Hayal Kırıklıkları...

17 Mayıs 2012 Perşembe
\n

\n

Adalet ve Kalkınma Partisini diğer partilerden ayıran en önemli özellik, bir adım atmadan önce üç dört adım sonrasını da düşünerek gündem yaratmasıydı.\n

\n

Bunu da ülkedeki gerginlik çıtasını düşürmeme konusundaki kararlılığı, kavramlara işine geldiği gibi yeni anlamlar yükleme başarısı ve çevresindeki evet efendimcilerkorosunun desteği ile başarı hanesine yansıtıyordu.\n

\n

Ancak son günlerin gündemindeki iki konu AKPnin bilerek ya da bilmeyerek bu alışkanlığını değiştirmeye başladığını gösteriyor.\n

\n

Bu değişikliğin nedenini bilmiyoruz. Deniz mi bitti, yoksa Biz ne dersek halk kabul ederegosu daha mı şişti, bekleyip göreceğiz.\n

\n

***\n

\n

Tutuklu milletvekilleri sorununun uzun tarihini, sevgili Balbayın köşesini yazmadığı günlerde okuyarak izleyebiliriz.\n

\n

Dün köşede Milli irade 340 gündür tutukluyazıyordu.\n

\n

Cumhuriyetin manşeti ise şöyleydi:\n

\n

İktidar partisi hem tutuklu vekillere kapıyı kapattı hem ailelerin umudu ile oynadı / Zindana bir kilit daha.\n

\n

Oysa 27 Nisan günü yayımlanan gazetelerde yer alan haberler, Meclisteki üç muhalefet partisinin Ceza Muhakemesi Yasasında değişiklik yapılması konusunda görüş birliğine vardığını, AKPnin de açık kapı bıraktığını duyuruyordu. \n

\n

Daha önce Cumhurbaşkanı Gül, milletvekillerinin tutuklu olmasından rahatsızlık duyduğunu açıklamıştı.\n

\n

Muhalefet partilerinin temsilcilerini bir araya getiren de AKPnin önemli kişilerinden, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Çiçekti. Çiçekin hiçbir umut ışığı olmadan böyle bir girişimi başlatmayacağı düşüncesi de umutlu bir bekleyiş yaratmıştı.\n

\n

Sonunda AKP sözcüleri noktalı virgülle karşı çıktılar. Son noktayı da Başbakan koydu.\n

\n

Yargıya saygı duymak kötü bir şey değil elbet. Ancak MİT Yasası değiştirilirken de duyulmalıydı.\n

\n

BizdenveBizden değilyaklaşımı böylece somut bir örnek daha kazanmış oldu.\n

\n

***\n

\n

12 Eylül Anayasasını değiştirme girişiminin amacı, yargıyı yürütmenin emrine sokma niyetiydi. Evetoylarını arttırmak için sos olarak kullanılan maddelerden biri de devlet memurları ile ilgiliydi.\n

\n

Maaş zamlarını belirlemeyle ilgili olarak anayasada yer alan toplu görüşmetanımı, toplusözleşmeolarak değiştirilecekti. Ortaya atılan propaganda ise artık ücret artışlarını doğrudan hükümet değil, hükümetle yetkili memur sendikaları birlikte (!) belirleyeceklerdi.\n

\n

Üstelik hükümet, 12 Eylül askeri yönetiminin darbe sonrasında işçiler için öngördüğü yöntemi, ileri demokrasi döneminde memurlar için yaşama geçiriyordu.\n

\n

Anlaşmaya varılamazsa, son kararı 12 Eylüldeki Yüksek Hakem Kuruluyerine Kamu Görevlileri Hakem Kuruluverecekti. Kararı vereceklerin büyük çoğunluğu ise 1980de asker yöneticilerin, ileri demokrasi döneminde de iktidarın atadıklarından oluşuyordu.\n

\n

2012 bütçesi hazırlanırken hiçbir memur sendikasına sorulmadan zam oranları 3+3 olarak belirlendi. 1 Ocakta da yürürlüğe girdi. Ama yöntem değişikliği gecikince bu gülünç zam oranları bile maaşlara yansımadı. Çünkü toplusözleşme görüşmelerinin yapılması zorunluydu.\n

\n

Geldik 16 Mayıs 2012ye. Bir tarafta bütçeye 3+3 üzerinden ödenek koyan hükümet, öte tarafta toplusözleşmeimzalama hayali kuran memur sendikaları.\n

\n

Geçmişte sendikacılığa bulaşmış biri olarak, toplusözleşme kavramının ne tür beklentilere yol açtığını bilirim.\n

\n

Toplu görüşmedöneminde işler istendiği gibi gidiyordu. Toplusözleşmedöneminde ise AKP, yargıyı ele geçirme girişiminin ceremesini kendisi çekme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.\n

\n

***\n

\n

Hemşireler Haftası 12 Mayısta başladı. Sağlıklı yaşamın olmazsa olmazı hemşirelerin sorunlarının çözümlendiği bir süreç diliyorum.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları