Olaylar Ve Görüşler

Tek adam rejiminde vergi - Doç. Dr. Burak COP

12 Ağustos 2022 Cuma

2020’nin birinci çeyreğinde GSYİH’de emeğin ve sermayenin payı arasında 2.6 puanlık bir fark varken son iki yılda uçurum açıldı: 2021’in birinci çeyreğinde GSYİH’de sermayenin payı yüzde 45.6, emeğin payı yüzde 35.5 iken bu yılın ilk çeyreğinde sermayenin payı yüzde 47.6’ya yükseldi, emeğinki ise yüzde 31.5’e geriledi.

TÜİK ekonominin bu yılın ilk çeyreğinde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7.3 büyüdüğünü açıkladı. Ekonomi zenginlere büyüyor; çalışanlar, işsizler, emekliler yoksullaşıyor. Gelir vergisi ücretli çalışanların maaşlarından doğrudan kesiliyor. Çalışanlar şirket sahiplerinden daha ağır bir vergi yükü altında. ÖTV ve KDV devletin tüm vergi gelirlerinin yarısından fazlasını oluşturuyor.

Dolaylı vergiler, tüketilen mal ve hizmetlerden alınmaları nedeniyle, tasarruf yapamayan, yani kazancını tüketime ayıran emekçi sınıfların tüm gelirlerinin vergilendirilmesi anlamına geliyor. Üst sınıfların tüketime ayırmadıkları gelir ve servetleri ise büyük oranda vergi dışı kalıyor. 

Tüm bu adaletsizliklere ek olarak, özellikle de iktidara yakın olan büyük şirketler kimi zaman vergi aflarından yararlanıyor. Muhalefetin “beşli çete” diye adlandırdığı şirketlere 2010-2020 arasında 128 vergi indirimi yapıldı.

ALKOLLÜ İÇKİLERİN PAYI

AKP iktidarı; zenginleri kollamak, çalışan sınıfların sırtına vergi yükü bindirmek, toplanan gelirin kırıntıları ve türlü kayırmacılık ağları aracılığıyla da yoksulların siyasi sadakatini elde etmek olarak özetleyebileceğimiz politikasına İslamcı bir renk vermeyi de ihmal etmedi: 2010’da ÖTV gelirlerinin yüzde 5’i alkollü içkilerden gelirken bu oran geçen yıl yüzde 11.1’e çıktı, yani 11 yılda iki katın üzerinde arttı. 

POLİTİK TERCİH

Türkiye’de dolaylı vergiler tüm vergi gelirlerinin yaklaşık üçte ikisini oluşturuyor. Öte yandan dolaylı vergiler böyle bir amaca hizmet etmeyebilir ve gerçekten lüks tüketimin vergilendirilmesi halinde dolaylı vergiler halkı ezmeyebilir.

Türkiye’de 1963-1978 arasında çalışanların ulusal gelirden aldığı pay, artma eğiliminde oldu. 1961’de dolaylı vergilerin tüm vergi gelirleri içindeki payı yüzde 60’tı, 1970’e kadar da yüzde 65’in altına inmedi. Öte yandan dolaylı vergilerin payı 1973’teki petrol krizini takiben, Türk ekonomisinin darboğaza girdiği dönemde, 12 Eylül’e kadar her yıl azaldı. Dolaysız vergilerin payındaki artışın ücretlilerden alınan vergiler nedeniyle gerçekleşmesi, vergi sisteminin daha adil bir hale gelmediğini gösteriyordu. Dolaylı vergilerin payının yüksek olduğu 1960’lar bu payın azaldığı 1970’lere göre çalışan sınıflar açısından daha parlak geçmişti. 

Dolaylı/dolaysız vergi ayrımı önemli olmakla beraber, asıl mesele kimi ne kadar vergilendireceğinize karar vermektir. Bu da teknik değil politik bir tercihtir. 

DOÇ. DR. BURAK COP



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları