Olaylar Ve Görüşler

Afet yönetimi mi, algı yönetimi mi? - Bekir Ali YÜKSEL

23 Şubat 2023 Perşembe

Türk milleti Kahramanmaraş depreminde devletsizliğin ne olduğunu tecrübe etmiştir. Maalesef ülkemiz, afetin ve çarpık kentleşmenin ortaya çıkardığı yıkımı, koordinasyonsuzluğun verdiği acıyı yaşıyor.

Oysa ki cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin en büyük iddiası devletin yavaş işleyişinin engelleneceği ve kararların hızla alınacağıydı. İvedilikle karar verilmesi gereken doğal afet durumunda dahi memurların, kendi yetki ve sorumluluklarında görünen konularda cumhurbaşkanından icazet almadan harekete geçemedikleri ve sorumluluk almaktan çekindikleri gözlenmiştir. Madencilerin ve askerlerin sahaya geç inmesi, OHAL’in geç ilan edilmesi gibi...

Buna rağmen millet devletinden daha hızlı davranmış, yardımın geciktiğini görünce özellikle sosyal medya üzerinden organize olmuştur.

YETERSİZLİK

Haluk Levent’in çağrısıyla Ahbap Derneği’ne yapılan yüklü miktarda bağışlar, Babala TV tarafından organize edilen ünlüler ve sosyal medya fenomenlerinin çabalarıyla ortaya büyük bir sinerji çıkmış ve millet depremzedelere yardım etmek için ayaklanmıştır.

Münferit çabalarıyla bölgeye giden yardımseverlerin ve STK’lerin de devreye girmesiyle bölgeden gelen yardım çığlıklarına hükümetten daha fazla sorumluluk hissederek duyarlılık göstermişlerdir.

Bu durum ise kurumların ataletini, yetersizliğini ve herhangi bir senaryosunun olmadığını ortaya çıkarmıştır. Afet yönetiminden sorumlu AFAD’ın sahadaki varlığını geç tesis etmesi, yardımları organize edememesi ve aradan üç gün geçmesine rağmen gıda, barınma ve tuvalet ihtiyacını karşılayamaması depremzedeleri mağdur etmiştir.

2022 yılında bütçesi  yüzde 33.6 oranında azaltılan AFAD’a rağmen, bütçesi yüzde 56.6 artırılan Diyanet İşleri Başkanlığı ise “üstün bir performans” sergileyerek yine Türk halkını şaşırtmamış, deprem bölgelerine 2 bin 500 manevi rehber göndererek hükümetin yüzakı olmuştur!

‘DEVLETLU ZEVAT’

AFAD’ın ve yöneticilerin acizliği üzerine hükümet hiç de fena olmadığı algı yönetimini devreye sokmuş ve kendilerinin yetersizliğini ortaya çıkaran yardımseverlere organize saldırılar başlamıştır. 

Ahbap Derneği’nin sitesine siber saldırılar düzenlenmiş, Haluk Levent’in geçmiş yıllarda farklı kişilerle çektirdiği fotoğraflar servis edilmiştir. Oğuzhan Uğur ise yaptığı bir paylaşımdan ötürü savcılığa ifade vermeye çağrılmıştır.Sivil inisiyatifin devreye girmesi bazı siyasiler tarafından da gündem edilmiş, “Ahbap”çılar ve “Babala”cılar akbabaya benzetilmiştir.

Yazımı AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in 23 Ağustos 1999’da Yenişafak’ta yayımlanan yazısından bir kısımla sonlandırıyorum:

“Depremin ilk saatlerinde ortada olmayan ‘devletlu’ zevat, aradan saatler geçtikten sonra her köşe başından başlarını uzatıyor. İş yapmak adına bildikleri tek şey, açıklama yapmayı kesintisiz bir biçimde sürdürmek...”

BEKİR ALİ YÜKSEL

ARAŞTIRMACI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları