30 Haziran’da halkın oyları ile oluşan 24. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi, 15 Temmuz Cuma günkü oturumunda, Silvan’da teröristlerin pusuya düşürerek şehit ettiği 11 evladımızın hatırasını andı.

Söz alan AKP, CHP, MHP milletvekilleri bu doğrultuda konuşmalar yaptılar. Hükümet adına Devlet Bakanı Beşir Atalay bu konuşmaları yanıtladı.

Parlamento, anımsadığım kadarı ile daha sonra 1 Ekim’e kadar çalışmalarına ara verdi.

Bu yazıyı kaleme aldığımda tarih 18 Ağustos 2011’di. Önceki gün Hakkâri’de şehit verdiğimiz 8 askerimizin memleketlerinde toprağa veriliş törenlerini, milletvekillerimiz de tatil beldelerinde ya da seçim bölgelerinden bizler gibi TV ekranlarında yayımlanan haberlerden izlemiş olmalılar.

Aralarında tarih meraklıları varsa onlar, Kurtuluş Savaşımızı yapan ve yöneten 1. ve 2. Millet Meclis’lerinin, düşman toplarının sesleri Polatlı’dan duyulurken Ankara’da nasıl görev yaptıklarını tutanaklardan okumuşlardır.

O nedenledir ki, bizim parlamentomuzun bağımsızlık savaşımızdan kalan bir adı da “Gazi Meclisi”dir.

Ülkenin Güneydoğu’sunda, son bir aydan bu yana verdiğimiz şehit sayısı 30. Önceki gün ise 8’dir.

TBMM’nin, terörün geldiği bu noktada tatilde olmasını, seçmenlerin eminim önemli bir bölümü içlerine sindirmekte güçlük çekmektedir.

“Bıçağın kemiğe dayandığını” söyleyen Sayın Başbakan, ne muhalefet partileri liderlerine bilgi veriyor ne de onlarla bir araya gelip sorunun askersel ve politik çözüm seçenekleri üstünde görüş alışverişi yapmayı içine sindiriyor!

Hem bu ana sorun, hem de komşu Suriye’de devam eden olaylar nedeniyle Dışişleri Bakanımızın, CHP Genel Başkanı’na bilgi vereceği haberleri erteleniyor.

Gerekçe olarak da Kılıçdaroğlu’nun kendisi hakkında eleştirel konuşmalar yapması bahane olarak öne çıkarılıyor.

Anlı şanlı bir hükümet üyesi, muhalefet lideri ya da milletvekilinin kendisine yönelik eleştirilerine bile tahammül göstermiyor. Kendi grubunun “kuzuların sessizliği” içinde olmasına alışmış. Muhalefetten de öyle bir tavır bekliyor. Anlaşılan Sayın Davutoğlu 46’lı yılların çok partili hayata geçiş çalışmalarında, yurttaşı alıştırmak amacı ile Milli Şef İsmet İnönü’nün oluşturduğu Müstakil Grubun, bugün CHP ve MHP’de geçerli olmasını düşlüyor.

***

Böyle bir ortam içerisinde, Sayın Cumhurbaşkanı’nın, bugün Millet Meclisi Başkanı ile ana muhalefet liderini davet ederek onlara dün yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararları doğrultusunda bilgi vermesi, bence Sayın Gül’ün sağduyulu hareketlerinin gereği olarak değerlendirilmelidir.

Herkes biliyor ki, Milli Güvenlik Kurulu’nda yapılan görüşmeler ve hükümete yönelik tavsiye kararları gizlidir. O gizliliğe aykırı hareket etmek suçtur.

Ancak ülke çıkarları gereği, dünkü MGK toplantısında, terör sorununa güvenlik birimlerinin ve askerin bakışı masaya yatırılmıştır.

Onlar üzerinde, kimin ne düşündüğünü öncelikle bilmesi gereken de Millet Meclisi Başkanı olmalıdır.

..Ki, bir aydır tatil yapan milletvekillerine, 1Ekim’i beklemeyin işbaşı yapın denilsin.