Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Demokratikleşme Paketi (1)
Uzunca bir süredir, “Demokratikleşme Paketi” olarak anılan bir torba tasarı üzerinde çalışmalar yapılıyor.
Daha önce de yapılan benzer çalışmalar sıra numarası verilerek ve “Yargı Paketi” denilerek yasalaştırıldı.
Özellikle ifade özgürlüğünün önünü açacağı ileri sürülen paketler şunu gösterdi ki, düzenlemelerde yandaşları koruyup gözetme ilkesine ağırlık verilmişti.
Örneğini hemen 3’üncü paketle verebilirim.
Adalet Bakanı Ergin, 2010 yılının başında İstanbul’da gazeteci ve meslek örgütü temsilcileri ile bir araya geldi. Verdiği bilgiye göre gazeteciler hakkında 5 bin dolayında soruşturma açılmıştı. Görüşmede bu sorun görüşüldü. Önerilerde bulunuldu.
Daha sonraki süreçte 10 bine ulaşan soruşturma ve kovuşturma dosyalarının başlıca nedeni, Türk Ceza Yasası’nın 285 ve 288’inci maddelerine aykırılıktı.
285’inci madde “Soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmesi”, 288’inci madde de “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlarına ceza öngörüyordu.
Kümelenmenin nedeni de iktidara yakın 4-5 gazetenin Ergenekon ve Balyoz davaları ile ilgili henüz açıklığa kavuşmamış iddia belgelerinin tek yanlı olarak yayını ve yorumuydu.
Üçüncü Yargı Paketi çıktı ve yandaşlar, ya dosyaları işlemden kaldırılarak ya da ertelenerek kurtarıldı.
Bunu bir eleştiri olarak değil, bilgi olarak aktarıyorum. Zaten, Başbakan’ın bile, MİT olayı nedeniyle adil olmadığını söylediği yargının eleştirilmesinin suç sayılması bize özgü bir gariplikti.
Demokratikleşme Paketi oluşturuladursun, hem ifade özgürlüğünün hem de kişilik haklarının önündeki en önemli engellerle ilgili iki yasa tasarısı TBMM saflarında kuzu kuzu yatıyor.
Birincisinin üzerinden 5 yıl 4 ay geçmiş. 22 Nisan 2008 günü TBMM Başkanlığı’na sunulan tasarının adı: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı.
Tasarının 1’inci maddesi, amacı şöyle açıklıyor:
“Bu kanunun amacı; kişisel verilerin işlenmesinde kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı ile temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin uyacakları esas ve usulleri düzenlemektir.”
Avrupa Konseyi’nin 28 Ocak 1981’de imzaya açtığı ve Türkiye’nin de katıldığı “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesi” de bu sayede yıllar sonra anımsanmış oluyor.
Ama kişisel verilerin kimi devlet kurumları tarafından satışa sunulduğu, kredi kartı ve cep telefonu almak için doldurulan formlardaki kişisel bilgilerin istenilen alanlarda değerlendirildiği, hatta son günlerde Milli Eğitim’deki öğrenci bilgilerinin ortalığa saçıldığı haberlerine karşın tasarının anımsanmaması anlaşılır gibi değildir.
Bana sorarsanız tasarının uykuya yatırılmasının ana nedeni, yasalaşırsa Ergenekon ve Balyoz davalarının zora gireceği korkusudur.
Yasa çıkarılsaydı kişisel sorumluluktan yasa değişikliği ile kurtarılan özel yetkili mahkeme yargıç ve savcılarının hem başı ağrıyacak hem de dayanılan belge ve bilgilerin bir bölümü yasadışı durumuna düşecekti.
Önümüzdeki demokratikleşme girişiminin ilk adımı, şayet demokratikleşme isteniyorsa bu tasarı olmalıdır.
İkinci kuzu pazartesi günü...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu