Öner Yağcı

Orhan Karaveli: Cumhuriyet’in tanığı

01 Nisan 2023 Cumartesi

Atatürk’ü, düşüncelerinin, eylemlerinin tarihimizdeki, geleceğimizdeki yerini en iyi anlayan bir aydın olarak onun özleminin gerçekleştirilmesi görevini hakkıyla yerine getirdi.

Yaşamdan damıttıklarını paylaşarak aydınlık, özgür bir yaşamı çoğaltmaya katkılar sunan bir insandı.

Salonlarda, TV’lerde, radyolarda coşkulu, bilgisine güvenen, dinleyenlerin duygusuna, aklına seslenmesini bilen bir konuşmacıydı.

60 yılı aşan başarılı gazeteciliğine birbirinden anlamlı kitapları ekleyen bir yazardı.

Yüreğindeki çocukluğu bilgelikle örtüştüren, umudunu, gülüşünü eksik etmeyen, ak saçlı, 93 yaşındaki bir delikanlıydı ağabeyim Orhan Karaveli.

BORÇ ÖDEYEN AYDIN

Ülkemizde özellikle yetişmiş insanların emekli olmaya hakları yoktur. Çünkü topluma karşı borçludurlar…” düşüncesiyle yaşamın sıkıntılarını aşmanın bir yöntemi olarak konuştu, yazdı hep.

1982’de Cumhuriyet’te yayımlanan yazı dizisinden oluşan Nâzım Hikmet’le Moskova’da adlı kitabı, cunta liderinin “Vatan hainlerinin adını kitaplara veriyorlar! Savcılar uyuyor mu?” demesi üzerine Kişiler ve Köşeler adıyla sunuldu ve 2002’de Tanıdığım Nâzım Hikmet adıyla özgürleşti.

46-99 Şiirleri’nden sonra Bir Ankara Ailesinin Öyküsü ile başlayarak yeni bir yola çıktı.

CUMHURİYET AYDINLANMASININ TANIĞI

Belgeleri ustalıkla zamana, mekâna yerleştirip konuşturarak yurt ve dil sevgisiyle canlandırarak, gazeteciliğini zengin yaşam deneyleriyle, tanıklıklarıyla bütünleştirdi: Görgü Tanığı/ Bir gazetecinin ‘sıradışı’ anıları.

Özgürlük sevdalısı, renkli, özgün bir düşünürü, bir aydınlanma savaşçısını anlattı: Sakallı Celal.

Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği ile devleşirken Bugünün Diliyle Tevfik Fikret Şiirleri’ni armağan etti ve Atatürk’ün “Fikirlerimin babası” dediği aydını günümüze getirdi: Ziya Gökalp’i Doğru Tanımak.

Ali Kemal “Belki de Bir Günah Keçisi...” ile Kurtuluş Savaşı’nda işgalcilerin safında duran bir gazeteciye ve günümüz hainliklerine çevirdi ışıldağını.

1950’li yılların dramını aktardığı Berlin’in Yalnız Kadınları’ndan sonra aydınlanmamızın ölümsüz bilgesinin belgesel portresini çıkardı: Kendi Heykelini Yapan Adam: İlhan Selçuk.

Çanakkale Olmasaydı… O Olmasaydı…’da bir subayın büyük komutanlığa attığı adımları belgeleriyle kanıtlarken Atatürk Babam ve Ben’de, çocukluğunun Atatürk’ünü ve anılarını aktardı.

Kral Çıplak’ta son yıllarda yaşananlara tanıklığını sundu:

…Cumhuriyet, tarihinin en tehlikeli döneminden geçmektedir… Atatürk’ün çocukları isek, Cumhuriyet’in temellerinde babalarımızın, dedelerimizin kanları varsa bu oyunları muhakkak bozacağız...

*

Adnan Binyazar, Alev Coşkun, Ahmet Doğan, Haluk Erdem’le Kıyı dergisinde (Eylül-Ekim 2014) “Türkiye’nin aydın geleneğinin ‘damarı damara’ bağlayan soluğu… zor günlerin vicdan çağrıcısı” dediğimiz Orhan Karaveli için kitap hazırlamak Ahmet Özer’le boynumuza borçtur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Savaş ve insan 14 Aralık 2024
Zaman, savaş ve insan 7 Aralık 2024
Tüketilmek 30 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları