'100 Yıl Önce'den...

01 Ocak 2012 Pazar
\n

\n

\n\n\n

Fransız parlamenterlerin kendi soykırımlarını gizleme histerileri yüzünden yeni yıla geçmişi tartışarak girdik... Tarihi kurcalamak öylesine çekici oldu ki herkes yarınlar yerine dünün peşine düştü!\n

\n

Ben de 2012nin bu ilk yazısını 100 yıl önceye ayırdım. Yanlış anlaşılmasın, aydınlık geleceğimizden tabii ki vazgeçmedik; ancak mademki yeni yıla tarihle giriyoruz; eh, bizim de bazı gerçeklerimizi anımsa(t)ma hakkımız var... İşte iki örnek:\n

\n

Avustralya’da \t\tiki mezar\n

\n

İngiltere 1912’de Hindistanı işgal edince Osmanlı Devleti 350 kişilik birliğini Hindistan Kralına yardıma gönderir 310 askerimiz çatışmalarda şehit olur; kalan 40 kişi İngiliz gemilerinde esir olarak çalıştırılırken 2si Avustralyaya kaçar... Karadenizli Abdullah, baba mesleği dondurmacı, Karahisarlı Mehmet de yine babası gibi kasap olmuştur...\n

\n

Derken emperyalistlerin 1918de Çanakkaleye saldırıları üzerine Abdullah ile Mehmet Avustralya başkanına özetle şu mektubu yazarlar:\n

\n

Öğrendik ki Osmanlıya savaş açmış ve Çanakkaleye asker göndermişsiniz. Ülkenizdeki iki Osmanlı askeri olarak biz de Avustralyaya savaş açıyoruz. Ekselansların bilgilerine duyurulur.\n

\n

Kahramanlarımız bu mektupla yetinmezler; Sydneyye 250 kmdeki Karlıdağlar bölgesinde rayları sökerek 3 tren devirirler; 8 karakol basarak askerleri vururlar Avustralya ancak 250 asker göndererek Abdullah ve Mehmetle başa çıkabilir ve şehit olurlar.\n

\n

Bugün ikisinin de mezarı aynı yerde ve fotoğraf çekmek yasakmış. Mezardaki isimleri ise 2 kişiye karşı orantısız güçkullanıldığını gizlemek için Osmanlı erleri olarak değil, o yıllarda savaş halinde oldukları Hindistan askerlerişeklinde yazılmış.\n

\n

Libyada \t\t1912 \tBaharı\n

\n

Sözde Arap Baharı2012’ye de sarkıyor ama yaşananların aslında Arap Sonbaharıolduğu açıkça görülerek…\n

\n

Örneğin Kaddafiyi yok eden emperyalizm Libyada özgürlüğün güvencesi midir? Bu soru 100 yıl önce de geçerliydi. Kuzey Afrikanın emperyalistlere karşı özgürlük direnişinde başlıca destekçileri ise başta Binbaşı Mustafa Kemal olmak üzere gönüllüOsmanlı subaylarıydı...\n

\n

Bu dayanışma, Libya tarihine Türk Ruhuolarak geçer. Mustafa Kemalden esinlenen Şeyh Ahmet Sunusi ve Ömer Muhtarın önderliğindeki bağımsızlık mücadelesi aynı ruhun ürünüdür.\n

\n

İtalyanlar 1912de İngiltere ve Fransanın desteğiyle Trablusgarpa saldırırlar Gerekçeleri, Osmanlının Libyayı iyi yönetemediği; Libyada özgürlük olmadığıdır!..\n

\n

Çünkü Trablusgarp henüz Osmanlının elindedir. II. Abdülhamit, donanmayı Haliçte çürümeye terk ettiği için deniz gücü etkisizdir. Mısır, İngiliz işgalinde olduğundan Libyaya karayoluyla ordu da gönderilemez...\n

\n

Dönemin Osmanlı Genelkurmay Başkanı Mahmut Şevket Paşa, çareyi İttihatçı asker ve sivillerin Libyaya gönüllü olarak gönderilmesinde bulur. Mustafa Kemal, Enver Paşa, Fethi (Okyar), Kuşçubaşı Eşref, Yakup Cemil, Ali (Çetinkaya) gizlice Trablusgarpa giderek İtalyan emperyalizmine karşı, bölge halkının direnişini örgütlerler...\n

\n

Libyaya Gazeteci Şerifadıyla giren Mustafa Kemal, Derne ve Tobrukta yönettiği gerilla savaşlarıylaİtalyanları etkisiz kılar. 12 Mart 1912de ise Bütün Derne Kuvvetleri Komutanlığını üstlenmiştir...\n

\n

Ne var ki tam da o günün ertesinde Balkan devletleri Osmanlıya savaş ilan ederler. Osmanlı da Trablusgarpı İtalyaya bırakır...\n

\n

Libya bugün yine emperyalizmin elinde... Acaba Arap halkı, dünyanın sözde demokrasi güçleri ve hatta Libyaya karşı NATO kuvvetleri arasında yer almak için can atan bizimkiler, 100 yıl önce Mustafa Kemal önderliğindeki Türk ruhunu neden anımsamıyorlar?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları