Olaylar Ve Görüşler

Suriye’nin çöküşü ve Kürt jeopolitiği - NEJAT ESLEN

13 Aralık 2024 Cuma

Devlet aklı, uzun vadeli tehlikeler için alınacak önlemlerin, kısa vadeli çıkarlar için feda edilmemesini gerektirir.

Bütün olaylar sanki bir film senaryosundaki veya önceden hazırlanmış bir plandaki gibi peş peşe gelişti. Önce, Hamas İsrail’e saldırdı. Bu saldırı, İsrail ordusunun Gazze’yi yıkmasına ve çok sayıda sivili öldürmesine neden olurken Hamas ciddi darbeler yedi. Gazze’den sonra İsrail ordusu harekâtını kuzeye yöneltti, Lübnan’da Hizbullah’ın lider kadrosunu yok etti, örgütü yıprattı ve elindeki füzelerin büyük bir kısmını tahrip etti.

Daha sonra, önceden İdlib’de depolanan, silahlandırılan, eğitilen farklı cihatçı terör örgütlerinden oluşan koalisyon, HTŞ adı altında ve saçına, sakalına yeniden şekil verilmiş, asker hakisi üniforma benzeri kıyafet giydirilmiş eski El Kaide üyesi Colani liderliğinde, dağıtılmış Esad rejimi ordusunun direnci ile karşılaşmadan Şam’a kadar ilerledi ve rejimi devirdi. Bütün bu gayretler, Ortadoğu’nun ve Suriye’nin yeni haritasını İsrail’in çıkarlarına göre yeniden çizmek içindi.

YENİ HARİTA ÇİZİLİRKEN

Artık güney komşumuz Suriye coğrafyasında farklı bir durum var. İnsan haklarını, demokrasiyi geliştirmek amacı ile Suriye’de başlatıldığı iddia edilen Arap Baharı, geçen süreç içinde, bu ülkeye ve ülke halkına çok zarar verdi. Suriye’de rejim değişikliği gayretlerine son darbeyi cihatçı HTŞ indirdi. Suriye’deki gelişmeler, baskıcı, otoriter yönetimlerin felaketle sona erdiğini bir daha kanıtlanırken İran’ın vekil güçler üzerinden direniş ekseni oluşturma ve Akdeniz’e açılma hayalleri de sonlandı.

Suriye artık bütünlüğünü kaybetmiş durumda. Bu coğrafyada, ne kadar zaman sonra nasıl yeni bir Suriye haritası ortaya çıkacak henüz belli değil. Yeni Suriye haritası çizilirken nasıl bir süreç yaşanacak, başat aktörler kimler olacak, bunu zamanla göreceğiz. Şu bir gerçek ki Suriye coğrafyasında yeni harita tamamlanıncaya kadar kaos devam edecektir ve Türkiye’yi derinden etkileyecektir. Artık güneyimizde istikrarlı bir komşu ülke yok ve Arap Baharı sayesinde bu coğrafyada iki terör örgütü ile komşu olduk.

Arap Baharı başladığında, Suriye’nin nüfusu 23 milyon idi. Kürt nüfus ise toplam nüfusun yüzde onundan daha azdı. Azınlık Kürtler artık Suriye coğrafyasında Fırat’ın doğusunu kontrol etmekte. Suriye’de Arap Baharı, ABD ve İsrail destekli Kürt jeopolitiğine önemli fırsatlar yarattı, önünü açtı. Türkiye şimdi büyüyen bu tehdit ile nasıl başa çıkabileceğinin çarelerini aramakta.

GÜNEY SINIRINDA ARAP BAHARI

Yeni Ortadoğu haritasını hazırlayanlar, Suriye’de, Fırat’ın doğusundaki, YPG varlığını güçlendirirken bu yapının Irak’ın kuzeyindeki Kürt yapısı ile birleştirmenin, Kürt jeopolitiğini genişletmenin çarelerini arayacaklardır.

Suriye’deki gelişmelerin paralelinde gündeme getirilen, “Abdullah Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun”, “Türkiye bütün Kürtleri himayesine alsın”, “Türkiye büyük federasyona dönüşsün” söylemleri haritası hâlâ tamamlanmayan Ortadoğu’da, PKK’nİn silah bırakmasının karşılığında, Türkiye’nin yayılmacı Kürt jeopolitiğini kabullenmesi anlamına gelmektedir.

Saatin sarkacı gibi, bazen Batı’ya, Bazen Doğu’ya, zaman zaman da Kuzey’e veya Güney’e yönelen ve çok kimlikli yapısını sürdürmekte olan Türkiye, Suriye’de rejim değişikliği konusunda risk alarak Batı ile işbirliğini tercih etmiştir.

Ancak, gerçek şudur ki artık Arap Baharı, PKK-YPG ve HTŞ ile güney sınırımıza dayanmıştır. Türkiye gerçekçi olmak, jeopolitik aklını ve enerjisini, öncelikle, ABD ve İsrail destekli Kürt jeopolitiğinin etkilerine karşı kullanmak zorundadır.

Unutulmamalıdır ki ABD ve İsrail destekli Kürt jeopolitiğinin asli hedefi, iklim değişikliği nedeni ile değeri giderek artmakta olan Fırat-Dicle havzalarıdır ve verilecek hiçbir taviz bu gerçeği değiştirmeyecektir.

NEJAT ESLEN

EMEKLİ TUĞGENERAL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları