Olaylar Ve Görüşler

Döviz Fiyatlarına Takılmayalım(!) - Dr. Ali Nail KUBALI

15 Ekim 2020 Perşembe

Son zamanlarda döviz fiyatlarının neden bir türlü düşürülemediği tartışılıyor. Döviz fiyatları mekanizmasını anlamadan bu soruya akıllı bir cevap verilemez!

Bu mekanizma şöyle işler:

1-Her şeyin olduğu gibi dövizin de fiyatı arz ve taleple oluşur!

2-Ayrıca döviz fiyatları aynı zamanda ülkenin reel ekonomisi üzerinde de çok büyük bir etkiye sahiptir!

3-Bu etki, bir yanıyla döviz fiyatlarının tüm ithal ürünlerinin iç piyasaya akseden TL fiyatlarının inip çıkmasına neden olmasıdır.

4-Diğer yanıyla ise gene ülkenin ihraç ürünlerinin bu sefer yurt dışındaki döviz fiyatlarını aynı biçimde etkilemesidir!

5-Kısacası ve basitçe, döviz fiyatları ucuzlayınca ithal ürünlerinin fiyatları da ucuzlar, bu ürünlere talep artar, ithalatımız artar! Ama aynı zamanda ihraç ürünlerimizin de döviz fiyatları artmış olur; bu ürünlerimize olan dış talep azalır, ihracatımız azalır!

6-Şimdi madalyonun öbür yüzünde duran ilk sorumuza dönelim: Döviz arz ve talebi!

7-Dünyada bugün sıcak para dediğimiz serbest spekülatif  likiditenin bol olmadığı OPEC petrol krizi öncesi yıllarda bir ülkedeki döviz arz ve talebini o ülkenin ihracat ve ithalatı etkilerdi! İthalat döviz talebi yaratır ihracat da döviz arzı yaratırdı!

8-Bir ülkede ithalat (yani döviz talebi) artar, ihracat (yani döviz arzı) azalırsa döviz fiyatları yükselirdi. 

9-Döviz fiyatları yükselince de ithal mallarına talep ( yani döviz talebi) azalacak, Türk mallarının döviz cinsinden fiyatları ucuzlayacak, ihracat ürünlerinin satışı (döviz arzı) artacak yani hem döviz arz ve talebi hem de dış ticaret tekrar dengelenecekti!

10-Ancak bu durum Amerika’nın verdiği yılda ortalama 700 mil yar dolarlık dış ticaret açıkları ile dünyada muazzam sıcak/spekülatif döviz oluşmadan önceydi!

11-Bu spekülatif dövizin hacmi şöyle söylenebilir. Bank For International Settlements bir günde dünyada el değiştiren dövizin 6 trilyon dolar tutarında olduğunu yayınladı! Konservatif bir hesapla 300 iş günü üzerinden yılda 1 katrilyon 800 trilyon dolar ediyor. Buna mukabil yıllık global uluslararası ticaretin hacmi ise 20 trilyon dolar mertebesinde!

12-Bu uluslararası gezen 1 katrilyon 800 trilyon dövizin sadece 20 trilyonu mal ve hizmet alım satımında (ihracat ve ithalatta) dolaşıyor! Geri kalanı spekülatif amaçlarla dünya borsalarında.

13-Diğer bir deyişle ülkelerin dış ticaret açıkları veya fazlaları ile döviz fiyatlarının dengelenmesi çok geçmişte kaldı.

14-Bir ülke dış ticaret açıkları verirken, döviz fiyatları yükselerek, ithalatı azaltıp ihracatı arttırıp dengeyi sağlıyamıyor! Çünkü spekülatörlerin o ülkeden kar elde etme fırsat ve beklentilerine göre  o ülkeye döviz giriyor ve dış ticaret açıklarına rağmen döviz fiyatları yükseleceğine düşüyor!

15-Ya da tam aksine ülkenin dövizsiz kalacağı ülke borsalarına ve kısa vadeli piyasalara getirdikleri dolarların ödenemeyeceği beklentisi varsa döviz fiyatları yükseliyor!

16-Siz yükselen döviz fiyatlarından yararlanıp ithalatı azaltıp yerli üretimi ve ihracatı arttırmaya çalışacağınıza ha babam döviz fiyatlarını indirmeye çalışıyorsunuz!

17-Unutmayalım dünyada ülkeler arasında veya ülke içinde el değiştiren döviz 1 katrilyon 800 trilyon dolar! Onunla baş etmeye ne elinizdeki rezervler, ne Katar'dan alacağınız borç ne de henüz 1 trilyon dolara ulaşamamış milli gelirimiz yeter!

18-Tek yapılabilecek şey, yükselen dövizi aşağıya çekmek gibi olanaksız bir çabaya girmek yerine, yükselen dövizden yararlanıp, ithalatı azaltmak, ekonomideki %30 atıl kapasiteyi harekete geçirip yerli üretimi arttırmak ve ihraç etmektir!

19-Dövizi stabilize etmenin ilk yolu dış ticaret fazlası vererek spekülatörlerin beklentilerini değiştirip Türkiye’den çıkmaktan vaz geçmelerini sağlamaktır! Bu da ancak sağlam bir dış ticaret dengesi ile olur.

20-Kurtuluş ithalat yerine yerli üretim, iç tüketim yerine ihracatta saklıdır. Pahalı döviz ucuz TL ise problem değil aksine büyük bir fırsattır! Bu fırsatı sokağa atmayalım!

DR. ALİ NAİL KUBALI 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları