CHP İstanbul Milletvekili, dünyada “Doğa Hakları”ndan sorumlu ilk ve tek parti genel başkan yardımcısı Şafak Pavey’le, Balıkesir-Edremit’in efsanevi Kaz Dağı beldelerinden Zeytinli’nin geleneksel kültür ve sanat şenlikleri kapsamında 25 Ağustos’ta düzenlediği “Çevremiz de Demokrasi Bekliyor” panelinde tanıştık.

Gündemdeki büyükşehir yasa tasarısına göre “kapanacak” belde belediyeleri arasında yer alan Zeytinli’nin panel için bu konuyu seçmesi rastlantı değildi... Kaz Dağı’nı kucaklayan beldelerin ortak özellikleri, bu doğa ve tarih hazinesini yağmalayan madencilere, özellikle de altıncılara karşı yöre insanlarıyla birlikte en etkin direnişi göstermeleri.

Nitekim “Kaz Dağı ve Madra Dağı Belediyeler Birliği” de bu “yaşamsal” direnişteki “dayanışma” gereksinmesinin ürünü.

Demokrasinin kalesi sayılan belediyelerin çevre ve kültür zenginliklerine sahip çıkma çabalarıyla başa çıkamayan egemen siyaset, doğa katili madencilere verilen izinleri güvenceye almak için yerel yönetimleri yok etmeye karar vermiş!

Nitekim paneli yöneten GÜMÇED (Güney Marmara Çevre Derneği) Edremit Şubesi Başkanı mimar Mehmet Akif Öznal ile Zeytinli Belediye Başkanı Hasan Arslan özetle demişlerdi ki; “Ormanları, su kaynakları, kültürü ve antik geçmişiyle Kaz Dağı’nı korumak için güçlerini birleştirmiş yerel yönetimleri cezalandırmak nasıl bir demokrasidir?”

Bu haklı serzenişe ben de şunu eklemiştim: “Belde belediyelerini imar aymazlıklarını bahane ederek kapatacak yasanın, aynı aymazlığı ilçe-il ve büyükşehirlerde de önlemeyi hedeflemesi gerekmez mi?”

Kalkınma politikası

İşte bu değerlendirmelerin yapıldığı bir ortamda “doğa hakkı”nın önemini anlatan Şafak Pavey’e de sormuştum: “Bu hakkı programına alan bir partinin kalkınma politikasında da çevreyi korumayı temel koşul sayması gerekmez mi? Çünkü kıyılar, dağlar, kentler.. ekonomik gerekçelerle talan ediliyor.”

Elbisesi organik kumaştan olan, kâğıt tüketmemek için seçim kampanyasında afiş bile kullanmayan Pavey dedi ki; “CHP’nin doğanın da hakkını korumaya karar vermesi; ekolojik ve organik bir parti olmayı hedeflemesi ne kadar heyecan vericiyse, tarım topraklarımızı sahiplenen, kentlerde betonlaşmayı durdurarak çevreye saygıyı öne çıkartan bir hükümete kavuşmak da o kadar yaşamsal..”

Londra-Westminster Üniv. Uluslararası İlişkiler’den mezun olduktan sonra yüksek lisansını London School of Economics’de tamamlayan, Birleşmiş Milletler’de Engelli İnsan Hakları Sekreterliği’ni yürüten, Cenevre Üniversitesi’nde sanat eğitimi alan, Türkiye-Güney Kore Parlamentolararası Dostluk Grubu üyesi ve Türkiye-Norveç Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanvekili Pavey’le doğa hakkını ve siyasetin buna bakışını yarın 22.00’de Ulusal Kanal’daki İmar Dosyası’nda konuşacağız.