Olaylar Ve Görüşler

Peşinen Taraf Olmak - Av. Sema AKSOY

10 Nisan 2021 Cumartesi

Hiçbir tartışma yapmadan, hiçbir temele dayanmadan, karşı tarafı dahi dinlemeden, bir konuda baştan fikir sahibi olmak… Evet bunu tam da şu manzarayla açıklayacağım. Son zamanlardaki tüm tartışmalar ve birkaç gündür Amiraller Duyurusu” üzerinden yürüyen televizyonlardaki tartışma programlarına bir bakın. Bir tarafta aynı görüşü paylaşanlar oturuyor, tam karşılarında da diğer görüşte olanlar oturuyor.

Kalıplaşmış fikirler ve insanlar. Yani herkes birbirinin ne düşündüğünü önceden ve peşinen biliyor. Konuşmaya tartışmaya ne gerek var ki, düşünceler oluşmuş. En kötüsü “Şu kişi zaten böyle düşünür aksi mümkün değil” düşüncesi. Bu bana o kadar anlamsız ve bir o kadar da tehlikeli geliyor ki. Çünkü programın başında kutuplaşma başlıyor.

DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ

Başka fikirleri dinlemeden sadece kendi bildiğini savunmak insanları önyargılara sürükler ve topluma yayılmasıyla da kutuplaşmalar olur… Sanki bir taraf toplumsal kutuplaşmanın bir tarafını, diğerleri de diğer tarafını temsil ediyor ve onlar adına söz söylüyor tablosu çıkar ortaya.

Benim partim, benim düşüncem, benim mahallem, mahallemin üyesi haklıdır, ne olursa olsun haklıdır dersek kimi zaman yapılan yanlışları, hataları görmezden gelir ve ne yazık ki o yanlışın, hatanın tartışılmasına izin vermeden üstünü örtmüş oluruz. Üstü örtülmüş her yanlış da sonuçta memlekete ve milletimize zarar olarak geri döner.

Demokrasi kültürü ve medeniyet işte bunun için gereklidir. Birbirini dinlemekten ve fikrini öğrenmekten aciz bir toplumda demokrasiden ve medeniyetten bahsetmek mümkün değildir. Bu davranış biçimi toplumun her alanına sirayet ettiğinde ise tahammülsüz, saygısız, başkasını düşüncesinden ötürü yargılayan, sonuç itibariyle de şiddete başvuran bireyler ve mutsuz bir toplum ortaya çıkmaktadır.

MAHKEMELERE İŞ KALMADI (!)

Freud Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun” demiş. Buradan herkese öncelikle toplumun gözü önünde sürekli söz söyleyen siyasetçilere ve televizyon programlarına katılan yorumcu ve konuşmacılara ve sosyal medyada bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlara sesleniyorum. Durun! Diğer tarafı dinleyin, diğerinin düşüncesine saygı gösterin, belki o haklı, belki de siz ya da ikiniz de haksızsınız ya da haklısınız… Haklı olmak için değil adaletli olmak, doğruları bulmak ve vicdanlı olmak için uğraşın. Dinlemeden anlayamazsınız ki.

Günlerdir siyasetçiler, yorumcular, gazeteciler herkes konuştu. Soruşturmayı yaptılar, yargılamayı yaptılar ve mahkûmiyeti verdiler. Yüksek yargı da dosya önüne gelmeden fikrini beyan etti. Mahkemelere iş kalmadı. Hatırlamak gerekir ki masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı hukukta herkes için bir hak”tır.

Yargının amacı, etkin ve verimli bir yargı süreci sonunda vicdanen verilmiş adil kararlar ile toplumsal barışın sağlanması ve kamu düzeninin korunmasıdır. Duruma göre dilden düşürülmeyen yargının tarafsızlığı”nın, resmi ve gayriresmi her türlü dogma ve ideolojiden kendisini sıyırarak mahkeme önünde tartışılmış delillere göre karar vermesi” demek olduğunu unutmayın.

HUKUKÇU SORUMLULUĞU

Önyargılar adaletin baş düşmanıdır. Hele hele önyargılarla hareket eden hukukçu önce adaleti katleder. Hukukçunun buna hiç hakkı yoktur. Adaleti aramak, gerekirse karanlıkta iğne aramak gibidir. Ama gün ışıyana yani adalet gerçekleşene kadar bunu yapmak zorundadır. Siyasetin hukuka, hukukun evrensel kurallara ve uygulayıcının da hukuka ve vicdana bağlı olması esastır. Adalet ve vicdan, cahilliğin, bencilliğin, menfaatin, nefretin ve korkunun hâkim olduğu koşullarda yaşamaz ve ancak evrensel insani değerlerin, hak ve özgürlüklerin, hukukun üstün olduğu koşullarda gelişir.

Platona göre Ruhtaki adalet, bilgelik, cesaret ve ölçülülük gibi erdemlerin uyumu vicdan ile barışık yaşamaktan geçmektedir” ve Vicdan iyilik ile kötülüğün yanılmaz yargıcıdır”. Bugün ülkemizdeki en büyük sorun insanların akıl ve bilimden sapması ve aynı zamanda da vicdanını kaybetmesidir.

Halbuki vicdan, insanın kendini denetleme aracıdır. Kendi ben”inize baktığınızda söylediğiniz söz, yaptığınız hareket sizi rahatsız ediyor mu? İşte vicdan insana kendini sorgulatan bir şeydir. Biz hukukçular bir dosyayı enine boyuna incelemeden bir yargıya varmaktan imtina ederiz. Bu konuda konuşmayız. Hukukçu ancak hukukun tarafıdır. Hukukçu kimliği ile bir olayda peşinen taraf olanlar en büyük haksızlığı hukuka ve adalet mücadelesine yapmaktadır.

HUKUK HERKESE LAZIM

Günlerdir yerden yere vurulan kişilerin de adil yargılanma hakkı olduğunu unutmayın. Peşinen mahkûm etmeyin ve bir tek kişiye yapılan bir haksızlığın, bütün topluma yapılan bir tehdit olduğunu bilin. Bilmiyorsanız da bilenlere kulak verin.

Çoğunluğun ya da gücün akıntısına kapılmayın ve unutmayın ki hukuk herkese lazımdır. Hukuku güne, olaya, kişiye göre eğip bükmeyin. Evrensel hukukun, tüm duygu ve düşüncelerden kurtularak yüzyıllardır adaleti aradığını bilin. Huzurlu ve mutlu bir toplumun en büyük aracının da adalet olduğunu görün. Herkesin adaletini değil, adaletin adaletini arayın ve bulun.

Şuna da güvenin, tarihte darbelerle gölgelenen demokrasimiz, Cumhuriyetin yetiştirdiği aydınlık, hukukun üstünlüğüne inanan kuşakların ellerinde yükselecektir. Yolumuzun ışığı Mustafa Kemal Atatürk’ün En hakiki yol gösterici bilimdir” düsturudur.

AV. SEMA AKSOY

ESKİ ANKARA BAROSU BAŞKANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları