Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Orhan Karaveli: Cumhuriyet’in tanığı
Atatürk’ü, düşüncelerinin, eylemlerinin tarihimizdeki, geleceğimizdeki yerini en iyi anlayan bir aydın olarak onun özleminin gerçekleştirilmesi görevini hakkıyla yerine getirdi.
Yaşamdan damıttıklarını paylaşarak aydınlık, özgür bir yaşamı çoğaltmaya katkılar sunan bir insandı.
Salonlarda, TV’lerde, radyolarda coşkulu, bilgisine güvenen, dinleyenlerin duygusuna, aklına seslenmesini bilen bir konuşmacıydı.
60 yılı aşan başarılı gazeteciliğine birbirinden anlamlı kitapları ekleyen bir yazardı.
Yüreğindeki çocukluğu bilgelikle örtüştüren, umudunu, gülüşünü eksik etmeyen, ak saçlı, 93 yaşındaki bir delikanlıydı ağabeyim Orhan Karaveli.
BORÇ ÖDEYEN AYDIN
“Ülkemizde özellikle yetişmiş insanların emekli olmaya hakları yoktur. Çünkü topluma karşı borçludurlar…” düşüncesiyle yaşamın sıkıntılarını aşmanın bir yöntemi olarak konuştu, yazdı hep.
1982’de Cumhuriyet’te yayımlanan yazı dizisinden oluşan Nâzım Hikmet’le Moskova’da adlı kitabı, cunta liderinin “Vatan hainlerinin adını kitaplara veriyorlar! Savcılar uyuyor mu?” demesi üzerine Kişiler ve Köşeler adıyla sunuldu ve 2002’de Tanıdığım Nâzım Hikmet adıyla özgürleşti.
46-99 Şiirleri’nden sonra Bir Ankara Ailesinin Öyküsü ile başlayarak yeni bir yola çıktı.
CUMHURİYET AYDINLANMASININ TANIĞI
Belgeleri ustalıkla zamana, mekâna yerleştirip konuşturarak yurt ve dil sevgisiyle canlandırarak, gazeteciliğini zengin yaşam deneyleriyle, tanıklıklarıyla bütünleştirdi: Görgü Tanığı/ Bir gazetecinin ‘sıradışı’ anıları.
Özgürlük sevdalısı, renkli, özgün bir düşünürü, bir aydınlanma savaşçısını anlattı: Sakallı Celal.
Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği ile devleşirken Bugünün Diliyle Tevfik Fikret Şiirleri’ni armağan etti ve Atatürk’ün “Fikirlerimin babası” dediği aydını günümüze getirdi: Ziya Gökalp’i Doğru Tanımak.
Ali Kemal “Belki de Bir Günah Keçisi...” ile Kurtuluş Savaşı’nda işgalcilerin safında duran bir gazeteciye ve günümüz hainliklerine çevirdi ışıldağını.
1950’li yılların dramını aktardığı Berlin’in Yalnız Kadınları’ndan sonra aydınlanmamızın ölümsüz bilgesinin belgesel portresini çıkardı: Kendi Heykelini Yapan Adam: İlhan Selçuk.
Çanakkale Olmasaydı… O Olmasaydı…’da bir subayın büyük komutanlığa attığı adımları belgeleriyle kanıtlarken Atatürk Babam ve Ben’de, çocukluğunun Atatürk’ünü ve anılarını aktardı.
Kral Çıplak’ta son yıllarda yaşananlara tanıklığını sundu:
“…Cumhuriyet, tarihinin en tehlikeli döneminden geçmektedir… Atatürk’ün çocukları isek, Cumhuriyet’in temellerinde babalarımızın, dedelerimizin kanları varsa bu oyunları muhakkak bozacağız...”
*
Adnan Binyazar, Alev Coşkun, Ahmet Doğan, Haluk Erdem’le Kıyı dergisinde (Eylül-Ekim 2014) “Türkiye’nin aydın geleneğinin ‘damarı damara’ bağlayan soluğu… zor günlerin vicdan çağrıcısı” dediğimiz Orhan Karaveli için kitap hazırlamak Ahmet Özer’le boynumuza borçtur.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev