İnsanlar korkuyor! “İnsanlar susuyor!” İnsanlar birbiriyle konuşmuyor!..

Öte yandan Bodrum’lar, Kuşadası’lar, Antalya’larda güzel yaşam sürdürenlerin keyfi yerinde!.. Gülüşler, sevişişler, dostluklar, yaşamın tadını duymak, denizin, güneşin keyfini sürmek...

Bir çelişkiler ülkesindeyiz! Bir süre önce dediğim gibi, bir çeşit tımarhanenin içinde!..

Bir yanda şehit üstüne şehit veriliyor... Daha dün, on üç er ve birçok yaralı... Düşen uçakta yitirdiğimiz subaylar... Sokakta öldürülen komiser ve polis... Güneydoğu’da yeniden başlatılan terör olayları... Öte yanda kendilerince bir çeşit yönetim kurmak isteyenler...

***

“Binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete” diye boşuna dememişler... Yetmiş beş milyonun dörtte üçü ekmek derdinde! İşsizlik, açlık, yoksulluk, umutsuzluk... Buna karşın yüzde elli oyla iktidarını sürdüren bir hükümet!.. Hem aç, işsiz, umutsuz milyonlar bir yanda duruyor! Yine de bu milyonlar oylarını Tayyip’in tek adam yönetimine veriyor!..

Çelişki diyeceksiniz. Yok daha beter, tutarsızlık, akılsızlık, bilinçsizlik, bilgisizlik, uyutulmuşluk...

“Açılım” dediler, Kürt yurttaşlarımıza bağırlarını açtılar! Kapılarına kadar yargıçlar gönderip buyur ettiler... Sorunu çözümlemekti amaç!. Kaç gün sürdü? Bilmeden, düşünmeden, hesaplamadan girişilen işler, sonunda elbet çıkmaza girer. Tayyip’in açılımı da gerçekte kapanış oldu!

***

Ama kapanmadı, kapanmıyor, kapatılmıyor! İç-dış güçler Türkiye’de sürekli kanlı olayların sürdürülmesini, Türk halkının birbirine düşman olmasını, çarpışmalarda, kavgalarda, çıkmazlarda bocalamasını istiyor. İstiyor ve gerçekleştiriyor!

İktidardaki on yıllık güçlüler takımı ise bir türlü acemilik sürecinden çıkamıyor! İstediği kadar “ustalık dönemindeyiz” dese de gerçek anlamda politikanın, yurt yönetiminin çırağı bile olamadığını, dosta düşmana karşı sergiliyor...

Yüzlerce general, subay, er, tutuklanmış. Türk ordusunun yarı yarıya beli kırılmış, daha doğrusu kırılmak istenmiş! Bir savaş çıksa, gerici ya da bölgeci kalkışmalar gemi azıya alsa, onlarla başa çıkacak olanlar, hapislerde, hücrelerde...

***

İnsanlar, insanlar, insanlar!.. Gözler kör, kulaklar sağır, bir kördövüşün çarpıklıkları içinde ne yapacağını, ne edeceğini bilemeyen insanlar, insanlar...