Olaylar Ve Görüşler

CHP’nin sorunu kişisel değil, yapısal ve ideolojiktir - Doç. Dr. Hüseyin MERT

21 Haziran 2023 Çarşamba

Siyaset netice alma amaçlı bir uğraşıdır. Siyasette başarı değerlemede en önemli kriter seçim sonuçlarıdır. Seçimin galibi başarılı, mağlubu başarısız kabul edilir. 14 ve 28 Mayıs seçim sonuçlarına göre seçimin mağlubu CHP’nin öncülüğünü yaptığı Millet İttifakı’dır.

Seçim sonrası sonuçlardan hareketle parti içinde değişim yönünde tartışmalar yaşanmaktadır. Değişim yönündeki talepleri iki grupta ele almak mümkündür. Birinci grup, seçim sonuçlarının başarısızlık olduğunu gerekçe göstererek doğrudan genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef almakta ve istifa etmesini istemektedirler. İkinci grup ise değişimin gerekli olduğunu ortaya koyarken sorunun kişisel olmadığını, yapısal olduğunu ve konunun bu düzlemde ele alınarak partide düzenin değiştirilmesini istemektedir.

CHP, Kurtuluş Savaşı’na, bağımsızlık mücadelesine önderlik yapan Kuvayı Milliye hareketinin kurduğu, Cumhuriyet devrimlerini yapan, ülkemize demokrasiyi getiren, çağdaş yaşam ve çalışma alanındaki tüm kazanımlarda imzası olan bir siyasi harekettir.

Değişim yönünde yükselen toplumsal talepler parti içinde iktidar olmak isteyen grupların ihtiraslarına kurban edilmemelidir. Partide kurultay buradan çıkacak sonuçlara göre planlanmalı ve hedeflenmelidir.

Gelişme ve başarı için seçim öncesi ve seçim sürecinin kapsamlı analiz edilmesi gerekir. Bu yönde gerekli araştırma, tartışma ve analizler yapılmadan düz bir mantıkla sorunu kişiselleştirerek atılacak adımlar sorunun çözümüne katkı sağlamayacaktır.

Öncelikle seçimin eşit ve normal koşullarda yapılmadığını, olağanüstü baskılar altında, devlet olanak ve yetkilerinin azami ölçüde kullanıldığını kabul etmek gerekir. Dolayısıyla adayın Kemal Kılıçdaroğlu değil de bir başkası olması halinde sonucu negatif etkileyen bu etmenler değişmeyecektir.

Kemal Kılıçdaroğlu, mücadeleci kişiliği, çalışkanlığı, üretkenliği, analitik düşünme yeteneği ile başta gençler olmak üzere toplumun tüm kesimlerine güven vermiştir. Tüm kamuoyu yoklamaları sonuçları da seçimin kazanılacağı yönündeydi. Bu nedenle seçim yenilgisinin sorumluluğunu her türlü görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklemek vicdanla bağdaşmadığı gibi, aynı zamanda sorunu gerçek boyutlarıyla görememektir.

CHP’nin sorunu kişisel değil ideolojik ve yapısaldır. Bu bağlamda sorunlar tartışılmalı ve çözümler üretilmelidir. Yapılması gereken; partide üye yapısının, örgütlenme modelinin, parti içi seçim yönteminin, seçme ve seçilebilme özgürlüğü nasıl güvenceye alınabilir buna ilişkin yapılması gerekenlerin, mücadele sürecine ilişkin taktik ve stratejilerin, parti programının ve dışımızdaki siyasi partiler ve örgütlerle ilişkilerin bütün boyutlarıyla ele alınması için bu süreci fırsat olarak ele almaktır. Bu kurultay süreci; partinin sorunlarından arınması, dinamik, üretken ve topluma güven veren örgüt yapısını geliştirmesi amacına hizmet etmelidir.

Seçim sonuçları hepimiz üzerinde büyük bir şaşkınlık yaratmıştır. Bu mücadeleye omuz veren yurttaşlar moral bozukluğu içinde iken parti önder kadrolarına düşen görev, dağılmadan ve sorunu kişiselleştirmeden süreci ele almaktır. Amaç bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olmalıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları