Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ne yapmalı; pasiflikten aktifliğe yol arayışı...

21 Ekim 2024 Pazartesi

Yenidoğan çetesi gibi soysuz varlıkların toplumu değersizleştiren, bir anlamda çukurunu kazması, her türlü çeteleşmenin giderek toplumu sarması, sabahtan akşama kafası salt nasıl ve nereden para kazanırıma kurgulanmış ve bunun için de her türlü edepsizliği yapmaya hazır bir kitlenin giderek topluma egemen olmaya doğru koşması karşısında kıyamet koparıyoruz, dedik dünkü yazıda.

Ayrıca ülkeyi yönetenlerin böyle bir sistemi yukarıdan aşağı ve aşağıdan yukarı teşvik ettiğine vurgu yaptık. Bağımsız ana denetim mekanizmalarının devre dışı bırakılması veya siyasi keyfe keder hale gelmesi, çığırından çıkma halini ve başıboşluğu muazzam teşvik ediyor.

Dedik ki ahlaksızlığın çukurunda yaşayanlar aktif, bizler ise pasifiz ve ne yapacağımızı bilmiyoruz, bir önderlik eksikliği var toplumda.

Evet ne yapacağız?

SİVİL TOPLUM HAREKETİ

Rıdvan Budak, eski sendika lideri ve milletvekili yazıyor:

(Dünkü) “Yazınızı okudum, bizim evde bizim mahallede ve bizim memlekette olanları bir güzel özetlemişsiniz. Hepimiz stres içindeyiz. Bir avuç ahlak yoksunu kural tanımaz yönetici insan bütün bu olumsuzlukların müsebbibi. Burayı aşmanın yolu siyasetten ve sivil toplum örgütlerinin duyarlılığından geçiyor.”

 “Aslında düzgün olanların duyarlılığının ve tepkilerinin bir araya getirilmesi ve örgütlenmesi gerekiyor; bu güvenle yapılabilecek bir iştir. İş yine başa düşmektedir. CHP ve sivil toplum bir araya gelmeli, konuşmalı, tartışmalı ve bir çıkış yolu bulmalı, bunu teşvik ediniz. Daha kötüsü var mı bilmiyorum ama aynı kuşağın insanları olarak biliyoruz ki eski Türkiye’de yalnız dünkü hastane olayı bile ilgili bakanı veya bakanları süreç içinde de hükümeti götürürdü...”

KENDİNİ KORUMA FELÇ

Ben hastanelerdeki ahlaksızlık hareketinden siyasal yönetimin haberdar olmadığına inanmıyorum. SGK (ve Sağlık Bakanlığı’nı) hortumlama süreci bizzat bu iktidarın yönetim anlayışının bir sonucudur.

Her şeyin tek adama bağlı olduğu, sistemin kendiliğinden herhangi bir izin almaya gerek görmeden kendini koruma, savunma mekanizmasının felce uğratıldığı, sistem içinde liyakatsizliğin egemen olduğu her (sözde) organizasyon çürür. Belki de böyle olması isteniyor. Bu kapsayıcı ve kurumsal yapıların varlığının mezara gömülmesinin sonucudur, isteseniz de istemeseniz de.

Doktorların “performans”a göre (bunu sonra ilk ağızdan yazacağım) para kazandığı bir sağlık sistemini dayatan iktidar, kendi çukurunu da kazmıştır. Hastaların tamamen aleyhine işleyen sistemin adına aslında eski bir sokak ağzıyla konuşursak “5 dakikada Beşiktaş” diyebiliriz. Ama her türlü savurganlığın ve bir anlamda yanlışlığın da kaynağı.

BUDAK’IN ÖNERİSİNE GELİNCE

Evet sağlıksız, herkesin vurgun kapısına dönüşen, sağlık adı altında para kazanma ahlaksızlığına batan, liberalliğin en rezil uygulamasına dönüşen sistemi, Türkiye çapında tartışmaya açmak ve değişmesini sağlamak için koşullar müthiş uygun.

Toplumu geniş ve örgütlü olarak bu tartışmaya katmak nasıl olur?

CHP’nin kendi içinde değil, ülke sorunlarına mahalle çapında sahip çıkarak tartışma ve bilinçlenmede, belki de demokrasinin tabana yayılmasında ve sahiplenmesinde süreklilik kazanacak örgütlenmesi nasıl mümkün olabilir?

Toplum önderlik bekliyor.

Bu, belki de CHP’ye hiç ihtiyaç da olmadan başarılabilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları