Amerika’da dört yıllık Trump döneminden sonra yeni bir dönem başlıyor. Merak edilen, birçok defa tutarsız politikaları nedeniyle ciddi eleştiriler alan Trump’ın yerine seçilen Biden döneminde, T.C. - Amerika ilişkilerinde bir değişim, bir iyileşme yaşanacak mı?

Trump döneminde Amerika ile aramızda birçok olumsuzluk yaşandı. Özellikle Trump, Suriye’de Türkiye’nin güvenliğini tehlikeye sokacak politikalarına devam etti ve Türkiye karşıtı terör örgütünü silahlandırma, sınırımızda bir Kürt devleti kurma politikalarından tüm uyarılara rağmen vazgeçmedi. Trump, Türkiye’nin çıkarlarını ve güvenliğini düşünmeden icraatlarına devam ederken “Erdoğan benim sözümü dinler” söylemi ile Türkiye’nin bağımsızlığını büyük ölçüde zedeleyen bir söylemi rahatlıkla dile getirdi.

Amerika’nın stratejik ortak saydığı Türkiye’yi değil, kendi çıkarlarını koruyan bu tutumunun altı iyice çizilmeli, çünkü Amerika’nın dostları değil kendi çıkarları vardır ve kim başkan olursa olsun bu çıkarlar her koşulda öncelik taşıyacaktır.

PENTAGON’DA BİR GÜN

“Yeni seçilen Biden’ın Türkiye’ye karşı tutumu ne olacaktır” sorusu gündeme getirilmektedir. Bu sorunun yanıtı aranırken 1974’te Pentagon’da Adalet Partili bir senatörle birlikte yaşadığımız olay aklıma geldi. Kıbrıs Barış Harekâtı başarı ile tamamlanmış, Kıbrıslı Türklerin can ve mal güvenliği sağlanmış ve rahmetli Ecevit’in “Barış için savaş” sloganı dünyada büyük yankı uyandırmıştı.

İşte tam o günlerde Amerikan Başkanı Johnson’ın hükümetimize gönderdiği mektupta, Türklerin Amerikan malı silahları Kıbrıs’ta kullanması ağır bir dille eleştiriliyordu. Türkiye’nin silah sanayii gelişmediği için dışarıdan silah yardımı almaya mecburdu ve silahların çoğu Amerikan kökenli idi. İşte o meşhur Johnson mektubu, birçok konuda Amerika’ya bağlı olan Türkiye için ağır bir tehdit niteliğini taşıyordu.

Rahmetli İsmet İnönü, “Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de bu dünyada yerini alır” diyerek Johnson’ın mektubuna karşı Kurtuluş Savaşı vermiş bir ülkeye yakışan bir yanıt vermişti.

Ecevit hükümeti, Amerikan oyunları ile güvenoyu alamayınca yerine Prof. Sadi Irmak hükümeti kurulmuş, Amerika ile bozulan ilişkileri düzeltmek için Amerika’ya Kıbrıs harekâtının nedenlerini anlatmak üzere bir parlamento heyeti gönderme kararı almış ve bu heyetin CHP ve Adalet Partisi’nden seçilecek iki kişiden oluşmasını istemişti.

Bu heyet, CHP’den ben ve Adalet Partisi’nden Bitlis Senatörü Kâmran İnan olmak üzere oluşturulmuştu. Amerika’da düzenlenen programa göre Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı ve bazı senatörlerle buluştuktan sonra Pentagon’da bizim için düzenlenen toplantıya katıldık. Masada beş general ve salonda teknik heyet olarak on kadar sivil vardı. Generallere şunu anlatmaya çalıştık: “Türkiye, NATO’nun en doğudaki uç ülkesidir. Doğu’dan gelecek ve demokratik özgürlükleri tehlikeye atacak bir saldırıya karşı elimizdeki Amerikan silahlarını kullanamazsak bundan NATO üyeleri ve en çok da Amerika zarar görür”.

Bunun üzerine bir general çantasından üzerinde “for your eyes only (sadece gözleriniz için)” yazan çok gizli bir dosya çıkardı ve hemen bakıp dosyayı iade etmemizi istedi.  Dosyayı sırayla inceledik.

Dosyada bir Türkiye haritası vardı ve bu haritada atom bombalarının hangi şehirlerimizde olduğu gösteriliyordu. Donup kalmıştık, T.C. hükümetinden gizlenen bir haritaya bakıyorduk ve 15’e yakın ilimizde bulunan atom bombalarının işaretlerini hayretle seyrediyorduk.

Dosyayı generale iade ettikten sonra adam bize öyle bir cümle söyledi ki balyoz yemiş gibi olduk. “Beyler, sizin silaha ihtiyacınız yok, gerektiğinde biz sizi bu bombalarla koruruz” dedikten sonra toplantının bittiğini söyledi.

TÜRKİYE’NİN DEĞİL AMERİKA’NIN ÇIKARLARI VARDIR

İşte Amerikan gerçeği buydu. Pentagon’da o gün şu gerçeği öğrendik ki dünyanın neresinde olursa olsun önce Amerika’nın çıkarları korunacaktır. Bunun için Amerika’nın yurtdışında sayılamayacak kadar çok askeri üssü vardır. Hiç kimse Biden döneminde Amerikan politikalarının değişeceğini sanmasın. Amerika şu deyişi doğrulayan bir ülkedir: Devletlerin dostlukları yoktur, sadece çıkarları vardır.

AKP’nin kurduğu tuhaf başkanlık sistemi şunu çok iyi bilmelidir ki Türkiye’nin dostu yoktur. Zaten bu dönemde ülke tüm komşuları ile kavgalıdır. Türkiye, dış yardımlara muhtaç olmadan, kendi kendine yeterek ve uluslararası ilişkilerinde kendi çıkarlarını koruyan dış politikalar oluşturmalıdır. Türkiye yeniden onurlu ve saygın bir devlet olmak zorundadır.

15. DÖNEM CHP MİLLETVEKİLİ