzun bir süre. Trump’ın bu sürede etrafında yaratmış olduğu çölü aşıp, aşamayacağını göreceğiz. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları