Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
YSK ve akla ziyan gerekçeli kararı
İstanbul seçiminin iptal nedeni YSK kararında bazı sandık kurulu başkanlarının Kamu Görevlisi sıfatına sahip olmadığı savına dayandırılmıştı. AKP’nin gösterdiği diğer nedenler de bu yüzden reddedilmiş oluyordu. Ancak gerekçeli karara baktığımızda YSK’nın reddettiği konuların sanki iptal nedeni yapılmış gibi gerekçelendirildiğini görmekteyiz.
YSK Başkanı da muhalefet şerhinde, bu hususa değinmiş, Yüksek Seçim Kurulu’nun Adalet ve Kalkınma Partisi’nce kısa karara gerekçe yapılan hal dışında gösterilen olay ve halleri seçimin sonuçlarına etkili olarak kabul etmediğini vurgulamıştır.
Aslında YSK, kararına yazdığı, kamuoyuna açıkladığı nedenden başka bir iptal nedeni gösteremez. AKP ve kalemşorları resmi iptal nedeni dışına taşan iptal nedenlerini önceden telaffuz etmeye başlayarak bir kamuoyu oluşturma ve alıştırma telaşına düşmüşlerdi. Her şey önceden belliydi. Hangi yönde karar verileceği, gerekçeleri ile birlikte iktidar yanlısı televizyonlarda konuşmacıların dilindeydi. Bu nedenlerle her şeyin ve olacakların, muhtemel gerekçenin ne üzerine kurulacağı belliydi.
Örneğin İstanbul Bu¨yu¨kc¸ekmece ilçesinde hayali bina oluşturarak, kamu binalarını, tır parklarını, bos¸ arsaları mesken gibi göstererek usulsüz seçmen kaydı yapıldığı iddiası ve bu hususların cumhuriyet başsavcılığınca soruşturma başlatılması, gerekçe yaratma telaşından başka bir şey değildi.
Tedbirli olmadıkları ve yapabilecek başka seçenekleri bulunmadığı için kesinleşmiş seçmen kütüklerindeki yolsuzluklara 298 sayılı Kanunun 130. maddesinin 1. fıkrasının 6. bendindeki hükme dayanılarak mazbata veya seçimin iptali istenemeyeceği kuralına bile bile aykırı davrandılar ve hukuki bir gerekçe süsü vermeye çalıştılar.
Bunu kimler bilebilir?
1229 adet ölü seçmen yerine oy kullanıldığı ileri sürüldü. Şimdi düşünün bir kez; bunu kim önceden bilir, ölü seçmenler yerine oy kullananlardan başka? Ölü seçmen yerine oy kullanıldığı zaman bu durumun sandık başında tespit edilmesi gerekir. Bunu bildiğin halde yakalamıyorsan işbirlikçisi sensin. Ey iktidar bu oylar senin adamlarının örgütlemesi ile senin lehine kullanılmıştır. Seçimi kaybedince de bunları saçıyorsun ortaya... Ayıp!
200 sayfalık metin içinde tek bir; akla, mantığa, hukuka uygun bir gerekçe üretilememiş. Her şey soyut ve her şey sisler arkasına gizlenmiş...
Gene de bu tek adam rejiminin gerekçe bulmaya çalışması ve gerekçe yaratma gereksinimi duyması aslında bizim umudumuzdur. Yaklaşık 200 yıllık demokrasi geleneğinin ve toplumsal tepkinin caydırıcılığıdır. Bu nedenle antidemokratik kararları demokratikmiş gibi göstermeye gereksinim duymaları; bir yanıyla henüz yapılacak çok şeyimiz olduğunu gösterirken bir yanıyla da teslim olmadığımızın ve direnme gücümüz ile bu tek adam sistemini aşabileceğimizin işaretleridir. İstanbul seçimlerini kazanamadıkları için iptal ettiler. Hazırlıksız yakalandılar, belli ki böyle bir olasılığı hiç akıllarına getirmemişlerdi. Ancak hem Ankara’yı hem de İstanbul’un birlikte kaybedilmesine dayanamadılar ve gizli ajandaları darmadağın oldu.
Demokratik bir ülkede demokrasinin bütün kurum ve kuruluşları ile işleyebilmesi için erklerin bağımsızlığı ilkesi yanında yargının ve medyanın özgür olması gerekir. Bizde bu özgürlük ne yazık ki yetmez ama evet diyenlerin, liberal özenti içerisinde olanların aymazlığı ile kaybedildikten sonra dönüşler olmaya başladı ama artık her şey için çok geç.
Memur yargıç olmaz!
Yargıtay’ı, Danıştay’ı, Sayıştay’ı ve Anayasa Mahkemesi’ni siyasi iktidar dizayn ediyor. YSK de bunlardan biri. Hem eylem ve işlemlerinde denetleme görevi yapanları atayacaksın ve kontrol edeceksin ve hem de serbest ve özgür seçimlerin yapılması için bağımsız ve bağlantısız olması gereken YSK’yi oluşturacaksın. Yargıda memur kurum olmaz. Memur yargıç olmaz. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan hukuk değil, kadıya uygun hükm-i karakuşi olur.
Demokratik ülkelerde seçimler yargıç güvencesinde yapılır. Yani, yargıç bağımsız ve bağlantısızdır. Kime karşı? İktidara karşı, kendi inancına karşı, kendisini ait olarak gördüğü her ne varsa ona karşı bağımsız ve bağlantısızdır. Bu ölçütleri taşıyan yargıç güvencesi olmadan seçimlerin tarafsız yapıldığından söz edemezsiniz.
Bizim yargıçlarımız özellikle FETÖ yargısı döneminde silik ve korkak kaldıkları için şimdi siyasi iktidar onları FETÖ silahı ile tehdit ederek sindirebiliyor.Bizim yargıçlarımız geleceklerinden korkuyor. Korkak ve tırsak yargıç ile demokrasi olmaz. Cesur kalanlar bir elin parmakları kadar az olunca onları harcamak kolaydır. Şimdi 23 Haziran’da yapılacak İstanbul seçimlerine bakın. İl Seçim Kurulunda 31 Mart’ta görev yapmış kaç yargıç kalabilecek?
İktidar bağımsız ve bağlantısız yargıç istemiyor. Partili Cumhurbaşkanına elbette partili yargıç yakışır(!)
AV. CELAL ÜLGEN
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!