Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Cumhuriyetin “Türk Müzik İnkılâbı” Üzerine - Hüseyin AKBULUT
Yeni CSO Konser Salonu’nun açılış töreninde Cumhurbaşkanının “Türk Müzik İnkılâbı” bağlamında cumhuriyet devrimine, devrimcilerine yaptığı ağır eleştirisi gündeme damga vurdu.
Cumhurbaşkanı özetle “diğer pek çok hususta olduğu gibi müzik konusunda da bir dönem çok ciddi hatalar yapıldı. Türkiye’nin üzerine karabasan gibi çöken jakoben zihniyetten Türk müziği de payını aldı. Müzik inkılâbı adı altında Türk Halk ve Türk Sanat Müziği yasaklandı. Ne zaman ülkemiz bu kültür faşistlerinin tasallutundan kurtulmuşsa işte o zaman Türk kültür ve sanat hayatı yeniden canlanmaya başlamıştır. Türkiye son 18 yılda bizim dönemimizde sadece siyasette, ekonomide, savunmada değil, kültür sanat, müzik ve edebiyatta da prangalarından kurtulmuştur” diyordu.
Konuşma ilginçti,
hazırlayıp promtora yükleyenler,
bu alandaki hareketin 1826’da İmparatorluk
döneminde Mehterhane’nin
lağvedilip yerine Mızıka-i Hümayun’un
getirilmesiyle başladığını da bilmiyor olmalıydılar.
Oysa, Tanzimat’ın garplılaşma, Batılılaşma hareketine karşın
Cumhuriyetin Kültür Devrimi tam da tersine özlendiği gibi “özüne dönüş, kendine dönüş”, “özünden yola çıkarak çağdaşlaşma” devrimidir, bu nedenle de
milli ve evrenseldir. Cumhuriyet, Tanzimat Batıcılığı yerine cumhuriyet çağdaşlaşmacılığı ideali üzerinde yükseldi. Devrimin özü “Türk kalarak çağdaşlaşma”
hareketidir.
TÜRK ULUSAL MUSİKİSİ
Bu kapsamda sanat alanına ve özellikle de müzik sanatına da olağanüstü önem verildi, alan, cumhuriyetin kuruluşunda “yapıtaşı” olarak yer aldı. Cumhuriyetin kurucusu, 30 Kasım 1929’da ünlü Alman gazetecisi Emil Ludwig’e verdiği demeçte şunları söylüyordu:
“Bir milletin müzikteki gelişimi nazarı itibara alınmadıkça onun yükseltilmesine imkân bulunmadığını Montesquieu’dan okumuştum. Bu çok doğrudur, onaylarım. İşte bundan dolayı bu sanatın geliştirilmesine kendimi bağlı sayıyorum”.
Sürdürülen kültür siyaseti ve bu siyasetin yaşamsal değerini ise
9 Mart 1935’te CHP’nin 4. kurultayının açılışında yaptığı konuşmada şöyle tarif
ediyor:
“Geçen kurultaydan bugüne kültürel ve
sosyal alanda başardığımız işler; Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal çehresini keskin çizgileriyle ortaya çıkarmıştır. Yeni
harfleri, ulusal tarihi, öz
dili, ar, bilimsel müzik, bilim ve
teknik kurumlarıyla, kadını erkeği her hakta eşit modern Türk sosyetesi bu son yılların eseridir. Türk ulusu, ancak
varlığını derin ve sağlam kültür sınırları ile çevreledikten sonradır ki, onun yüksek kapasitesi ve erdemi
uluslararasında tanınır.”
