Tecrübelerden ders alarak oluşturulan “kurucu değerleri” küçük görmenin, onları masaya yatıralım demenin, iyi niyetle izahı mümkün değil.

Geçen günlerde DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın, vatandaşlık tanımını değiştirmek istediklerini, ana dilde eğitime ve tarikatların yapılanmalarına destek vereceklerini söylemesi, gündem oldu. Peşinden aynı partinin bir yetkilisi de anayasadan Türklüğü çıkarmak istediklerini söyledi.

AKIL TUTULMASI

Cumhuriyetin kuruluşunun üzerinden 100 yıl geçmesine ve demokrasi tarihimizde yaşanan bunca acı tecrübeye rağmen, bitmeyen bir terane olarak bu hususlar, Türk milletinin önüne sürekli getiriliyor. Anlaşılan bu sefer de bu görev, DEVA Partisi’ne verilmiş. Ali Babacan, tarihten hiç ders almamış olacak ki Devrim Kanunlarını da masaya yatırmak gerektiğini belirtiyor.

Osmanlı Devleti’ni içten içe çürüten unsurlardan olan, sonuçta Kuvayı Milliye’ye karşı düşmanla işbirliği yapan birçok tarikat vardır (Kuvayı Milliye’nin yanında olan istisnaları tenzih ederim). 2016’da FETÖ’nün hain darbe girişimine, kimlerin kalkıştığı bilinmektedir. Bunları unutmak veya unutturmaya çalışmak, en iyi niyetli, en kibar tabirle akıl tutulmasıdır.

Yine Osmanlı Devleti’nin son iki yüzyılının özerklik verilen, iltimaslar sağlanan, eğitimde birlik sağlanamayan, merkezi otoritenin zayıfladığı bölgelerin isyanlarıyla, ayrılıklarıyla geçtiğini bilmemek, yaşanan bu tecrübeleri göz ardı etmek, bu tecrübelerden ders alarak oluşturulan “kurucu değerleri” küçük görmek, onları masaya yatıralım demek, iyi niyetle izahı mümkün olmayan bir zihniyettir.

ÇÖZÜM BU MU?

Bazı siyasetçiler, ülkemizin temellerine, kurucu devrimlere, sanki dinozor çağından kalmış gözüyle bakıyor ve bunları masaya yatırmak hatta yapabilirlerse kaldırmak istiyorlar. Türklük konusu ise zaten “bazılarının” gözünde tamamen bitmiş bir konu olarak önümüze sunuluyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ulus devlet olduğunu, burada yaşayan halkın etnik kökenine bakılmaksızın Türk yurttaşları olduğunu, kısacası “Türk” olduğumuzu, Mustafa Kemal’e “Atatürk” dediğimizi, her akıllarına estikçe ve her fırsatını yakaladıkça unutturmaya çalışıyorlar. Hatta bazen aşağılamaya varacak kadar eleştiriyorlar. Bunu da “insan hakları”, “demokrasi”, “özgürlük” gibi tatlı sözlerin içine zehir karıştırarak yapıyorlar.

Ellerinden gelse, Türklüğümüzü de reddedip Cumhuriyetimizden vazgeçmemizi, hatta Türk tarihini, Türk ulusunu, Kurtuluş Savaşı’nı, Cumhuriyet Devrimi’ni, Atatürk’ü tarih kitaplarından tamamen çıkarmamızı isteyecekler. Ulusal kimliğin, yurttaş kimliğinin yerine ve önüne, alt kimlikleri koymayı, çağdaşlık olarak yutturmak isteyen bu zevata sormak gerekir:

Halkın gerçek gündemi ekonomi, eğitim, sağlık, adalet ve barınmayken, ülkemizde sorunların çözümü, anayasadan Türklüğü çıkarmaktan ve tarikatlara yasallık tanımaktan mı geçiyor? 

ÖMER CAN TALU

GAZETECİ / YAZAR