Olaylar Ve Görüşler

Tek adam düzeni Sümerlilerde yoktu - Prof. Dr. Türkkaya Ataöv

23 Nisan 2020 Perşembe

Mezopotamya’nın ilk büyük devletini kuran Sümerliler, dünyada ilk parlamentoyu oluşturmuştu. Kral, hatta (gök, yer ve suyu simgeleyen Anu, Enlil ve Ea adlı) üç tanrıları da vardı, ama kararları veren kurum bir genel kuruldu. Başkentleri olan Sümerce “Urbillum”, yani bugünkü Türklerin yoğunlaştığı “Erbil” dünya tarihinin en eski kentiydi. Bu bilgiyi Harvard Üniversitesi’nin gelmiş geçmiş en ünlü tarih profesörü William L. Langer de onaylar. Bu yorum Alman tarihçi Dr. Karl Ploetz’den bu yana gelişmiştir. Mezopotamya’da ve özellikle Sümer’de siyasete en fazla eğilmiş olan Thorkild Jacobsen’dir. Bu konuda Yale Üniversitesi’nin bastığı bir kitabı vardır ve 1943’teki makalesi de eski Mezopotamya’da “demokrasi”yi anlatmaktadır. Reza Aslan da “Tanrı” adlı kitabında bu kaynağa göndermeler yapar. Muazzez İlmiye Çığ’ın Sümerlileri uygarlığın kökeni olarak alan kitaplarına da bakılmalıdır.

TANRILARIN DA MECLİSİ VARDI

Sümerliler tüm çağdaşlarından, örneğin yakınlarındaki Mısırlılardan üstündüler. Firavunlardan bin yıl önce tekerlekli savaş arabaları vardı. Tekerlek, yelkenli tekne ve tarımcılığı geliştiren sulama kanalları onların buluşlarıdır. Uzak diyarlarla ticaret yaparlardı, bir tür bankacılık uygulamaları da bulunuyordu.

Ağırlık ve uzunluk ölçülerine sahiptiler. Saat dilimleri 360 dairelik daire onlara aittir. Kuralları yasa olarak yazıya geçirenler de onlardı. Çivi yazısını da onlar buldu. O sayede elimizde şimdi bir hazine var. Antlaşmaları yazıya bağlarlar, altlarını parmak biçiminde yuvarlak mühürlerle imzalarlardı. Lawrence Rothfield’in “Mezopotamya’nın Irzına Geçilmesi” adlı kitabında belirttiği gibi, o mühürlerin beş binini Amerikan askerleri Bağdat Müzesi’nden çalıp her birini milyonlarca dolara New York’ta satmışlardır.

Sümerlilerde ya da Mezopotamya uygarlığının başlarında yeryüzünde ilk ve tek karar yeri, binlerce yıl önce kralda ya da tek adamda değil, kent devletinin özgür erkeklerinden oluşan büyük genel kurulundaydı. Altını çizerek belirteyim ki bu örnek dünya tarihindeki ilk demokrasi girişimidir. Saygıdeğer Batılı ve Doğulu tarihçilerin yeterince bilgili olanları şimdi böyle diyorlar. Onların kralı seçme ve gerektiğinde iktidardan düşürme yetkileri de vardı.

Savaş açma yetkisi onların elindeydi. Öteki kent devletleriyle anlaşmazlıklar olursa görüşmelere girişen, kendi kararlarını aktaran, ısrarlı davranan, anlaşamazlarsa ne yapacağını bilen de o kuruldu, kral değil. Kimi zaman mahkeme gibi de çalışırdı. Tarafları dinler, suçluyu bulmaya çalışır, gerektiğinde ceza kararını açıklardı.

Bir tür meclis genel toplantısıydı ve onların üstünde kralın veto denebilecek bir gücü de yoktu. İsa’dan binlerce yıl önce ve başkenti Erbil olan Sümer toplumu böyleydi. Bizdeki dâhi asker Mustafa Kemal bile Sakarya Zaferi’nden önce başkomutanlık geçici yetkilerini Birinci Meclis’ten ancak uzun ikna çabalarıyla alabilmişti. Sümerliler, tanrılarını da anladıkları demokrasi biçiminde düzenlemişlerdi.

Tanrıların da bir “meclisi” vardı. Onların her şeyi orada tartıştıklarına inanırlardı. Konuşurken yiyip içer, gök sorunlarını tartışarak karara bağlarlar diye düşünürlerdi. “Atrahasis” efsanesi gibi kendilerine özgü efsaneleri bu meclisli toplantılarını da anlatıyor...

MAGNA CARTA ÖĞRETİSİ

İngiltere’de baronlar, artık gözü açılmış olan halk desteğini de arkalarına alarak, daha 1215’te Kral John’a imzalattıkları “Magna Carta” ile (Madde 39’a göre) onlara sormadan kimseyi yakalattırıp tutuklayamayacağını, süremeyeceğini ve başka dilediğini bundan böyle yapamayacağını kabul ettirdiler.

Ayrıca özel mülke el koymayacak, mahkemelere karışmayacak, özgür seçimi engellemeyecek, ormanları aklına estiği gibi kesip yok ettirmeyecekti. Bugünkü Lordlar ve Avam Kamaralarının başlangıcıdır. Taht hele 1688’den sonra yalnızca bir simge olmuştu.

İkinci Abdülhamit meclis kapatan sultan/halife diye tarihe geçti, Vahdettin de Britanya zırhlısıyla kaçan tek adam özentisi diye. Sümer yönetiminde, kadın eksikliği de olsa, bir tür halk meclisi yönetimi ve tekadama karşı ilk demokrasi deneyiminden sonra 805 yıl önceki Magna Carta adımı da birçok ülke için öğreticidir.


PROF. DR. TÜRKKAYA ATAÖV



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları