Savunma Susturulamaz - Av. Hasan KILIÇ
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Savunma Susturulamaz - Av. Hasan KILIÇ

30.06.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bağımsız ve özgür savunma anlayışı kanun değişiklikleri ile ele geçirilemez. Gücünü tarihinden alır. Boyun eğmeyen, biat etmeyen mücadelenin adıdır, ruhudur, ta kendisidir. Baroları ve avukatlığı siyaseten dizayn etme çabalarına avukatlar olarak izin vermeyeceğiz.

Baroların ve avukatlığın etkinliğini yok etme amaçlı olduğu açıkça göken çoklu baro tartışmalarının bir kez daha önümüze getirildiği, avukatların bir kez daha hedef gösterildiği bir süreç ile karşı karşıyayız.

Savunma doğası gereği biat eden, sinen, boyun eğen bir noktada olamaz. Tarihi mücadelelerle dolu olan savunma makamı, güçlüye, onun hukukuna, dayatmalarına boyun eğmez. Verilen mücadeleler ve bedeller ödenerek elde edilmiş olan kazanımlara dönük olumsuz çaba ve girişimler kabul edilemez. Avukatları ve baroları bölme, parçalama, zayıflatma girişimlerine dayanışma ve birliktelik içerisinde karşı duracağız.

‘SARI BARO’YA GEÇİT YOK

Geçmiş dönemlerde olduğu gibi, özel yetkili mahkemeler sürecinde de haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı mücadele eden avukatlar olmuştur. O dönem birileri susarken, sinerken, kol kola hareket ederken, bu hukuksuzluklara karşı mücadeleler avukatlar eliyle de verilmiş, özel yetkili mahkemelerin hukuksuzluklarına hep birlikte karşı durulmuştur. Benim de içinde bulunduğum baro yönetimi, o dönemde soruşturma ve yargılamalara maruz kalmıştır.

Bir kez daha gür bir sesle hatırlatmak isteriz savunma susturulamaz.” Bağımsız ve özgür savunma anlayışı kanun değişiklikleri ile ele geçirilemez ve avukatlar sarı barolara” asla izin vermez.

Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder. TCK 6’ncı maddesine göre avukat, yargı görevi yapan” kişidir.

Avukatlar ve barolar her zaman hukukun, yargının, insan haklarının korunması için mücadele eder. Baroların kuruluş ve nitelikleri başlıklı 76’ıncı maddesi uyarınca Baroların, hukuk devletini, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak açısından görev ve sorumlulukları bulunmaktadır.” Yine md. 95 belli sorumluluklar yüklemektedir.

KURUMSAL KİMLİĞİN YANINDAYIZ

Anayasa Madde 135, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları tanımlar. Bu maddeye aykırı düzenlemeler yapılamaz.

Bugün öne sürülen sistemin, avukat kamuoyu tarafından hiçbir şekilde kabul görmediği açıkça ortadadır. Avukatlara rağmen bir dayatma söz konusudur.

Öne sürülen diğer sistemler yönünden de baktığımızda, işleyişi tıkama riski olduğu görülecektir. Yönetim yapısının bir bütün ve uyum içerisinde olması gerekir. Karar mekanizmalarının tıkandığı, işlevsiz bir sistem doğru değil. Benim de başkan adayı olduğum son genel kurul üzerinden değerlendirirsek, sandıkların açılmasından neredeyse seçimin bitmesine kısa bir süre kalmasına kadar açık ara önde götürdüğümüz seçimi az bir farkla kaybettik.

Bugün öne sürülen diğer bir sistem uygulanmış olsa idi bizim aldığımız 7 bin civarında oy ve oy oranlarının yakınlığı nedeni ile mevcut yönetim ile aynı oranda yönetici arkadaşımız grubumuzu temsilen yönetim kurulunda yer alacaktı. İki grubun eşit oranda yöneticisi yönetim kurulunda görev alacaktı. Bu tabloya rağmen karar mekanizmalarını tıkayacak, işlevsizleştirecek değişikliklere net şekilde karşıyız.

Doğru olan yerde durmak, koşullara, iklime, rüzgâra göre yön değiştirmemek önemli ve anlamlı olandır. Şartlar ve koşullar değişse de lehinize olsa da doğru olanı her şartta dile getirmek gerekir. Dört dönem baro yönetiminde görev almış biri olarak, yönetim yapısının uyum içerisinde olmasının önemini vurgulamak isterim.

En sert şekilde yapılmak istenen değişiklik girişimlerin karşısındayız. Barolarımızın kurumsal kimliğinin sonuna kadar yanında olacağız. Gerek geçen genel kurulda, gerekse de aradan geçen iki yılda yaşanılanlar ve diğer hususlarla ilgili değerlendirmeleri meslektaşlarımız genel kurulda yapacaklardır. Avukatlar, eksik ve hatalı hususları kendi arasında değerlendirecek ve hepimizi temsilen kurullara görev tevdi edeceklerdir.

Son dönemlerde sorunlar ve engellerle en çok karşılaşan kişilerden biri olmama rağmen, kişilerden kaynaklanan olumsuz tavır ve davranışların kuruma mal edilmemesi gerektiğini önemle vurgulamak istiyorum. Çeşitli gerekçelerle bu köklü yapıların, barolarımızın yıpratılmasını, zayıflatılmasını hiçbir şekilde doğru bulmuyorum. Meslek örgütlerimizin kurumsal kimliğinin hepimiz tarafından önemle korunması, yıpratılmaması gerekir.

BOYUN EĞMEMİZ BEKLENMESİN

Avukatlık, özü itibarıyla bağımsız bir meslektir. Savunma görevinin ve hak mücadelesinin yerine getirilebilmesi, ancak ve sadece bağımsız, bölünmemiş güçlü baroların varlığı ile mümkündür. Bu güçlü çatı yok ise halkın temsilcisi olan avukatlar zayıf ve güçsüz kalacak, yani güçsüz kalan, hakkını arayamayan aslında vatandaşlar olacaktır.

Kimse avukatlardan boyun eğmesini, biat etmesini beklememeli. Savunma makamı doğası gereği göstermesi gereken duruşları devam ettirecektir. Bu hususlar kişilerden bağımsız herkesin ortak paydası ve değerleridir. Kısaca özetlemek gerekirse, kimsenin lütfu ile alınmamış, bedeller ödenerek elde edilmiş olan bağımsız ve özgür savunma” anlayışı devam edecek.

AV. HASAN KILIÇ 

Yazarın Son Yazıları

Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025