Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Hayatın Olağan Akışı...
Hayatın Olağan
Akışı...
Bizim kuşak gazeteciliğe başladığında
daktilo makinesi büyük bir lükstü.
Ağabeylerimiz haberlerini ve fıkralarını
dolmakalemle, biz çömezler de Basın
Yasası’nın zorunlu tutması nedeniyle
silinemeyen kopya kalemi ile yazardık.
O günkü gazeteye giren her türlü yazı
“savcı isteyebileceği için” tomar halinde
paketlenir ve 90 gün süreyle saklanırdı.
Diyeceğim o ki daha tükenmez
kalem Türkiye’ye gelmemiş, kimileri
yurtdışından hava atmak için getirseler de
yaygınlaşmamıştı.
Karaköy’den Beyazıt’a giden dolmuşlar,
hemen hepsi 1940’lı modellerden olduğu
için, ağustos sıcağı bastırdığında su
kaynattıklarından, Cağaloğlu Yokuşu’nu
çıkamazlar, kenarlara dizilip motorun
soğumasını beklemek zorunda kalırlardı.
En kullanışlı araç tramvaydı. O da her yere
gitmezdi.
Telefonla konuşmak ise nerede ise
mucizelere kalmıştı.
En büyük derdi İstanbul dışındaki foto
muhabiri arkadaşlarımız çekerlerdi. Telefonun
ucundaki aygıt, yapıştırılan 18x24 fotoğrafı
çizgi çizgi geçerken, PTT santralında görevli
hanımefendi 6 dakika dolunca araya girer,
merkezdeki alıcı etkilendiğinden telefoto
işlemini yeniden başlatma, işkenceye
benzerdi.
Dedikodu gibi olmasın ama, gece
haber alıp veren arkadaşlardan, işlerini
kolaylaştırmak için telefoncu hanımefendilerle
yarenliği geliştirip evlenenler bile olurdu.
***
Anlattıklarım kimilerine masal gibi gelebilir.
Ama yaşamın olağan akışı böyleydi.
Teknoloji gelişti ve yaşamın olağan akışı da
değişti.
Zaten teknolojinin amacı da yaşamın
olağan akışını değiştirmekti.
Gelişme, özellikle bilişim alanında öyle
dev adımlar atmaya başladı ki, dün aldığımız
bilgisayarın modeli bugün eskimiş sayılır
oldu.
***
Geçmişi anımsamamın nedeni, Balyoz
Davası’nın temyiz başvurusunu karara
bağlayan Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi’nin
gerekçesindeki kimi saptamalar oldu.
Artık Mısır’daki sağır sultana kim vekâlet
ediyorsa o bile biliyor ki, delil olarak dosyaya
konulan bilgisayar kayıtlarının kimilerinin
düzmece, kimilerinin de oynanarak
değiştirildiği iddiaları var. Bu iddialara kanıt
olarak sunulan uzman bilirkişi raporları var.
Kurallara göre bilirkişi raporları arasında
çelişki varsa, giderilmesi için işlem yapılması
gerekiyor.
Oysa kararın gerekçesinde şöyle deniliyor:
“Dijital delillerin esasını korudukları, ilişkin
oldukları olayları temsil niteliklerinin ortadan
kalkmadığı, ulaşılma, elde ediliş ve muhafaza
şekillerinin usule uygun olduğu, hayatın
olağan akışına, akla ve mantığa uygun
bulunduğu ve böylelikle de hukuka uygun
deliller olarak hükme esas alınmalarının
isabetli olduğu neticesine varılmıştır.”
Görüyorsunuz ki hayatın olağan
akışını sadece teknoloji değil, yargı da
değiştirebiliyor...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi