Olaylar Ve Görüşler

İpek Yolu girişiminin fırsatları

16 Ağustos 2019 Cuma

Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı Xi Jinping, 2013 yılında Nazarbayev Üniversitesi’nde verdiği konferansta, Avrasya bölgesindeki bütün ülkeler arasındaki ekonomik bağlantıları daha da yoğunlaştıracak, karşılıklı işbirliğini daha da derinleştirecek ve gelişme için daha geniş bir ufuk açmak için yaratıcı bir ruhla yeni bir işbirliği modelini mümkün kılacak “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı”nın ortaklaşa olarak oluşturulabileceği vizyonunu paylaşır. Bu vizyonu hayata geçirmek için yapılabilecekler arasında değindiği bir husus da, “halkların karşılıklı anlayışının geliştirilmesi, halklar arasındaki dostça temasların yoğunlaştırılması, karşılıklı anlayış ve geleneksel dostluğun pekiştirilmesi”dir.
İpek Yolu Ekonomik Kuşağı’nın gerçek biçimi olan “Bir Kuşak, Bir Yol”, Çin Halk Cumhuriyeti tarafından planlanan bir kalkınma girişimidir. Bu girişimin, 2049 yılında hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. “Bir Kuşak, Bir Yol”, bir yandan eski İpek Yolu’nu yeniden canlandırmayı amaçlarken diğer yandan geliştirilen kara ve deniz İpek Yolları ile Pasifik’i Atlantik’e bağlayacak ve hatta Afrika’ya da bağlantıları olacak bir girişimdir aynı zamanda.
“Bir Kuşak, Bir Yol” güzergâhında 65’ten fazla ülkenin yer alacağı değerlendirilmektedir. Bu güzergâh üzerinde dünya nüfusunun yüzde 60’ı yaşıyor ve girişim kapsamında yer alması düşünülen ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hasılaları küresel ekonominin üçte birini oluşturmaktadır.
“Bir Kuşak, Bir Yol” güzergâhı her ne kadar Çin Halk Cumhuriyeti’nin bir kalkınma ve yatırım girişimi olarak hayata geçirilecek olsa da Türkiye içinde ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel fırsatları ve elbette riskleri de beraberinde gündeme getirmektedir. Ancak, girişimin İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki Marshall Planı’nın yarattığı zenginleştirici dönüşümün bir benzerini yaratacağı da çeşitli platformlarda konuşulmaktadır.

Kalkınma girişimi
Kimi uluslararası ilişkiler uzmanları Çin’in geliştirdiği “Bir Kuşak Bir Yol” girişimini, Avrasya olarak nitelenen bölgenin yanı sıra Afrika’da karanlıkta yaşayanların aydınlığa kavuşturulmasını sağlayacak bir kalkınma girişimi olarak da değerlendirmektedirler. Dolayısıyla bu girişimin yaratabileceği riskleri de göz ardı etmeden hemen her sektörde yaratacağı fırsatlar üzerinden projeksiyonlar geliştirmek uygun olacaktır.
“Bir Kuşak, Bir Yol” girişiminin Türkiye bağlamında yaratacağı eğitim fırsatlarını iki başlık altında toplamak mümkündür. Bu başlıklardan bir tanesi Türkiye Türkçesinin yabancı dil olarak öğretilmesi, diğeri ise Türkiye’nin eğitim kurumlarının uluslararası niteliğinin geliştirilerek küresel bir hüviyet kazanmasıdır.
Girişimin güzergâhında yer alan 65 ülkenin hemen hepsi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin diplomatik ilişkileri bulunmaktadır. Bu ülkelerin birçoğu ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik, siyasi, askeri, kültürel ilişkileri söz konusudur ve en önemlisi de bir kısmı ile tarihsel bir geçmiş paylaşılmaktadır. Bu ülkelerde, var olan dış temsilcilikler aracılığı ile tesis edilecek ya da halen faaliyetlerini sürdüren Yunus Emre Enstitüleri vasıtası ile Türkiye Türkçesinin yabancı dil olarak öğretilmesine ivme kazandırılabilir.
Bu enstitü bünyesinde var olan kitaplıklar zenginleştirilerek ev sahibi ülkelerin vatandaşlarının araştırmalarına ve kullanımlarına sunulabilir. Yine bu kapsamda Türkiye’nin Sesi Radyosu’nun bu coğrafyalara yapmakta olduğu yayınların içeriği ve niteliği gözden geçirilerek Türkiye Türkçesinin öğrenilmesi teşvik edilebilir. Kültür Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortak çalışmaları ile “Bir Kuşak Bir Yol” girişimi güzergâhındaki pek çok ülke insanının Türk televizyon dizilerinden kaynaklanan Türk kültürü, yaşam biçimi ile olan aşinalıkları Türk edebiyatı ve Türk sinemasını daha yakından tanımaları sağlanarak ilişkiler daha da sağlam temeller üzerinde pekiştirilebilir.
Eğitim bağlamında bir diğer önemli husus da ortaöğretim kurumları dahil olmak üzere Türkiye’deki lisans ve lisansüstü programlarının uluslararası niteliğinin geliştirilmesidir. Bu bağlamda ortaöğretim kurumlarına uluslararası kabul gören diploma verir bir hüviyet kazandırılması teşvik edilerek, ortaöğretim kurumlarımızın uluslararası tanınırlığı ve kabulü geliştirilebilir. Lisans ve lisansüstü programlarımız yapılacak düzenlemeler ile öncelikle “Bir Kuşak Bir Yol” girişimi coğrafyasından gelecek öğrenciler için bir cazibe merkezi haline getirilebilir. Özellikle lisansüstü programlara bu coğrafyadan Türkçe öğrenmiş olarak gelecek öğrencilere sağlanacak burslar vasıtası ile Türkiye Cumhuriyeti’nin anılan coğrafyadaki etki alanı genişletilebilir ve kuvvetlendirilebilir.

Yapılması gerekenler
Bu kapsamda yapılması gerekenlerden bir tanesi de Türkiye Türkçesinin yabancı dil olarak öğretilebilmesi için bu alanda dil öğretmenlerinin yetiştirileceği lisans ve lisansüstü programların sayısının ve niteliğinin artırılmasıdır. Diğer yandan üniversitelerimizin uluslararası niteliğinin geliştirilebilmesi için bahse konu coğrafyada yer alan ülkelerin yükseköğretim kurumları ile üniversitelerimiz arasında ortak araştırma, makale yazımı, ders verme gibi bilimsel işbirliği imkânlarının geliştirilmesine çalışılmalıdır.
Ayrıca uluslararası geçerliliği olan diplomalar ile öğrencilerini mezun edecek okullar için uygun öğretmenlerin hemen her branşta yetiştirilmesini mümkün kılacak yeni bir öğretmen yetiştirme sistematiğinin de oluşturulmasına çalışılmalıdır.
“Bir Kuşak, Bir Yol” girişimi, ülkemizin 21. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren bulunduğu coğrafyada jeopolitik ve jeostratejik önemine yeni bir boyut kazandıracak, mevcut insan kalitesini daha da yukarı çıkaracak, dönüştürücü bir enerji olarak değerlendirerek eğitim süreçlerimizi yeniden kurgulamamız için bir fırsat olarak da değerlendirebiliriz.

Kaynak:
Xi Jinping, 2017. Çin’in Yönetimi, Kaynak Yayınları, Foreign Languages Press, Ankara

Hakan Dilman



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları