İstanbul Âşıkları!

09 Ekim 2011 Pazar
\n\n\n

Farkında mısınız; inşaatçılar, yerel yöneticiler ve siyasetçiler arasında İstanbul âşığıyım diyenler çoğalıyor... Sözün sahibi eğer İstanbulun içine edenlerse, -örneğin şimdilerde pek önemsenen siluet katili yapıları dikenler ve izin verenler- manşetlerden inmiyorlar; filan kişi, tam bir İstanbul sevdalısı!”\n

\n

Oysa aynı filan kişi tam bir İstanbul canavarı.\n

\n

Nerede boş bir alan bulsa kentin peyzajını daha da berbat etmek için ruhsatını alıp gökdelenini dikiyor... Sonra da gazete ilanı ile İstanbulun diğer âşıklarını(!) en yüksekten daire edinerek kente tepeden bakmaya çağırıyor...\n

\n

Bu sevda için, kentin bilmem kaç yüz metre yukarıdan seyredildiği teras-cafesini de yine İstanbul âşığı siyasetçinin katıldığı törenle hizmete sokuyor..\n

\n

Peki, ya o koca binaların dibinde ezilircesine yaşayanlar?\n

\n

Onlar, biz de İstanbul âşığıyız, ama bunlar sevdamızı kararttıdiye bağırsalar da nafile... Kısa haber bile olamıyorlar.\n

\n

Her kent sevilir\n

\n

Aslında herkes severek yaşadığı, anılarıyla bütünleşen kentine âşıktır. Sokaklarını, çarşılarını, anıtlarını, eski evlerini paylaştığı; onlarla sevindiği, hüzünlendiği, umutlandığı kentini kim sevmez?\n

\n

Karslı, Edirneli, Bursalı, Muğlalı, Siirtli, Diyarbakırlı, Burdurlu, Urfalı, Elazığlı, Kayserili, İzmirli, Bartınlı, Adanalı, Eskişehirli, Vanlı, Çanakkaleli, Mersinli ve adlarını saymaya yerimin yetmediği nice illerimiz, hatta ilçelerimiz dahil, herkes kendi kentine tutkun değil midir?\n

\n

Oraların da emlak rantıyla değil, emekleriyle, fikirleriyle, hizmetleriyle geçinen esnafı yerel medyada tek satır yer bulamazken kente sevdalıyım diyerek oranın içine edenler de manşetlerdedir... Bu nedenle ben bir İstanbul âşığıyım sözünün neredeyse tüm ulusal medyayı kaplamasının, diğer kentlerimizde yaşayıp oraya âşık olanlar için hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.\n

\n

Sesi duyulmayanlar\n

\n

Peki, kenti pazarlayanların oraya aşkları önemseniyor da aynı kenti ve hele İstanbulu gerçekten sevenlerin sesleri neden duyulmuyor?\n

\n

Örneğin Sarıyerli, Beykozlu bıçkın balıkçılar; Eminönündeki palabıyıklı ayakkabı boyacıları; Taksimdeki, Kadıköydeki Roman çiçekçiler; Sulukuleden kovulan virtüözlerimiz; Karaköydeki simitçiler; Eyüpteki macuncular; Feriköyün mezecileri; Kurtuluştaki Despina tutkunları; Asmalımescidin, Nevizadenin müdavimleri; Üsküdarda Kanaat Lokantası; Tophanedeki nargile kahveleri; Boğazın sosyetik olmayan mütevazı balık lokantaları; Cihangirin entelleri; Kuledibinin ayyaşları; Kapalıçarşının bütün esnafı; Adaların faytoncuları; İETTnin çilekeş şoförleri... İstanbulu tüm sıkıntılarına rağmen doyasıya yaşayanlar; trafikte bunalanlar; mahallenin veresiye defterli bakkalına sığınanlar; sokağın belediye temizlikçisinden sizin aklınıza gelenlere kadar milyonlar... İstanbulu sevmiyorlar mı?\n

\n

Ben o İstanbul âşığı meraklısı medyanın yerinde olsam, bu sözü eden muhafazakâr belediye başkanına sorarım: Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbulun / Seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde şarkısını da severek söylüyor musunuz?\n

\n

Yanıtı evetdeğilse edebe uygun ne demeli bilmem ki...\n

\n

Aynı başkanın imar izni verdiği, sözde Avrupai yaşam gökdelenleriyle övünenlerin İstanbul âşığıyım sözleri için de şunu yanıtlamasını isterdim: Siz gökdelenlere izin verilmeyen Avrupa kentlerini gördünüz mü?\n

\n

Yanıtı elbette, çok güzeller ise keşke Neyzen Tevfik yaşasaydı da ne yazmak gerektiği konusunda ders verseydi...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları