Bir Bilen Varsa Söylesin

Bir Bilen Varsa Söylesin

30.09.2011 04:00
Güncellenme:
Takip Et:
\n

Sağlık Bakanımız bir hekim. Mesleğini pratisyen olarak sürdürmemiş. Doğup büyüdüğü şehirde çocuk hastalıkları uzmanlık diplomasını da aldığı Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiş. Lisansüstü eğitim de yapmış. Daha sonra da politikaya girerek Erzurumdan milletvekili seçilmiş. Erdoğan hükümetlerinin en başarılı bakanları arasında.

\n

Başarısının önde gelen nedenleri arasında, kamu hastanelerini tek çatı altında toplamak gibi, bir bilim ve deneyim savurganlığını önlemek de var.

\n

Ama anlamakta zorluk çektiğim yanı, Prof. Dr. Akdağın üniversite hastanelerinde görev yapan profesör unvanlı hekimlerin ücretli hasta muayene etmelerine engel olan inatçı tutumunu sürdürmesidir. Bakan Akdağ, sadece tıp fakültelerinin hastanelerinde değil, kamuda görevli hekimlerin özel hastanelerde hasta muayene etmelerine de yasak getirtmiş. Bu yasakların sürdürülmesinde öylesine kararlı ki, bu nedenle sözü edilen özel hastanelerden yasağı dinlemeyenler çıkarsa, onların iki uyarıdan sonra kapatılmaları yoluna gidilebilecek.

\n

Allahtan, yürürlükteki mevzuata göre hekimlerin mesleklerini yapmaktan engellenmesine Tabip Odaları karar verebiliyor da yönetmeliği yapan Bakanlık yasağa uymayan hekimler için böylesine acımasız bir yaptırımı uygulamaya kalkışmayı göze almıyor. Sağlık Bakanına soracak olursanız, yasağı getiren nedeni hekimlerin tam gün görev yapması gibi, hastanelere başvuranların sabahtan akşama kadar aradığı tabibi bulmasını sağlamak türünden bir yanıtla anlatacaktır. Ve bu tür bir açıklama, özellikle sağlığın sosyalizasyonunu savunanların da hastaların da hoşuna gidecek bir yanıt olarak gelecektir.

\n

Oysa fakültelerin ya da öteki kamu hastanelerinin çalıştırdığı hekimlerimiz; özellikle de bilimsel kariyer yaparak doçent, profesör gibi unvanlara hak kazananlara, muayenehane açmadıkları için sadece kamuda çalışan meslektaşlarından farklı parasal bir statü tanıyor mu ki, Akdağ, sadece meslektaşlarının değil, hastaların da ellerini kollarını bağlama yoluna gidebiliyor! Sayın Bakana göre, üniversite ya da öteki kamu hastanelerinde çalışan Türk hekimlere tedavi olamayan hastaların gam çekmelerine de gerek kalmaması için Bakanlık özel ambulans uçaklarla onları yurtdışında tedavi ettirmeyi de üstlenebilecekmiş!

\n

Hekim Bakan, ambulans uçak ve dışarıda tedavi giderini göze kolayca alıyor. Ama yine de burada sadece hastanede çalışmayı kabul edecek meslektaşlarına doyurucu bir tazminat verilmesini aklından geçirmiyor!

\n

Dün bir gazetede, Bakanlığın bu yasağı nedeni ile İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesinde haftada ortalama 700 olan ameliyat sayısının 380’e gerilediği yazılıyordu. Bir başka gazetemiz de Sağlık Bakanımızın gözüne sokar gibi, Antalya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde Cihan Topal adında çift kolu da kopmuş bir hastaya her fonksiyonu yapan iki kolun başarıyla takıldığını duyuruyordu.

\n

Operasyonu yapan operatörümüzün adı, Recep Bey duymasın ama, Doçent Dr. Ömer Özkan. Bu hekimimiz de, yeni yönetmeliğe göre ya doçentlik maaşına talim edecek ya da üniversiteye veda!

\n

***

\n

İyi de tam gün uygulaması hiç mi olmamalı? Özellikle hekimi yeterli olmayan bölgelerimize öncelik tanınarak elbette uygulanmalıdiyor eski Sağlık bakanlarından dostum Dr. Mete Tan. Ve kendi bakanlığı zamanında ilk kez bu yöntemi de uygulamak için ülkenin 6 bölgeye ayrıldığını ve bazı bölgelerde çalışacak olanlara dört ya da beş kat farklı ücret ödendiğini anımsatıyor.

\n

Bir başka dostum Prof. Dr. Nadir Kaya da ülkenin herhangi bir kentinde, tam gün hastanede görev yapmayı kabul edecek olanlara, öteki hekimlerden farklı katsayılar uygulanacak olursa sorunun kolay çözüleceği düşüncesinde.

\n

Sağlık Bakanı topu hekimlere değil, Maliye Bakanına paslamalıdır.

\n\n

Yazarın Son Yazıları

Doğukan'ın Gözyaşları

Devamını Oku
09.01.2013
Anlayan Varsa Beri Gelsin

Devamını Oku
08.01.2013
Şehit İki Pilotun Elleri Yakanızdadır!

Devamını Oku
04.01.2013
Rüzgâr Eken... (02.01.2013)

Devamını Oku
02.01.2013
Yeni Yılın İlk Yazısı

Devamını Oku
01.01.2013
Bir Anketin Düşündürdükleri

Devamını Oku
26.12.2012
ODTÜ'yü Yeni Keşfetmiyoruz ki?

Devamını Oku
25.12.2012
Lider Sultasına Karşı Yargının Tokadı

Devamını Oku
21.12.2012
Erdoğan Diktatör Yetkisi İstiyor!

Devamını Oku
19.12.2012
Komşusu Çok, Dostu Yok Ülke

Devamını Oku
18.12.2012
Rüzgâr Eken... (14.12.2012)

Devamını Oku
14.12.2012
Erdoğan'ın Yok Saydığı Sorunlar

Devamını Oku
12.12.2012
Sarıgül'ün Adaylığı ve CHP

Devamını Oku
11.12.2012
'Büyük Doğu'cu Başbakan'a Yanıt

Devamını Oku
07.12.2012
İçerdeki Liderler Yetmedi, Şimdi Sıra Komşularda!

Devamını Oku
05.12.2012
Orada Bir Devlet Daha Var Başbakan!

Devamını Oku
04.12.2012
Ergenekon Davası Final Aşamasında...

Devamını Oku
30.11.2012
Dokunulmazlığa Dokunmak!

Devamını Oku
28.11.2012
Erdoğan'dan Tarih Dersleri!

Devamını Oku
27.11.2012
Darbe İçin Meydan Okumak!

Devamını Oku
23.11.2012
Darbeleri Araştırmak Neye Yarar?

Devamını Oku
21.11.2012
Cüneyt Ünal Artık Özgür, Darısı...

Devamını Oku
20.11.2012
İsrail Filistin'in Kalbini Döverken

Devamını Oku
16.11.2012
Kılıçdaroğlu Erdoğan'ın Başkanlığına Karşı

Devamını Oku
14.11.2012
Yaşar Büyükanıt Sır Tutmasını Sürdürüyor

Devamını Oku
13.11.2012
Huzurlarınızda Gizli Tanık: Deniz!

Devamını Oku
09.11.2012
Dışişleri Bütçesi Görüşülürken: Esad Hâlâ Ayakta!

Devamını Oku
07.11.2012
Efsanenin Ölümünün 6'ncı Yılında

Devamını Oku
06.11.2012
29 Ekim'den Ders Almak!

Devamını Oku
02.11.2012
29 Ekim Fotoğrafları

Devamını Oku
31.10.2012
Cumhuriyetin Bekçisi Halktır

Devamını Oku
30.10.2012
İki Bayrama Açılan Yazı

Devamını Oku
26.10.2012
Haydi Başbakan, Şu Dış Basını da Sustursana!

Devamını Oku
24.10.2012
İmam Bildiğini Okurmuş!

Devamını Oku
23.10.2012
Fazıl Say Yargılanırken..

Devamını Oku
19.10.2012
Adaletin Kaplumbağa ile Yarışı

Devamını Oku
17.10.2012
360 Oyun Anlamı

Devamını Oku
16.10.2012
Yerel Demokrasinin Ruhuna: El Fatiha!

Devamını Oku
12.10.2012
Bu Cinayeti Hemen Durdurun!

Devamını Oku
10.10.2012
Erdoğan'ın Şam'a Yönelik Kararı

Devamını Oku
05.10.2012