Başbakan’ın neştersiz ve dikişsiz olarak geçirdiği bir bağırsak operasyonundan sonraki nekahet süreci, kendi vücudunda değil, yürütme erkinin yapılanmasında bile artçı depremlere neden oluyor.

“Sporda Şiddet ve Şike Yasa Tasarısı”nın bir kez daha görüşülme istemiyle Cumhurbaşkanı’nca TBMM’ye gönderilmiş olması, veto olasılığını beklemeyen çevrelerin gündeminin birinci sırasına yerleşti.

TBMM gündemine gelen her teklif için el kaldırırken “büyüklerimiz bizim yerimize düşünür” mantığı ile hareket etmeyi alışkanlık haline getiren iktidar milletvekili, Çankaya’nın kırmızı ışığından dolayı şaşırmış olduğunu gizleyemiyor.

Sanki Türkiye’nin iç ve dış politikalarında kökten değişiklikler olacakmış da Cumhurbaşkanı bu hazırlıkların eyleme geçmesini engellemek amacıyla söz konusu yasayı onaylamamış şaşkınlığının iktidar milletvekillerinin çoğunu etkilediği ortada.

O nedenledir ki Cumhurbaşkanı, bu yazı tamamlanırken dün saat 16.45’te İstanbul Atatürk Havaalanı’nda bir açıklama yapacağını sabahtan kamuoyuna haber verme gereğini duymuştu. Dahası, yine dünkü gazetelerde yer aldığına göre Başbakan’ın “aynen devam” direktifi de telefon mesajıyla AKP milletvekillerine iletilmişti.

Bütün bunların nedeni, hükümetten gelen yasa tekliflerinin genel kurula inmeden önce özellikle iktidar partisinin grup toplantılarında tartışılmamasından olmalıdır. Dahası muhalefet partilerinin milletvekilleri de kendi grup yönetim kurullarının verdiği direktife göre bu teklifler üstünde görüş belirlemekte, çoğunlukla genel kurulda kürsüye çıkan kendi sözcülerine, maestrolarının işaretlerine uyan orkestra elemanları gibi davranmaktadırlar.

Ancak unutmamalı ki en başarılı icrada bile senfoninin kakofoniye dönüşmemesi için orkestraların konser öncesinde prova yapma zorunluluğu vardır.

Parti yönetimleri grup toplantılarını genel başkanların salı vaazlarına döndürmek yerine, Meclis gündemlerini incelemek için değerlendirmiş olsalar, biz sade yurttaşları da “Siyasi partilerimizin demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğuna” yürekten inandırırlar.