Olaylar Ve Görüşler

‘Ak karanlığı’ dağıtmak - Mustafa GAZALCI

20 Ocak 2023 Cuma

Ülkemiz 20 yıldır süren AKP iktidarı sonucunda başta ekonomi, eğitim olmak üzere hemen her alanda tarihimizde görülmemiş bunalımını yaşıyor. Bu 20 yılda  Cumhuriyetin kazanımları bir bir yok edildi. Yargı, bağımsızlığını büyük ölçüde yitirdi. Özgürlük, adalet yok edildi. Paramız pul oldu. Eğitim, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, tarikatların ağında. Kapılar açılsa, bir yolunu bulsa gençlerin büyük çoğunluğu yurtdışına çıkmak istiyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi laikliğe, anayasaya aykırı olarak başörtüsü için anayasa değişikliği dayatılıyor. 

Büyük şair Tevfik Fikret’in ünlü Sis şiirinde anlattığı bir ortamdayız sanki. A. Kadir’in günümüz Türkçesiyle o şiir şöyle başlıyor:

“Gene bir sis kaplamış ufuklarını, inatçı bir sis,/ gitgide büyüyen bir ak karanlık./ Ağırlığı altında ne varsa sanki yok olup gitmiş,/ kalmış ortada kala kala bir tozlu yığın,/ o tozlu, korkunç yığına bakan göz/ şaşırır titrer, ilerisine gidemez.”

EĞİTİM VE EKONOMİ 

Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı yönetirken bağımsızlık sağlandıktan sonra eğitim ve ekonomiye öncelik verileceğini defterine not etmiş, yakın çevresine söylemiştir. 10 Ocak 1922’de Vakit gazetesi başyazarı Ahmet Emin Yalman’a “İyileştirilecek şeyler ekonomi ve eğitimdir. Bu sayede memleket imar edilecek, millet refah bulacaktır” demiştir. Bunun için de 1921’de Ankara’da Maarif Kongresi’ni, 1923’te İzmir İktisat Kongresi’ni düzenlemiştir. 

Kurtuluş Savaşı’nın ortasında, 15 Temmuz 1921’de, Ankara’da toplanan Maarif Kongresi’nde Mustafa Kemal, eğitimin uydurmalardan, yabancı etkilerden uzak, kendi benliğimize uygun ulusal olması gerektiğini belirtmiştir.

Cumhuriyetten sonra hızla Öğretim Birliği’ne dayanan her alanda laik, bilimsel eğitim anlayışı, abece devrimi gerçekleşir. Toplumu aydınlatan, canlandıran Halkevleri, Köy Enstitüleri kurulur. Soyyapıtlar (klasikler) Türkçemize kazandırılır. Yapılan eğitim seferberlikleriyle, ekonomik önlemlerle çağdaş, ileri bir toplum yaratılır.

BUGÜNKÜ DURUM

Bugün artık ülkemizde büyük oranda Öğretim Birliği’ne dayanan laik ve bilimsel eğitim uygulanmıyor. Onun yerine dinci vakıf ve dernekler Milli Eğitim Bakanlığı’nı yapılan sözleşmelerle kuşatmış. Dinsel kurslar, medreseler yeniden hortlamış. Devlet okullarında 4+4+4 sistemiyle, bu sisteme uygun yapılan programlar ve atanan liyakatsız yöneticilerle eğitim dinselleştirilmiş. Devlet okullarının içi boşaltılmış. Öğretmenler mutsuz, istemedikleri bir meslek yasası, ücretle karşı karşıya. Öğrencilerin çoğu aç, devamsız. Çocuk işçilerin sayısı artmış. Eğitimin yükü devletten çok ailenin sırtında. Okulöncesinden başlayarak laik, bilimsel eğitim çiğneniyor. Sayıları artan üniversitelerin çoğu niteliksiz, özerklikten yoksun, suskun durumda.

Kısaca her alanda olduğu gibi eğitim alanında da bir sis, “ak karanlık” bütün yoğunluyla sürüyor.

Şimdi, başörtüsü konusundaki anayasa değişikliği tuzağına düşmeden ülkemizin, çocuklarımızın aydınlık geleceği için bütün demokrasi güçlerinin birleşerek bu “ak karanlığı” seçimde dağıtma zamanı. Yine Tevfik Fikret’in Ferda şiirinin sonunda çıkış gösteriliyor:

“Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır;/ Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır!”

MUSTAFA GAZALCI

16. VE 22. DÖNEM MİLLETVEKİLİ ÖĞRETMEN



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları