Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Düşük Profilli 20 Temmuz Kutlaması
\n\n\n
Dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ü, Başbakanı Bülent Ecevit’i, Başbakan Yardımcıları Necmettin Erbakan’ı, Orhan Eyüpoğlu’nu, Dışişleri Bakanı Turan Güneş’i, Milli Savunma Bakanı Hasan Esat Işık’ı,Genelkurmay Başkanı Org. Semih Sancar’ı, Kara Kuvvetler Komutanı Nurettin Ersin’i, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Kemal Kayacan’ı ve Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Emin Alpkaya’yı kaybedeli yıllar olmuş.
\nKıbrıs Türklerinin efsane lideri Denktaş’ı da geçen yıl sonsuzluğa uğurladık.
\nSoykırıma uğrayan Türkleri kurtarmak için 15 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a çıkan Silahlı Kuvvetlerimizde görev yapan kaç subay, astsubay ve Mehmetçik hayattadır?
\nBilen var mı?
\n68 general ve amirali Silivri yargılaması gerekçesiyle, üstelik ucu açık bir şekilde tutuklanmış olan ordumuzun Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki ilk denizaşırı görevi için oybirliği ile karar alan Türkiye Büyük Millet Meclisi kendisini 20 Temmuz Kurtuluş Bayramı’nda bir tek kâtip üye ile temsil ettiriyor!
\nDün KKTC internet sitelerinde AKP Milletvekili Mustafa Hamarat’ı KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun konutunda gösteren fotoğraf karesini izlerken burnumun direğinin sızladığını fark ettim.
\nAnavatan Türkiye, “Mutlu Barış Harekâtı”nın 37. yıldönümü kutlamalarına böyle düşük profilli bir temsil ile mi katılacaktı?
\n37 yıl önce, 19 Temmuz’u 20 Temmuz Cuma’ya bağlayan gece yarısında Silahlı Kuvvetlerimizin Girne’den yapacağı çıkarmada rahmetli Rauf Denktaş’ın çektiği heyecanlı bekleyişi, London Daily News’in Ortadoğu muhabiri Harry Scok Gibson “Kıbrıs’ta Soykırım” adlı kitabında nasıl anlattığına bir iki ay içinde yayımlamayı umduğum “Kalbur Saman İçinde” adlı kitabımda şöyle değiniyorum:
\n... Ama büyükelçimiz ve Denktaş, yerel saate göre hareket etmişler ve 06.30 olarak hesap edilen çıkarmanın başlangıç saatinden bir saat önce alarma geçilmiş. Kulağı Ankara radyosunda olan Rauf Bey beklediği haberi alamayınca da haklı olarak telaşlanmış, anavatan bu kez de caydı diye düşünmüş.
\nO sırada da ada üstünde gecenin sessizliğini delen uçaklarımızın sesi duyulmuş Denktaş’ın 19 Temmuz 1974’te yaşadığı o saatleri, Kıbrıs Türk toplum yönetiminin dışilişkilerinden sorumlusu Nail Atalay, şöyle anlatır:*
\n“O gece saat 22.30 sularında ofise gelen Türkiye Büyükelçisi (Asaf İnan) ve eşi, Denktaş’la kahve içtiler ve sonra ayrıldılar. Daha sonra, evime giderken, Denktaş’ın BM Genel Sekreteri’ne gönderilmek üzere hazırladığı bir mektubu teleksle iletmesi ricasıyla büyükelçinin evine götürdüm. Büyükelçi robdöşambrını giymiş, elinde purosu kapıda belirdi.
\n‘Bu nedir?’ diye sordu. BM’ye yeni atanan Kıbrıs Rum temsilcisinin Türkleri temsil etmediğini bildiren bir yazı olduğunu söyledim. Sonra hemen yanındaki kapıdan bürosuna geçti. Kısa bir süre sonra tekrar geldi.
\n‘Oku bana’ dedi. Okuduğumda titrediğini fark ettim. Mektubu elimden aldı. Buruşturdu. ‘Şimdi buna gerek yok’ dedi.
\nTürk ordusunu kastederek ‘Niçin, geliyorlar mı?’ diye sordum. Cevap vermedi. Bunun yerine bana bir soru sordu:
\n‘Denktaş nerede?’
\n‘Uyuyor.’
\n‘Ona kendisini görmeye gelebileceğimi söyle’ \tdedi.
\n……….
\nDenktaş’ın ikametgâhına döndüm ve hizmetçiye onu uyandırmasını söyledim. Aşağıya mayo giymiş olarak geldi. Büyükelçinin söylediklerini kendisine aktardım.
\nSırrın bana da açıklanacağını umarak ‘Şifreli bir mesaj olabilir’ dedim. Ama Denktaş, yanımdan ayrıldı ve yandaki kapıdan bürosuna geçti.
\nKısa bir süre sonra, büyükelçi telefonla Denktaş Bey’i aradı ve bir görüşme gerçekleşti. Konuşulanlara kulak misafiri olmak için ölüp bitiyordum, fakat dinleyebilmem imkânsızdı.
\nSonra Denktaş, yüzünde büyük bir gülümseme ile parmaklarını şaklatarak ve dans ederek bürosundan çıktı. Çok neşeliydi.
\n‘Neler oluyor?’ diye patladım.
\n‘Lütfen yolumdan çekil. Çok sıkıştım!’ Bu, ondan alabildiğim tek şeydi. Sonra, bana ‘Türk Büyükelçiliği’ne gidiyorum. Ben dönene kadar burada kal’ dedi.
\n15 dakika sonra elinde bir viski şişesi ile döndü. Bekleme odasında, benimle beraber, yürütme kurulundan üç üye vardı. Bizleri, bürosuna davet etti. Şişeyi, masasına koydu, o zamanlarda yanında taşıdığı tabancasını çıkardı ve viskinin yanına sürdü. Saat gece yarısını geçmişti ve tarih 20 Temmuz’du.”
\n***
\nNe yazık ki birçoğumuz için günümüzde bir şey ifade etmeyen; hatta Ertuğrul Kürkçü gibi kimi BDP milletvekillerinin “Türkiye Kıbrıs’ta ne arıyor?” diye sormasına yol açan 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı’ndan küçük bir anı demeti...
\nNe yazık ki, bugünkü AKP iktidarı, Kıbrıs Türk’ü ile ilişkisini her bakımdan gevşetmektedir.
\n2012’de Londra’da yapılacak olimpiyatlarda, KKTC’nin değilse, Kıbrıslı Türk sporcuların olsun katılmalarını sağlamak üzere, Britanya Kıbrıslı Türkler Derneği Başkanı Çetin Ramadan, Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Jacques Rogg’e bir mektup yazarak “Bize yardımcı olunuz” çağrısını yapmış.
\nGençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Uğur Erdener gecikerek de olsa üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeliler.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu