Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ankara’ya geliş yolu
Osman Selim Kocahanoğlu
Araştırmacı Yazar
Kasım ayındaki Sivas Kumandanlar Toplantısında Heyet-i Temsiliye’nin Ankara’ya taşınması kararlaştırılınca, 20. kolordu kumandanı Ali Fuat Paşa, 12 Aralık 1919’da Ankara’ya dönmüştü. Ali Fuad Paşa, Heyet-i Temsiliyenin yerleşmesi için hazırlığını tamamlayınca durumu Sivas’a bildirmişti. Bunun üzerine Mustafa Kemal ve arkadaşları Sivas’tan ayrılmaya karar verdiler. Sivas valisi Reşid Paşa bol mönülü bir veda yemeği vermişti...
Mustafa Kemal ve arkadaşları 18 Aralık 1919 Perşembe sabahı üstü açık üç otomobille soğuk kış günü Sivas’tan ayrıldılar. Kafilede şunlar bulunuyordu: Mustafa Kemal, Rauf Bey, Alfred Rüstem, Mazhar Müfit, Hakkı Behiç, İbrahim Süreyya, Cevat Abbas, Hüsrev Gerede, Dr. Refik Saydam... Saatte 20 km. yol alınabiliyordu. 19 Aralık 1919 Cuma akşamı Kayseri’de, 150 kişilik atlı millis tarafından Kumarlı köyünde karşılandılar. Şehir bayraklarla süslenmişti. Mustafa Kemal İmamzade Raşit Ağa’nın, diğerleri Nuh Naci Bey’in evinde ağırlandılar. Mustafa Kemal Kayseri ahalisi için bir teşekkür beyannamesi yayımladı.
İki gün Kayseri’de kalan Mustafa Kemal ve arkadaşları, Mucur üzerinden 22 Aralık’ta Hacıbektaş’a geldiler. Burası Alevi-Bektaşi kitlesinin inanç merkeziydi. Çelebi Cemaleddin Efendi milli davayı destekliyordu. Mustafa Kemal daha Amasya günlerinde Konya’daki 2. Ordu Müfettişi Cemal Paşa’ya şu telgrafı çekmişti:
“....Tokat ve Amasya bölgesinde hayli kabarık Alevi nüfusu bulunmakta ve bunların çoğunun Hacıbektaş’taki Babaya bağlı oldukları görülmektedir. Milli harekete bağlılıkları görülen bu kitlenin kazanılması için dergâh yetkilileri ile temasa geçilmesi ve Müdafaai Hukuk Cemiyetlerini takviye edecek şekilde birkaç mektup yazdırılarak Sivas’a gönderilmesini faydalı buluyorum...”
Buradan anlarız ki Mustafa Kemal, Samsun’a çıkar çıkmaz Milli Mücadele’nin sosyal tabanını da harekete kazanmayı düşünüyordu. Müfettişlik unvanı ve yaveri şehriyalik kordonu mücadelenin sadece göstermelik kılıfıdır. Hacıbektaş Dergâhı da zaten o günlerde Milli Mücadeleyi destekleyen bir beyanname yayımlamıştı.
Mustafa Kemal Hacıbektaş’a geldiğinde Çelebi postunda Cemaleddin Efendi, Dede postunda Salih Niyazi Baba oturuyordu. Çelebi Efendi’nin cumhuriyetçi tavrı, Niyazi Babanın içkili sofrası ve masonların loca merasimleri hakkında geniş bilgisi dinlemeye değerdi. Kırklar meydanı ve Balım Sultan türbesi ziyaret edildi.
Mustafa Kemal’in konvoyu Kırşehir üzerinden 27 Aralık 1919 Cumartesi günü Ankara’ya ulaştı. Ali Fuad Paşa ve Vali Vekili Yahya Galip Bey tarafından karşılandılar. Her tedbir alınmış, kaza ve köylere haber yollanmıştı. Yahya Galip Bey Haymana Kaymakamı Cemal Bey’i (Bardakçı) Ankara’ya çağırıp güvenliği sağlaması için polis müdürü yapmıştı. Ankara’nın nüfusu 15-20 bin civarındaydı.
Dikmen Keklikpınarı’nda Mustafa Kemal Paşa’yı karşılayanlar arasında Bektaşi, Rufai, Bayrami ve Mevlevi dervişleri vardı. Müdafaai Hukuk reisi müftü Rıfat Efendi de oradaydı. Kamaları bellerinde Oğuz boyunun Alperenleri sayılan seymenler de ordaydı. Çubuk’ta Kınık, Kargın, Çavundur; Elmadağ eteğinde Bayındır, Kırbız, Kusunlar; Ayaş’ta Kayu, Göler; Hüseyingazi Dağı eteğinde Peçenek, Yazır, Dodurga, Bala’da Avşar, Gölbaşında Eymür ve köylerinden gelmişlerdi. Her köy bir Oğuz boyunu temsil ediyordu.
Ankaralılar istasyondan hükümet dairesine kadar yollara dökülmüş, “Kongre Paşası”nı alkışlıyorlardı.. Halk arasında Kongre Paşası deniliyordu. Karşılama galeyana dönüşmüş, milli müfrezelerin sayısı bini geçmişti. Mustafa Kemal Ankara’ya gelişini 27 Aralık 1919 tarihli tamimle mahalli teşkilata duyurmuştu:
“... Sivas’tan Kayseri tarikiyle Ankara’ya hareket eden Heyet-i Temsiliye, bütün güzergâhında ve Ankara’da büyük milletimizin har ve samimi tezahüratı vatanperveranesi içinde bugün muvasalat eyledi. Milletimizin gösterdiği eseri vahdet ve azim, memleketimizin temin-i istikbali hakkındaki kanaatleri, layetezelzel bir surette tarsin edici mahiyettedir. Şimdilik, Heyet-i Temsiliyenin merkezi Ankara’dır. Takdimi hürmet eyleriz efendim...”
Haftalık vilayet gazetesi 29 Aralık 1919 tarihli sayısında şu haberi vermiştir:
“...Ankara’nın sahaif-i tarihiyesi içinde hiçbir vaka, hiçbir hareket tasavvur edemiyoruz ki, bugünkü tezahürat kadar ruhu milletten doğmuş olsun! Bu şekil ve itibar ile de, biz bu tezahüratın samimiyet ve metânetini Müdafaa-i Hukuk-u milliyenin ruhu teşekkül ve tecellisindeki ulviyette, azim ve hedefindeki kudsiyet ve ciddiyetinde buluyoruz. Katiyen anlıyoruz ki, bu millet artık insanca, asrı hazırın insanlık namına kabul ettiği her türlü hukuka sahip olarak yaşamak, böyle yaşamak için de seddi rahı amali olabilecek meşak ve mehaliki hal iktihama, ruhu millisinden doğan layezal sebat metanetle tarsin edici mahiyettedir...”
27 Aralık 1919-23 Nisan 1920 arasında geçen 118 günlük süre Heyet-i Temsiliyenin Ankara günleri sayılır. Yapılan seçimlerde Müdafaai Hukuk ve İttihat-Terakki yanlıları büyük başarı kazanmıştı. Mustafa Kemal Erzurum mebusu seçildiği halde 12 Ocak 1920’de açılan Meclis’e katılmayıp Ankara’da kaldı. Yanında sadece Hakkı Behiç kaldı.(Kanaatım Rauf Bey Hakkı Behiç’i gözcü olarak bırakmıştır). Rauf Bey ve Hüsrev Gerede İstanbul’a gittiler. Osmanlının bu son meclisi Misakı Milli kararı (17 Şubat 1920) dışında ciddi bir varlık gösteremedi. 26 Mart işgalinde İngilizler tarafından basılınca, 18 Mart 1920 tarihinde tehir-i müzakere kararı alarak dağıldı. Rauf Bey ile bazı mebuslar Malta’ya sürülünce, Sultan Vahdeddin de Meclisi resmen kapatma fırsatı buldu...
Sivas Kumandanlar Toplantısı’nda Mustafa Kemal, toplanacak meclisin Anadolu’ da bir yerde çalışmasını savunmuş, Karabekir buna karşı çıkmıştı. İngilizlerin 16 Mart işgaliyle, İstanbul’un Meclis çalışmaları için güvenli bir yer olmadığını hususu gerçekleşmişti. Mustafa Kemal dağılan meclisin Ankara’da toplanması için 19 Mart 1920 tarihli bir beyanname yayımladı. Yeniden seçimler yapılacak, Ankara’da yeni bir meclis toplanacaktı. Kapanan Meclisin üyeleri de gelip katılabilecekti.
Ankara’da TBMM’nin açılacağı duyulunca İstanbul ve Saray destekli isyanlar başlatıldı. İsyanlara daha çok saraya yakın olan Abaza ve Çerkezler rağbet etmişti. Abaza ve Çerkezlerden mürekkep dört bin kişi 13 Nisanda Düzce’yi basarak hapishaneyi boşaltmış, süvari birliğinin silahlarını toplamış, fırka kumandanı Atıf Bey şehit edilmişti. Manyas ve Biga çevresinde Ahmet Anzavur çetesi Bursa’yı tehdit ediyordu. Bolu / Hendek isyancıları Ankara’ya yaklaşıyordu. Saraydan yönetilen isyanların amacı TBMM’nin açılışını engellemekti. Mustafa Kemal bir yandan Meclis’in toplanması ile uğraşırken, diğer yandan isyanlarla uğraşıyordu...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı