Sancar, İsmet İnönü, Ata ve bilim

22 Mayıs 2016 Pazar

Önce şu metni okuyun:
Erdal’a 1948: Bütün kuvvetimizi ve tesellimizi senin ilim adamı olarak yetişmene hasretmeye uğraşıyoruz. Var ol evladım, sıhhatin ile, neşe ile memlekete faydalı bir ilim adamı olarak yetişmeye çalış. İyi bir akademik tahsile ne kadar ehemmiyet verdiğimi bilirsin. Hepimiz öğrenme, hem de akademik ilim düşkünüyüz. Bunun zevki ve şerefi aile içinde sana nasip olacak. Hepimiz seninle ayrıca iftihar duyacağız. Seçkin bir ilim adamı yetiştirmek bir aile için ne mutlu. Hep iyiyiz. Gözlerinizden öperiz.
İsmet İnönü

***

Yer Pembe Köşk. Özden Toker, tarihi büyük toplantıların müze evin şimdiki sahibesi, İnönü Ailesi, Aziz Sancar onuruna verdiği yemekte, önceden arşivden çıkarıp hazırladığı bu etkileyici mektubu okuyor.
Tabii, mektup Erdal İnönü’ye yazılıyor. İnönü ABD’de doktora yapıyor.
İsmet İnönü oğlunu teşvik ediyor. Akademik ilim düşkünüyüzdiyor, bunun ne büyük şeref olduğunun altını çiziyor, “memlekete faydalı” ifadesini kullanıyor. Seçkin bir bilim insanına sahip olmanın aile için mutluluk kaynağı olduğunu yazıyor..
Nerede böyle bir devlet adamı kaldı günümüzde?
Oğullarını zengin etmeye yönelik faaliyetleri ilk sırada yer alan bir iktidar yapısından bahsediyoruz. Bunlardan biri “ne yani oğlum ekmek parasını kazanmasın mı” diye de savunma yapmıştı.

Sancar ve İnönü
Aziz Sancar, toplantıda kısa ve öz konuşmasında, Cumhuriyet’in bilime verdiği önemi vurguladı ve Nobel Ödülü’nü Atatürk’e Cumhuriyet yönetimine ve kurduğu eğitim sistemine borçlu olduğunu, bu okullarda mükemmel öğretmenleri sayesinde çok iyi eğitim aldığını söyledi. Ayrıca İsmet İnönü’yü de andı. Einstein’in İnönü’ye yazdığı mektubu, Atatürk’ün Üniversite Reformu’nu ve Alman bilim adamlarını ülkeye davetini anımsattı. “Benim de çok yi Alman hocalarım oldu üniversitede” dedi.
Özden İnönü Toker, Sancar’ın bu konuşmasının ardından İnönü’nün Erdal Bey’e yazdığı mektubunu çıkardı ve okudu!
Aziz Sancar’ın anlattığı ile İnönü’nün mektubu ne kadar örtüşüyor ve birbirini destekliyordu!
Not: İnönü, oğluna 400 kadar mektup yazdı!
Yanında oturmakta olduğum için Özden Hanımefendi’nin okuduğu mektubun fotoğrafını çekebildim. Sancar da cesaretle izin alarak o da fotoğrafını çektirdi mektubun.

Cumhuriyet bilim temelinde inşa edildi
Şimdi mektubu yeniden okuyun lütfen.
İsmet İnönü’nün bilime verdiği önem, Cumhuriyetin bilime bakışıdır.
Kurtarıcı ve Kurucu’ların Cumhuriyeti, bilim, bilimsel bilgi temelinde nasıl da inşa ettiklerinin belgesidir.
Öyle ki, “memlekete faydalı” olması için oğlunu bilim insanı olmaya özendiriyor İnönü.
Erdal İnönü de gerçekten ABD’de çok parlak bilim doktorasını verdi. 1963 yılında Nobel Fizik ödülü kazanan, ünlü fizikçi Eugene Wigner, doktora hocasıydı. O süreçte Princeton Üniversitesi’nde, Grup Teorisi’nde yeni olan Wignerİnönü Büzüşmeleri diye bilinen buluşunu yaptı ve bilim kitaplarına girdi.
Aziz Sancar tabii ki bu kurucu devlet adamlarının açtığı yolda ilerleyerek Nobel’e uzandı, bunu da ülkesiyle iftihar ederek söylüyor.

***

“Türkiye’de ilim adamları arasında ecnebi müellifler tarafından site edilen kaç kişi ve kaç eser vardır?”
Yıl, 1931, Atatürk’ün Darülfünun’u (son) ziyaretinde sorusu

Ata’nın o müthiş sorusu
Kaynak: Kadro Aylık Fikir Mecmuası, 1933
Ata’nın şu sorusu da bilim cumhuriyeti isteğinin kanıtıdır: “Türkiye’de ilim adamları arasında ecnebi müellifler tarafından site edilen kaç kişi ve kaç eser vardır?” Yıl, 1931, Atatürk, Darülfünun’u (son) ziyaretinde bu soruyu soruyor. Bu anektod, Dr. Muhlis Etem’in, Kadro Aylık Fikir Mecmuası, 1933 tarihli sayısında, “Bizde kürsü iktisatçıları ve iktisat ilmi” yazısında geçiyor. Bu derginin tıpkıbasımı yapıldı. Tam cümle şöyle: “Cumhuriyet hükümeti adamları başta Büyük Gazi olmak üzere Türkiye’de ilim hareketini takip ediyordu. Mülga (ilga edilmiş, kapatılmış) İstanbul Darülfünunu iki sene evvel ziyaretleri esnasında müderrislere en can alıcı suali sordular: Türkiyede ilim adamları arasında ecnebi müellifler tarafından site edilen kaç kişi ve kaç eser vardır?”
İşte Sancar bu bakışın ürünüdür.

Keriman Halis ve Nutuk’tan
Dahası var: Mustafa Kemal 1932’de ilk Dünya güzeli seçilen Keriman Halis’e gönderdiği mesajda şöyle der: “Övünç duyduğumuz tabii güzelliğinizi fenni tarzta muhafaza ediniz. Bununla beraber asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey ... yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini tutmaktır.”
Ve NUTUK’u şu sözlerle sonlandırır: “Efendiler bu beyanatımla milli hayatı son bulmuş farzedilen büyük bir milletin istiklali nasıl kazandığını ve bilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan milli ve modern bir devleti nasıl kurduğunu ifadeye çalıştım.”
Sağ ol Aziz Sancar..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları