Öner Yağcı

Kitap okuma bilinci

09 Nisan 2022 Cumartesi

Her şeyi kirletip çürüten günümüz emperyalist imparatorluğun düşlediği düzen, kültüre, sanata, edebiyata dayatmalarını tarih bilincine de yöneltiyor. 

Bu yönelim, sanal, çarpıtılmış, yaşamdan koparılmış bir tarih anlayışının çeşitli yöntemlerle zihinlerde yer etmesini amaçlıyor. 

Küreselleşme kültürü, amaçladığı mistik dünyayı gerçekleştirmek için tarihi yok saymaya çalışıyor.

Unutamayız: Tarihi boyunca Anadolu, kendisini tutsak almak isteyen tüm yeni kültürleri bağrında eritmeyi bilmiştir.

BUGÜN DÜNLE BESLENİR

Tarih, dün yaşananların geleceğimizi belirlememize yarayan bir hazineye dönüştürülme çabasıdır. Tarih, bize dünü anlayarak bugünün sorunlarının nedenlerini kavramamıza ve yarına doğru atacağımız adımların yönünü, biçimini belirlememize yardımcı olacak bir bilim olursa anlam kazanır. 

Dün yaşananların yanlışından dersler almak, dün yaşananları deney haline getirip bugünün adımları için yol gösterici kılmak, bunlardan sonuçlar çıkarmak amacıyla öğrenilen bir tarihtir doğru ve anlamlı olan. 

“Bugün, dünle beslenerek yarına varır” diyor Bertolt Brecht.

ÇÖZÜM BİLİNÇLENMEDE

Küresel ideoloji, çelişkilerle dolu yaşamda yabancılaştırma, sanallaştırma, liberalleştirme, dinselleştirme, duyarsızlaştırma, mistikleştirme, metalaştırma gibi özelliklerle insanı kuşatıyor.

Bu kuşatmanın karşısında durabilmenin, direnebilmenin yolu bilinçlenmeden geçiyor. 

Küresel saldırı, medya egemenliği avantajıyla kamuoyunu istediği gibi oluşturuyor.

Bu yanlışlığın üstesinden gelmek için “insan okur” sözünün gerçek kılınması ve tarih bilincinin diri tutulması yeterlidir. 

Kitap okumak bir eğlence aracı, bir alışkanlık değil, yaşamın vazgeçilemez bir parçasıdır.

İNSANLAŞMANIN YOLU

Okuyarak özgürleşir insan. Bilgisizliği, önyargıyı, bağnazlığı, hoşgörüsüzlüğü ve kör inançları yenecek olan tek güç okumaktır. Kolay iş sanılmasın. Goethe boşuna dememiş: “Sanatların en zoru okuma sanatıdır.”

Reşat Nuri Güntekin, “Okumak, bir kitaptan alınan elemanlarla, kendine manevi bir dünya yapmak, onun içinde tek başına yaşayabilmek demektir”  diyor.

Emin Özdemir Eleştirel Okuma adlı kitabında, “Çağdaş insan okuyan, okudukları üzerinde düşünen, kendini sürekli yenileyendir” deyip okuryazarlıktan okurluğa giden yolu gösteriyor ve okumanın yaşamımızdaki yerine, önemine dikkat çekiyor:

“Okuma, yaşamımızın belirli bir aşamasında ya da çağında başlayıp biten bir etkinlik değildir. Çocukluk, gençlik, orta yaşlılık ya da yaşlılık döneminde de yaşamımızda yer alır. Daha doğrusu yeme, içme, soluma gibi yaşamsal bir edim niteliğini kazanır.” 

KİTAP, İNSAN VE BİLİNÇ

Kitapla birlikte, uygarlığın tarihi yeniden biçimlenmeye başlamıştır.

Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın adlı kitabında “Kitap, bilginin ve düş gücünün tekerleğidir” diyor Umberto Eco. “Gerçek bir demokratik devrim” olan “matbaanın icadı”ndan başlayarak insanların karanlıkları aşma, aydınlığa ulaşma yolunda, “kendini yazacak duruma geldiğinden beri biriktirdiği bilgileri ve hayalleri kapsayan” bir nesne olan kitaba duydukları saf sevgiyle özgürlük arayışını sürdürdüğünü söylüyor. 

Daha iyiyi aramada insanlığın özlem ve yeteneğinin yansıması olan kitaplar, Maksim Gorki’nin “İnsan: Onurlu sözcük!” tanımlamasındaki yücelme arayışının da öznelerindendir.

Yineleyelim: “İnsan okur” bilincinin, kuşaktan kuşağa aktarılması zorlu bir görev ve sorumluluktur. 

Şanslıyız ki bunca kuşatmaya karşın düşünsel geleneğimizi sürdüren aydın bereketine, genç aydınlara sahip olan bir yurtta yaşıyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eğitim ve kitap 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları