Eskiden birine 40 gün “delisin” denildiğinde delireceğine ilişkin yaygın bir söylenti var.
İnanılarak mı yoksa ağız alışkanlığı olarak mı söylenirdi anımsamıyorum.
Bazı günler pek sık duyardık.
Şimdilerde pek kulağıma çalınmıyor.
Ama aynı yöntem günümüzde kılık değiştirerek karşımıza çıktı.
Aslı astarı olmayan olaylar ve suçlamalar daha 40 güne ulaşmadı ama bazen günde üç-beş kez yinelenir oldu.
İşin kötüsü ya ayıp olmasın diye ya da yalakalık olsun diye doğru kabul edilip yorumlar yapılıyor.

Şurası bir başka gerçek ki, Taksim Gezi Parkı’ndaki gençlere sabahın köründe yapılan tazyikli sulu, gaz fişekli saldırının yarattığı ortam, iktidarın başını ve dolayısıyla da partisini büyük ölçüde sarsmış görünüyor.
Halk deyimiyle cinlerinin tepelerine çıktığı anlaşılıyor.
Sakin olmaya çalışsalar da bir zaman geliyor ve zurnanın zırt dediği ana ulaşılıp veryansın ediliyor.

“Türkiye’de kökü dışarıda olmayan ne var” sorusuna yanıt ararsanız fazla zorlanmazsınız.
Türk mutfağının özgün yemekleri, şiir ve masal dışında kökü dışarda olmayanları bulmak zordur.
İslamiyet Arabistan’da, ilerisine ulaştırdığmız demokrasi Avrupa’da doğmuştur. İnternet teknolojisi de ABD’den alınmadır.
Sadece AKP değil önceki iktidar partileri de işlerine gelmeyen ya da kendi yanlışlarından kaynaklanan olumsuzluklara karşı doğan tepkilere “kökü dışarıda” kulpu takmaya çalışmışlardır.
Gezi Parkı’nda geceleyen eylemcilere yapılan acımasız saldırının yarattığı tepkiyi dış odaklara bağlamakla yetinmeyip, ölçüsüz sertliğin ekonomiyi ve turizmi vurmasını bile hayali lobilere fatura etme gayreti kimi çevreler dışında inandırıcı olmamıştır.
Ekonomide başarıların lafta kaldığını Cumhuriyet’te Erinç Yeldan, Hürriyet’te Ege Cansen ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, hem de devletin resmi belgeleriyle ortaya koymuşken, başarıda ısrar etmenin ne anlama geldiğini varın siz hesap edin.

Günlerdir yinelenen ama gerçek olmadığına ilişkin fotoğraf ve video kayıtları ortadayken suçlama aracı yapılan iddiaların başında “Camide içki içildiği ve seks yapıldığı” geliyor.
Belgelerle ve resmi raporlarla yalanlanan iddialar arasında da “Polisi öldürdüler, polisler kurşun atmadı” yer alıyor.
Hâlâ kanıtlanması beklenen ama MOBESE kayıtları bir türlü ortaya çıkmayan ve yinelenmesine karşın zihinlerde soru çengeli oluşturan şu iddia da sonuçlanmayı bekliyor.
“Kabataş’ta 6 aylık çocuğu ile yürümekte olan türbanlı kardeşimize saldırdılar, tartakladılar. Kendine geldiğinde üstü idrar kokuyordu.”
Üstelik saldırı (!) sırasında 6 aylık bebeğin, annesine kavuşana kadar ne olduğu da bilinmiyor.

Gerçekdışılıkla gerçeğe ulaşılacağını sanan yandaşların da pek sesleri çıkmıyor.