Çok açıktır, dâhi lider, müzik devrimini, devrimin bütünü içinde bir milletin ulusal tarihi, öz dili, yeni harfleri, bilim ve teknik kurumları ve kadını erkeği her hakta eşit toplumu kadar yaşamsal değerde ve devrimin bütününün ayrılmazı, tamamlayıcısı olarak görüyor.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1934’te TBMM’nin açılışında yaptığı konuşmasında izlenecek yolu da tarif ediyor, kendi öz kültürümüzden, müziğimizden yola çıkılmasını öngörüyordu:
“Güzel sanatların hepsinde ulus gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim. Bu, yapılmaktadır. Ancak bunda en çabuk, en önde götürülmesi gerekli olan Türk musikisidir. Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, müzikteki değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir. Ulusal ince duyguları, düşünceleri anlatan, yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları genel son musiki kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu düzeyde Türk ulusal musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir. Kültür işleri bakanlığının buna değerince özen göstermesini, kamunun da ona yardımcı olmasını dilerim.”
SANATA OLAĞANÜSTÜ ÖNEM
Ne yasağı, “ulusal kültürümüzden, müziğimizden yola çıkarak, evrenselliğe ulaştıracaksınız” diyor. Ancak biliyoruz ki “kraldan çok kralcı zevat” bugün fazlasıyla bulunduğu gibi o gün de vardır. Saptırma ve yanlışları aydınlanma devrimine ve dâhi lidere yüklemek büyük haksızlık. Önce bilgi sahibi olmak gerekiyor.
Konu derin, cumhuriyet, “özgür birey” ve “çağdaş yeni bir toplum” inşa ederken, bilim ile birlikte, insanın duygu ve düşünce dünyasını değiştirme gücü ve işlevi nedeniyle müzik sanatından yararlanmayı amaçlıyor, bu sanatın gelişimine olağanüstü önem veriyordu.
“Türk Müzik İnkılabı”, CSO’yu yeniden, Musiki Muallim Mektebi’ni, Laik müzik dersini ve eğitimini, konservatuvarı, Gazi Müziği, Operayı, baleyi, orkestra ile tiyatronun kuruluşunu yarattı. Değerini anlamak için bu kurumlaşmadan yoksun toplumlara bakmak yeterlidir.
Bakın, günün tanığı ünlü edebiyatçı Yakup Kadri Karaosmanoğlu, ilk opera temsilinden sonra yazdığı “Bir Sanat Hadisesi” başlıklı yazısıyla olaya nasıl da doğru bakıyor:
“...Her
milletin kendi folklorundan kalma bir saz müziği vardır; lakin bunun yanında
bir de lirik ve dramatik müziği vardır ve birinin takip ettiği, öbürünün takip ettiği yol birbiriyle asla çatallaşmaz. Hatta çok defa, lirik ve dramatik müziğin saz
müziğinden istifade ettiği bile olur. Zira ona milli melodileri veren
kaynakların en zengini, en gürü bu saz müziğidir. Nitekim teknikte ve
enstrümantasyonda bir olan Avrupa müziklerinin birbirinden ayrı milli karaktere
sahip olmasını temin eden mesut sebeplerden biri de budur. Bir yerde
Çaykovski’yi, diğer bir yerde Wagner’i ve Puccini’yi dinlerken ‘işte bu Rus müziği, işte bu bir Alman, İtalyan
müziği’ diyoruz. Günün birinde, bunların yanında bir Türk müziği de meydana
çıkacaktır…”
“...İyi niyet
sahiplerine bu tereddütlerin yersiz olduğunu anlatmak için bizim tarihimizi hatırlatmak, hatta
sadece edebiyat misalimizi zikretmek kâfi gelir. Fakat bu hareketin baştan beri
manasını anlamayan veya anlamak istemeyenler ve her fırsatta milli anane
demagojisini ileri sürenlerle münakaşa hiçbir vakit neticeli olmamıştır” diyerek o gün olduğu gibi günümüzde
de bitmek tükenmek bilmeyen tartışmalara yanıt vermiş oluyor.
HÜSEYİN AKBULUT
KÜLTÜR BAKANLIĞI ESKİ MÜSTEŞAR YARDIMCISI
DEVLET OPERA VE BALESİ ESKİ GENEL MÜDÜRÜ
CSO ESKİ GENEL MÜDÜRÜ
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi