Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yurtta ve Suriye'de Demokrasi!

07 Temmuz 2012 Cumartesi
\n

İroniye bakın!

\n

Demokratik açılım özürlü olduğu için Suriye ile nerdeyse savaşın eşiğine gelen Türkiyenin demokrasi karnesi Le Mondegazetesinde günlerdir tefrika ediliyor.

\n

Gazete hafta başında önce Erasmus öğrencisi Sevil Sevimli vakasınısütunlarına taşıdı...

\n

Sütunlarına taşımak ne kelime? Sevil Sevimlinin Suçu Ne Mösyö Erdoğan?” başlıklı bir koskoca başyazı yazdı.

\n

Bununla kalmadı...

\n

Davutoğlunun Fransa ziyaretine isabet eden bir zamanlamayla altına 50 akademisyenin altına imza koyduğu Türkiyede özgürlükler daralıyor!bildirisini yayımladı

\n

Bildirinin içeriğine girdiğinizdeözgürlükler daralıyorifadesinin, ziyadesiyle inceltilmiş bir başlık/euphemismolduğunu görüyorsunuz.

\n

Zehir zemberek içeriği okuduğunuzda, gerçekte acımasız ve ürkütücü bir dikta rejimini andıran sistem tarifinin yapıldığının ayırdına varıyorsunuz:

\n

Egemen bir güç; üniversiteler, araştırmacılar, yayıncılar, öğrenciler ve gazeteciler üzerinde artan bir yargısal baskı yapıyor. Kitlesel tutuklama dalgaları, demokrat çevrelere korku salıyor. Sanıklar, aylar ya da yıllarca aslı astarı olmayan suçlamalar temelinde tutuklu kalıyor. Onlarca gazeteci ve yayıncı yalnız işlerini yaptıkları için içeriye atıldı. Sosyal bilimler konusunda eser sahibi olmak; yöneltilen suçların başlıbaşına kanıtı (suç unsuru!) sayılıyor. Zira anti-terör yasası kapsamınca, bu konuların hepsi terörizmle ilintilendirilebiliyor. Ceza yasasındaki suç tanımlarının yarısı terör kapsamınaalınmış durumda. Yeryüzündeki terör tutukluların üçte biri bu nedenlerden ötürü, Türk cezaevlerinde!

\n

Faşizmi hatırlatan uygulamalar

\n

Bildiri bu minvalde devam ediyor. Ben sadece kısa bir bölümünden yaptığım bu özetle yetineyim

\n

Bu özete göz atan herhangi bir Batılı, tarif edilen ülkeyi asla ve kata demokrasi deyimi ile yan yana getirmez

\n

Le Mondebildirisinde tanımlananaydın ve demokrat çevrelere korku salan kitlesel tutuklamalar”, “terör suçuna dönüşebilen sosyal bilim eserleri/gazetecilik faaliyetleri”, “asılsız suçlamalar temelinde insanların özgürlüklerinden alıkonmasıgibi haller Batı’da damardanfaşizmin anısıylaözdeşleştirilen uygulamalar.

\n

Batı Avrupada Mussolini İtalyası gibi ülkelerin yaşamış olduğu çok ağır pratikler bunlar...

\n

Hal böyleyken Türkiyenin kalkıp da Suriyeye demokrasive insan haklarıgibi değerler üzerinden -hem de en ön safta!- keskin tavırlar alması”; hafsalaya sığan bir şey değil.

\n

Böyle hafsala almaz bir durum ortadayken; Dışişleri Bakanı Davutoğlu, yukardaki bildirinin yayımlandığı Fransaya yaptığı seyahatte beraberindeki gazetecilere İnsanlık onuru ve özgürlük gibi evrensel ilkeleri savunmaktan imtina eden aydınların Suriye duyarsızlığınışikâyet edebiliyor. Şikâyet etmek bir yana hatta esip gürlüyor:

\n

Bu nasıl liberallik? Nasıl solculuk?diye çatıyor Sn. Bakan ve Ben gece rahat uyuyorum. Siz rahat uyuyor musunuz?diye bizden hesap soruyor.

\n

Dışişleri Bakanının mantığı uyarınca, Esadın insan hakları ihlalleri yüzünden, bizim burada uykularımızın kaçması gerekiyor

\n

Suriyenin yüce demokrasi davasını, ilkesel bazda kendisine mesele ederek vicdanını huzura erdirdiğinden bakanın kendisi gece uyuyormuş

\n

Suriye halkı sorunlarına duyarsız kalan bizler, nasıl göz kırpabiliyor muşuz?

\n

Ve tramvay demokrasisi

\n

Hayretler içinde okudum

\n

Bakan bizimle acaba alay mı ediyor diye düşündüm?

\n

Uykularımızın Suriye için kaçmadığı evet tabii doğrudur.

\n

Uykumuzu, çünkü öncelikleterör yaftasıylazindanlarda çürüyen kendi aydınlarımız kaçırıyor

\n

Zeynep Oral bakın dün Cumhuriyette ayrıntılı bir liste çıkarttı:

\n

Eser üzerine eser verenMustafa Balbay, Tuncay Özkan, Büşra Ersanlı, Ayşe Berktay, Mahmut Alınak, Yalçın Küçük nasıl vakit bulup da teröristoldu sorusunu yöneltti?

\n

Bitmedi!

\n

Pankart açmaktan yumurta atmaya uzanan suçlardan içerde tutuklu bulunan 700 öğrenci...

\n

Yüzü aşan hapisteki basın mensupları için kaçıyor öncelikle bizim uykumuz.

\n

Suriye halkının dertlerine, kendi insanlarımız maruz kaldığı bu açık zulümler yüzünden derinlemesine konsantre olamıyoruz.

\n

İçerde böyle bir tablo ile karşı karşıya olan bir ülkede sizin de bir bakan olarak Ben rahat uyuyorum!demenize; böyle bir konu üzerinden bize ahlak dersi vermenize, meslektaşlarımızın bu yaman çelişkiye hiç dikkat çekmemesine de çok ama çok şaşıyoruz

\n

O kadar ki kendi adıma ben artık, Türkiyede çelişkikavramının hiçbir mana taşımadığı kanısına vardım

\n

Tutarlılıkkıstasının bir değer ifade etmediği toplumda, çelişkiye düşmek de önemsenmiyor. Bu nedenle sözcüklere isteyen istediği zaman... istediği anlamı yakıştırabiliyor.

\n

Le Mondeun mim koyduğu gidişatın geçerli olduğu ülkedeki yöneticiler, başka bir ülkeye hiç engel tanımadan bu durumda demokrasi üzerinden rahatça ahkâm kesebiliyor.

\n

Suriye bir diktatörlük

\n

Türkiye demokrasidir

\n

He ya.

\n

Bunun adı tramvay demokrasisi!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları