'Kişi Adaletle Büyür...'

08 Eylül 2011 Perşembe
\n

Gençliğimde sık sık duruşmaları izlemeye giderdim. Babam avukattı, çocukluğumda beni de götürürdü adliyeye. Dinleyici sıralarına oturur, sanıkları, avukatları, yargıçları, savcıları seyrederdim. Kendi kendime yargılar verir, kararlar çıkarırdım. Konuların, sorunların üzerinde düşünmek, yargılamaktan çok, anlamak ya da anlamaya çalışmaktı benim için önemli olan...

\n

***

\n

İşte yine bir duruşma. Tepede bir yazı:Adalet mülkün temelidir.” “Mülkne demek? Arapça bir söz, anlamı ne? Ev, dükkân, arazi gibi taşınmaz mal! \tDevletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü, ülke... Vakıf olmayıp, doğrudan doğruya, birinin malı olan \tyer, ya da yapı...

\n

Eskiden tüm ülke padişahın mülküsayılırdı, şimdi cumhuriyet dönemindeyiz, bu topraklar hiçbir kişinin ya da topluluğun değil, ulusun, halkın!.. Öyleyse şu \tsevimsiz, anlamsız Adalet mülkün temelidirsözünü değiştirsek daha iyi olmaz mı? Adalet gerçek bir temeldir, yaşamın temelidir, insanlığın temelidir, ülkenin temelidir.

\n

***

\n

Bir dava ne kadar sürmeli? Ne çok uzun, ne çok kısa! Gereğinden çok uzatıldı mı sanıklar da usanır, yargıçlar da, izleyenler de! Ben her duruşmada yargıçları izlerim, tek tek yüzlerini seyrederim, kafalarından o anda neler geçmektedir, ellerindeki kalemle kâğıt üstüne ne gibi çizgiler karalamaktadırlar? Avukatın ya da sanığın sözlerini dinliyorlar mı, yoksa başka şeyler mi düşünüyorlar? Kimileri büyük bir ilgiyle eğilmiştir dosyanın üstüne, kimileri de sanıkları izler dikkatle... Hele savcı, en çok odur merak ettiğim? Nasıl bir şeydir savcı olmak?

\n

***

\n

Savcı olmak nasıl bir şeydir, sorusunun en güzel yanıtını, Albert Camusnün Vebaadlı romanında buldum. Romanın baş kişisi Tarrounun babası, ağır ceza savcısıdır. Bir gün oğlunu alır duruşmaya götürür. Camus, şöyle anlatıyor:

\n

Babam kırmızı cüppesi içinde değişmiş, o babacan, o şefkatli halinden eser kalmamıştı. Ağzından sonu gelmez cümleler birbiri ardına yılanlar gibi dökülüyordu. Toplum adına bu adamın ölmesini, hatta kafasının kesilmesini istediğini anladım. O günden sonra babamla aramız bir daha düzelmeyecek biçimde bozuldu.Camus şunları da eklemiş: Adalet görevlilerinin işi gerçekten çok güçtür. Kendilerine, yakınlarına, suçladıkları kişilere, tarihe karşı sorumludurlar.

\n

***

\n

Yazımı, Boileaunun Kişi adaletle büyür, Diderotnun Tek bir erdem var, o da adalettir sözüyle bitirsem mi?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014
Seçimlere Doğru 18 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları