Avrupa Kupası öncesi ve sonrası oynanan lig maçları Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş için hep sorunlu geçmiştir. Ya puan kaybederler ya da zor kurtulurlar.. Ama bu defa Galatasaray için öyle olmadı. Manchester United’a yenilmesine rağmen sükse toplayan Sarı - Kırmızılılar üç gün sonra Süper Ligin acemisi Akhisar Belediyespor’u yenerken pek de zorlanmadı.

***

Fatih Terim bu maçta rotasyona gitmiş, Semih, Elmander, Umut ve Hakan Balta gibi oyuncuları dinlendirmeyi uygun bulmuştu. Aslında Selçuk’u da kenarda oturtabilirdi ama usta teknik adam bu oyuncusunun alternatifi olmadığını herkesten iyi biliyordu. Melo’yu da defans oyuncusu olarak kabul edersek, Galatasaray 6 yabancı hakkını da savunmadan yana kullanmıştı. İkiye bölünmüş gibiydi takım. Yabancılardan oluşan defans, yerli oyunculardan kurulu orta saha ve forvet...

***

Forvetten söz etmişken Burak’ı satırlara getirmemek olmaz. Burak ilk golle Galatasaray’ı rahatlattı. Sercan’ın attığı golde ise bir golcü olarak hiç de bencil olmadığını dosta düşmana gösterdi. Sercan için aynı şeyleri söyleyemeyiz ama Burak, Elmander ve Umut’la birlikte Galatasaray’ın forvetidir. Fatih Terim oyun planı ve o haftaki performansların göre bu üçlüden ikisini oynatır. İki kere iki dört...

***

Melo’da düşüş olduğu kesin. Geçen seneki Brezilyalıyla yakından uzaktan ilgisi yok. Ama orta sahadaki partnerlerinden Emre Çolak ise tam tersine. Her geçen hafta üstüne koyuyor. Sadece Fatih Terim’e değil, Abdullah Avcı’ya da göz kırpıyor Emre... Hamit beklenenden uzak. Cris’i ise bu maçta pek çözme fırsatını bulamadık.

***

Maçın hakemi Mete Kalkavan’ı 2. lig maçlarında yan hakem olarak görev yaptığı günlerden tanırız. Dün akşama tırnaklarıyla kaza kaza geldi. O da Akhisar gibi Süper Lig’in yenilerinden. Bir-iki ufak hata yapsa bile, şimdilik onları görmemeliyiz. Genç hakemlere o kadar çok ihtiyacımız var ki.

***

Kısacası bu maçla ilgili pek fazla bir şey yazılmaz, çizilmez. İki takım arasında dağlar kadar fark var. Ama rakip kim olursa olsun, Galatasaray’ın her maçı ciddiye alması da övgüye değer. Bu da Fatih Terim’in takım üzerinde ne kadar etkisi olduğunun en belirgin kanıtı. Bu disipline kısaca Fatih Terim damgası da diyebiliriz.