Sorun Değişmezlik

27 Ekim 2013 Pazar
Belli bir yaştan sonra günlük yazıları
sürdürmek kolay değil...
Her gün ülkede, dünyada akla gelen
gelmeyen olaylar yaşanıyor.
Nedense şu insanoğlu geçmişine hiç
bakmıyor. Daha dünlerde işlediği
yanlışları görmüyor ya da görmek istemiyor.
Benim gibi uzun yıllarını daktilo başında
harcayanlar nerdeyse soluk alamaz duruma
giriyor. Yeni şeyler yazmak isteğimiz var,
ama olmuyor. Hep eskilerin yinelenmesi.
Bilmem kaç yıl önceki başbakanın çektiği
nutukları dinlerken anımsıyorsunuz, biz
bunları çok dinledik diye. Hem de değişik
başbakanlardan. Hep yazdık durduk.
Menderes on yıl hemen hemen tek başına
Türkiye’yi yönetti. Tayyip Bey de on yıldan
fazla... On yıl bir kuşağın değişmesi, yerine
daha genç bir kuşağın gelmesidir. Gençlik
denen değer budur. Yerlerine gelen kuşağın
çok daha aydınlıkçı, çok daha insancıl, çok
daha inandırıcı olması beklenir.
Zaman hızla geçiyor, ama sessiz
halk yığınlarında bir parlama, bir
aydınlanma, bir iyiye, doğruya,
yararlıya doğru açılma görebiliyor muyuz?
Ben ve benim yaşıtlarım çok partili yaşama
geçmenin sevincini yaşadılar, yaşamaya
kalktılar. Tam tersi oldu. Partiler çoğaldı, ama
bir teki bile gerçekten halktan, emekçiden,
gerçek insanlıktan yana olmadı, olamadı. İyi
niyetli bazı politikacıların çalışan halkımıza
yeni olanaklar sağlaması, daha iyi beslenmek,
daha iyi soluk almak gibi görünüşteki çabaları
da bir sonuç vermedi.
Tek parti dönemindeki yaşantınızla
bugünkü yaşantınızı karşılaştırın. Uygarlık en
yüksek düzeye çıkmış dünyada, bizler daha
çok uzağındayız. Yoksulluk artmış, yığınlar
korkudan kurtulamamış. Ekmek parası uğruna
çalış, didin, uğraş, dürüst bir vatandaş ol. Ama
hep aynı zor yaşam koşulları içinde çırpın dur.
Bilmem siz ne dersiniz?


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları