İyi bilinen bir gerçektir ki insanlık, Sanayi Devrimi’nden bu yana ivmelenerek yürüttüğü faaliyetlerle gezegenin dengesini bir noktada durmaksızın sarsmaktadır. Yalnızca atmosfere salınan karbondioksit, metan gibi gazlar değildir söz konusu olan; tarım-hayvancılık ve ticari amaçlarla tahribata uğrayan ormanlar, göller, doğal alanlar; üç bilinmeyeni oynarcasına benzer amaçlarla yok sayılan ve yok edilen ekosistemler, alınması geciktirilen kararlar ve fosil yakıtlardan çıkılamayan birçok yıllar daha gezegenin sağa sola yalpalayışının nedenlerindendir.

ISINAN DÜNYA

Tüm bunlara insanoğlunun kanıksamaya eğilimli durumu eklenince orman yangınları yalnızca yazdan yaza, binlerce hektar kül olunca konuşulur, su sıkıntısı İstanbul’un 50 günlük suyu kaldığında tartışılır; aşırı hava olaylarının varlığı ancak bu olaylar cana ve mala zarar verdiğinde gündeme düşer ve dünyanın hızla ısındığı gerçeği ise yeni rekorlar her sene kendisini bir kez daha yenilediğinde hatırlanır duruma gelir. Yaklaşık bir hafta önce, kaydedilen en sıcak günün, 21 ve 22 Temmuz’da üst üste yaşanması gibi.

Avrupa Birliği Copernicus İklim Değişikliği Servisi (C3S), 21 Temmuz 2024’ü 17.09 derece ile küresel ortalama sıcaklığın en yüksek olduğu gün olarak ilan etti. Ancak yalnızca bir gün sonra, 22 Temmuz’da, küresel sıcaklık ortalaması 17.15 dereceye ulaştı, rekor bir kez daha kırıldı. Bir önceki rekor(lar) ise kısa bir süre önce, 2023’ün yazında 3 Temmuz’dan 6 Temmuz’a kadar dört kez art arda kırılmıştı.

YAKLAŞAN KURAKLIK

2023’ün haziran ayından beri her ay, önceki yılların aynı ayına kıyasla kendi sıcaklık rekorunu kırarken Türkiye son 23 yılın en kurak haziranını yaşamışken, buzullar tahminlerden çok daha hızlı eriyor ve iklim değişikliği nedeniyle 2050 yılına dek iklim göçünün ciddi boyutlara ulaşması öngörülüyorken gezegenin felaketlere sürüklenişine ilk elden tanıklık ediyoruz bir bakıma.

Koca bir dünya, 8 milyar insan, “bir musibet bin nasihate bedel” anlayışıyla hareket ediyoruz. Durum böyle iken değil gelecek sene yeni bir sıcaklık rekorundan bahsetmek bir masal havasıyla dinlediğimiz bilimin öngörülerini önümüzdeki yıllarda yaşamaya başlamak işten bile değil.

ELİF KAYNAK

ÖĞRENCİ