Kültür Bakanı'sız Açılan Festival!

11 Ekim 2011 Salı
\n

Adanada Altın Koza ve Antalyada da Altın Portakal adları ile yapılan iki festival de, çağdaş kültür yaşamımız için sadece içe dönük etkinliklerin sergilenmesi ile yetinmeyen; aynı zamanda dış dünya ile evrensel bağlarımızı da kurmaya yönelik birer aydınlanma penceresi açan çalışmaları içeriyor.

\n

Benim gibi açılış törenini bir haber televizyonu kanalının canlı yayınından izleyenlerde bu yıl Ve Kadın Dünyaya Dokundu gibi son derecede insancıl bir tanımlama ile açılan festivalde Kültür Bakanının yer almayarak, açılış için yerine Telif Hakları Genel Müdürünü görevlendirmiş olması tepkiye neden oldu.

\n

48’incisiyle sınırlı değil Kültür Bakanının Antalya Kültür Festivaline boykotu. Geçen yıl yapılan 47nci fesitavale de aynı direnme boykotu yapmış olan Ertuğrul Günay, Antalya ve Antalyalıları yeterince sevmiyor desem, kendisine haksız bir suçlama yöneltmiş olurum.

\n

Çünkü yiğidi öldürsek de hakkını vermek gereğine inananlardanım. Sayın Günay bu topraklarda bin yıl önce yaşamış Heraklisin, yani Herkülün vücudunun bir bölümünün kaçırılarak Londra Müzesinde tutsak gibi sergilenmesini önleyen girişimi başarı ile sonuçlandıran ve o büstü tamamlayarak Antalya Müzesindeki yerine koydurtan Bakan olarak, CVsine olumlu icraatlar da yazdıracaktır.

\n

Ama gelecek kuşaklar Günayın uzun ve hayli renkli özgeçmişini okurken hemen her satırda olduğu gibi ülkesinin en büyük kültür etkinliklerinden birisi olan Altın Portakal ödüllerindeki yerini almayışının nedenini, bu Büyükşehirin Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydının, kendisinin de bir zamanlar iştiyakla bağlı olduğu Cumhuriyet Halk Partisinin üyesi olarak o göreve gelmiş olmasında ve görev süresi içinde de çağdaş, evrensel kültürümüzün dışa açılması için özveri ile çalışmasını içine sindiremeyen bir Başbakanın kabinesinde bulunmasında arayacaklardır.

\n

***

\n

Keşke gelmiş ve festivalin Sanatta Sosyal Sorumluluk Ödülü almış olan değerli sanat adamımız Rutkay Azizin TV ekranlarımızdan gönüllerimizi de aydınlatan şu konuşmasına tanık olmuş olsaydı:

\n

Umarım, faşizm ve darbe döneminden geçen ülkelerin sinemacıları da bu örneği kendi ülkelerinde paylaşırlar. Dilerim bu ödülü hak etmişimdir.

\n

Ola ki bir döneklik olursa, bu verdiğiniz ödülü geri alma hakkına sahipsiniz.

\n

Gerçek sanatçılar ülkesinin ve dünyanın gerçeklerine tanık olmakla yükümlüdürler. Benim ülkemde hukukun üstünlüğünün yitirildiği, adaletsiz bir kalkınma girişiminin hızla yol aldığı, parasız eğitim pankartı açan öğrenci arkadaşımın 16 ay hapis yattığı... Dünyanın hiçbir yerinde kadın, çocuk, bu kadar tacize maruz kalmıyor. Dünyanın gerçeği savaş çığlıkları, işgal, sömürü...

\n

Sanatçının sadece festivalin açılış töreninin gerçekleştiği salondaki davetlilerden gelen alkışlarla sınırlı olmadığına inandığım desteklere evlerindeki TVlerin başından da katılanlar arasında, parasız eğitim pankartı açtıkları için aylarca tutuklu kalan çocukların anneleri de o alkışlara gözyaşlarını katarak katılmış olmalılar.

\n

Anne acısını saygı ile karşıladığım ve paylaştığım Sayın Başbakan;

\n

Umarım o çocuklara böylesine ağır bir tutukluluk sürecini ceza olarak gören adalet düzenimizdeki çarpıklıkları yüreğinde taptaze anne acısı taşıyan vefalı bir evlat olarak siz de fark etmiş olmalısınız.

\n

Benim rahmetli annem, bir devlet terörü sonucunda, 6/7 Eylül olaylarının sorumluları arasında olduğu suçlaması ile 4 ay 20 gün yattıktan sonra salıverilen oğlunu bağrına bastığı günün gecesinde, o tutukluluk süresi içinde yerde halı üstündeki gecelemelerine son vererek yatağına geçtiğini söyleyerek sevinç gözyaşları dökmüştü.

\n

Bugün de başka evlerde binlerce anne aynı gözyaşları ile uykusuz geceler geçiriyor Sayın Başbakan.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları