Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

3 Koltuk Boşalıyor - 6Erdoğan'a Hançer?!

19 Aralık 2011 Pazartesi
\n

Dünkü yazımda, cemaat ve AKPnin yakını Nihal B. Karacanın yazısından alıntı yapmıştım (11 Aralık Habertürk). Bir Bakan Pensilvanyaya giderek F. Gülene, cemaatin devlet kadrolarına yerleşmek için doymak bilmez isteklerinden şikâyetçi olmuş, ver Allah verdikçe daha fazlasını istemelerinden rahatsızlıklarını dile getirmişti.

\n

Buradan, devlet kadrolarının cemaat tarafından yağmalandığı dışında çıkartılacak önemli bilgi, cemaat ile AKP arasındaki bölüşüm ilişkilerinin, AKPyi taciz noktasına ulaştığıdır.

\n

Her zaman yazarım, cemaat ile AKP iki ayrı (siyasi) örgüttür. Tamamen farklı iki ayrı liderliği, amaç ve hedefleri vardır. Cemaat ile AKP tarihsel bir kesitte birbirleriyle örtüştü. Cemaat, AKP kabuğu altına girdi, oradan, partinin içini, üstünü, altını, Erdoğanı oyma faaliyetlerinde önemli bir mesafe aldı. AKP giysisi içinde herhalde bakanları da vardır, parti liderleri de.

\n

Cemaat, örgütlü-yeminli bir güç, din tabanlı görünüşlü büyük bir toplumsal menfaat şebekesidir. Fatih Altaylının F. Gülene yönelttiği yani bir Mason örgütü gibi mi sorusuna aldığı yanıt da öyle de diyebilirsiniz..” olmuştu!

\n

Ama aynı zamanda büyük bir siyasi örgüte dönüşmüştür cemaat. (Bknz. 12 Temmuz 2010 tarihli Cemaat Apolitik mi? yazım) Mason teşkilatlanmasıgibi her yere nüfuz ediyorlar. Ama onları katbekat aştılar. AKP içinde, toplumu dönüştürme projelerini gerçekleştiriyorlar. Bu arada tabii ki AKPyi de..

\n

AKP bir kabuktur. Kabuk içinde bir istila hareketi vardır. İşaretler, adalet mekanizmasını önemli ölçüde cemaatin denetlediği, siyasi-operasyonel bütün işleri de (yargı, özel mahkemeler, polis) adamlarının yürüttüğü yönünde.

\n

***

\n

Erdoğan bunun ayırdında! Cemaat ile Erdoğan arasındaki gerilim, sandığımızdan çok fazla. Öyle ki bir bakan taaa Pensilvanyaya gidiyor!

\n

Bizim günlük siyaseti izleyen gazeteci yorumcularımız sanıyor ki, karşımızda bütünsel bir blok var! Onlar en sonunda anlaşırlar ve bütünleşirler demek bir siyasi yorum değildir. Aralarında anlaşma-uzlaşma olacaksa, bunun nasıl olacağı belirleyici olandır!

\n

Erdoğan ile adamlarının (B. Arınç) şüphesiz ki en barizi olan gazeteci tutuklamalarındaki işgüzarlıklar, hukuksuzluklar ve bütün davaların uzayarak işkenceye dönüşmesi konusunda rahatsızlıkları ciddidir. Gözaltılar bizim talimatımız değil, güvenlik, emniyet, savcılık yetkilerini kullandı, bu süreçlerin süratle neticelendirilmesi arzumuzdur”, Erdoğanın rahatsızlığının dışavurumuydu. Çünkü bunun bütün siyasi yükünü Başbakan taşıyor. İnşa ettiği dünya politika kariyerinin bunları taşıyamayacağını görüyor!

\n

Yargılama sürecini kontrol eden cemaatin ise böyle sorumluluğu yok. Hile hurda, sahtecilik, hukuksuzluk... Bunların hepsi birer araç onlar için! Toplumu istedikleri yönde dönüştürme-değiştirmenin araçları!

\n

***

\n

Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve parti liderliği koltuklarının 2014te boşalması, cemaat ile Erdoğan arasındaki gerilimi tırmandırdı ve yeni saflaşmaları erken tetikledi.

\n

Şike yasasını değiştirme sürecindeki yalpalanmalar, Erdoğanın çevresinin ne kadar kırılgan olduğunu ve çoğunun kendisini satacağını gösterdi! AKP büyük bir dalgalanma yaşadı! Hele Arınç! Özellikle Erdoğanın hastalığı döneminde sık pozisyon değiştirdi.

\n

Erdoğana karşı, “Biz biat eden kimseler değiliz bile dedi! Erdoğan kesin talimatını verince, özür diledi! Bu özürün de büyük bir haslet olarak değerlendirilmesi çok komikti doğrusu! Siyasi bir derin yalpalanma sonucu gelen özür, ancak durumu ve pozisyonu kurtarmakdemektir!

\n

Çünkü Erdoğan hâlâ güçlüdür ve önümüzdeki iki yıl bilinmezlikle doludur!

\n

Bu derin yalpalanma acaba şunu da gösterdi mi: Cemaatin, Erdoğanın yakın çevresinden bir kısmını esir aldığını ve etkisini?

\n

Erdoğan şunu gördü mü: Cumhurbaşkanlığı Köşkünün, günlük siyasette etkisinin kırıldığı bir sürgünyerine dönüştürülmek istendiğini?

\n

Bu amaçla, Erdoğan ve çevresinden bir kesim, Gülün başbakanlığına oynayacaktır. Yeni saflaşmalar bu eksende olacak. Erdoğanın anayasal bakımdan güçlendirilmiş bir başkanlık rüyası, sadece bir rüya olarak gözüküyor bugün için..

\n

Erdoğan ya teslim olacaktır, o zaman siyasi kariyerini de sonlandıracaktır ya da gücünü en azından koruyacaktır.

\n

Bunu belirleyecek olan, boşalacak 3 koltuğun nasıl ve hangi ilişkiler ve uzlaşmalar çerçevesinde doldurulacağıdır.. Cumhurbaşkanlığı koltuğu da siyaseten bir bilmecedir! AKP bu koltuğu kaybedebilir; ekonomik ve toplumsal gelişmeler bunu gösterecek. Tabii bir de muhalefetin gücü!

\n

Acaba koşullar ne olursa olsun, Erdoğan, Cumhurbakanlığına aday olur mu?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları